Kızılay, sadece bir kurum değil; insanlığın vicdanında yeşeren en kadim dayanışma ağının adıdır.

Her yıl kasım ayının ilk haftasında kutlanan Kızılay Haftası, aslında bir kutlamadan çok bir hatırlatmadır. Çünkü Kızılay, tarihimizin en zor zamanlarında bile elini uzatmaktan vazgeçmeyen bir vicdanın sembolüdür.

Savaşta yaralıya merhem, afette evsiz kalana çadır, aç olana ekmek olmuş bir kurumdan söz ediyoruz. Fakat Kızılay’ın gücü yalnızca yardım malzemelerinde değil, o yardımı taşımaya gönüllü insanların kalbinde saklıdır.

Bugün bir depremde, selde, yangında Kızılay’ı gördüğümüzde hissettiğimiz güven duygusu, aslında dayanışmanın yaşayan hafızasıdır. O kırmızı hilal, sadece bir logodan ibaret değildir; geçmişin fedakârlığını, bugünün umudunu ve yarının insanlık borcunu taşır.

Ama iyiliğin kök salması için sadece kurumların değil, bireylerin de elini taşın altına koyması gerekir. Kızılay Haftası, tam da bunu hatırlatır bize: Yardımseverlik bir refleks değil, bir yaşam biçimidir.

Kızılay, biz unuttuğumuzda bile insanlığı hatırlatan bir aynadır. Ve o aynaya baktığımızda, yüzümüzde iyiliğin ışığı varsa, işte o zaman Kızılay’ın ruhu yaşamaya devam eder.