Şehir yönetmek makam odalarında oturmakla, yıldızlı otellerde düzenlenen toplantılarda boy göstermekle, VIP araçlarla trafikte öncelikli geçmekle olmaz. Gözün görmediği, kulağın duymadığı, yüreğin hissetmediği hiçbir sorun çözülemez.
Makam arabalarının içinden bakınca yollar geniş, hava temiz, şehir düzenli görünür. Oysa o camın dışında; tıkanmış sokaklar, çöp yığınları, altyapısı çöken caddeler ve yıllardır çözüm bekleyen binlerce insan var.
Olmuyor arkadaşlar, böyle olmuyor…
Bazı yöneticiler var ki halkla arasına onlarca koruma, danışman ve protokol duvarı örmüş. Halktan kopmuş, şehirden uzaklaşmış. Oysa şehir, odada değil sokakta yönetilir. Gerçek yönetici; sabahın erken saatinde esnafın siftahını, öğrencinin okul yolunu, yaşlının sağlık kuyruğunu bilir.
Bilir çünkü orada olur.
VIP Geçişle Gerçek Sorun Görünmez
Trafikte birden beliren eskort araçlar, aniden kapanan yollar, hızla geçip giden makam arabaları…
O an trafik durmuş, halk beklemiş, çocuk okula geç kalmış, ambulans sıkışmış fark edilmez.
Çünkü o araçlar için hiçbir sorun yoktur, yok sayılır.
Ama hayat öyle değil…
Gerçek sorun, çöpte, çamurda, asfaltta, gürültüde, kokuda gizlidir. Bunu görebilmek için lüks değil, vicdanla bakmak gerekir.
Şehre Dokunmadan Hizmet Olmaz
Şehri sevmek, ona yatırım yapmak değildir sadece. Şehri sevmek, onun insanına dokunmak, nabzını tutmak, derdini dinlemektir.
Bir şehre gerçekten hizmet etmek istiyorsanız:
• Asfaltı yürüyerek denetleyin.
• Toplu taşıma aracına binin.
• Sahilde bir çay ocağında halkla oturun.
• Sanayi sitesinde çırakla konuşun.
• Pazar yerinde emekliyle fiyatları görün.
Yukarıdan bakarsanız eksik görürsünüz. Yan yana durursanız tam görürsünüz.
Önlem Almak İçin Beklemeyin, Sahaya İnin…
Şehirler; masa başında alınan kararlarla değil, sahada kurulan bağlarla gelişir. Eğer yöneticiler bir şehrin ruhunu, derdini, nabzını anlayamazsa; en büyük yatırım da yapılsa, halkla gönül bağı kurulmaz.
Bu yüzden çağrımız nettir:
• Şehri yönetmek isteyen, önce sokağa insin.
• İnsanların arasına koruma duvarı değil, güven köprüsü kursun.
• Herkesle aynı yerden yürüyebilsin, aynı çamura basabilsin, aynı sıraya girebilsin.
Son Söz
Lüks otellerde düzenlenen zirveler değil, sokakta hissedilen adımlar şehirleri güzelleştirir.
Gerçek yöneticiler halkın içindedir. Ve unutmayalım; sahada olmayanın şehirle gönül bağı olmaz.