Vergi, bir ülkenin kalkınmasının temel taşlarındandır, ancak sadece beyanla değil, etkin denetimle sağlanabilir.

Vergi, bir ülkenin kalkınmasının, sosyal devlet anlayışının sürdürülebilirliğinin ve kamusal hizmetlerin teminatıdır. Ancak bu sürecin temelini oluşturan en kritik kavram adalet olmalıdır. Bir ülkede vergi adaleti sağlanamıyorsa, yalnızca ekonomik dengeler değil, toplumsal vicdan da zedelenir.

Son dönemde ortaya çıkan bir örnek, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Bir berberin, aylık 3.633 TL kazanç beyan ettiğini öğrendik. Bu, günde yaklaşık 100 TL'ye denk geliyor. Ancak bir tıraşın ortalama fiyatı 100-150 TL arasında olduğu düşünüldüğünde, bu beyanın gerçeği yansıtmadığı açıkça ortada. Bu durumda ya beyan edilen rakam, işin gerçekleriyle uyumsuzdur ya da vergi denetim mekanizmaları işlevini yerine getirmiyor demektir. Her iki durumda da ciddi bir sorun söz konusudur.

Burada asıl sorgulanması gereken yalnızca o berberin beyanı değil. Aynı zamanda, bu beyanları kontrol etmekle yükümlü olan denetim mekanizmalarının etkinliği de tartışma konusudur. Vergi kontrol memurlarının sahada ne kadar etkili olduğu, denetimlerin sürekliliği ve caydırıcılığın ne ölçüde sağlandığı büyük bir belirsizliktir.

Belki de, tıpkı trafikteki “Gönüllü Trafik Müfettişliği” gibi, “Gönüllü Vergi Müfettişliği” sistemini konuşmanın zamanı gelmiştir. Tabii ki, bu sistemin kötüye kullanılmasını engelleyecek yasal güvencelerle, gizlilik ilkelerine dayalı ve teknolojiyle desteklenen bir modelde uygulanması gerekecektir. Bu sayede toplumun bilinçli kesimleri, gözlemleriyle vergi adaletsizliklerini tespit edebilir, kamu otoritesi ise bu ihbarları değerlendirme sorumluluğu taşıyabilir.

Çünkü unutmamalıyız ki, vergi adaletsizliği en çok dürüst vergi mükellefini cezalandırır. Her ay kazancını doğru beyan eden bir doktor, mühendis ya da sabit gelirli bir çalışan; aynı mahallede iş yaptığı halde kazancını neredeyse sıfır gösteren bir işletmenin haksız avantajını taşır. Bu, sadece ekonomiyi değil, toplumsal adalet duygusunu da zedeler.

Vergi, yalnızca devletin kasasını doldurmakla kalmaz, vatandaşın devlete olan güvenini de inşa eder ya da yok eder.

Bir ülkede:

Kazanç değil, sadece beyan üzerinden vergi alınıyorsa,

Denetimler göstermelikse,

Beyanlar gerçekle örtüşmüyorsa,
o ülkede vergi adaletinden söz edilemez.