Yüzyıllardır anlatılan en büyük aşk hikâyelerinden biri, Mısır Kraliçesi Kleopatra ile Romalı General Marcus Antonius arasında yaşandı. Ancak bu hikâye Mısır’da değil, Mersin’in Tarsus ilçesinde başladı. Kleopatra’nın tanrıça kılığında görkemli gemisiyle Tarsus’a gelişi sadece bir aşkın değil, tarihin akışını değiştiren bir güç gösterisinin başlangıcıydı. Bugün hâlâ ayakta duran Kleopatra Kapısı, o efsanevi anın sessiz tanığı olarak dimdik duruyor.
TARSUS’TA YAZILAN TARİH
M.Ö. 41 yılında Roma İmparatorluğu’nun güçlü generali Marcus Antonius, sadakatini sorguladığı Mısır Kraliçesi Kleopatra’yı Tarsus’a çağırdı. Ancak Kleopatra, bu daveti bir itaat değil, bir gösteri olarak değerlendirdi. Boyun eğmek yerine sahneye çıktı. Roma’nın en kudretli adamını kendi sahasında büyüleyecek, tarihin yönünü değiştirecek bir plan kurdu. Antik kaynaklar, bu buluşmanın Mersin topraklarında yaşandığını ve sonrasında Roma’nın siyasetini bile sarsacak kadar derin etkiler yarattığını aktarıyor.
BİR AŞK HİKÂYESİNDEN ÇOK DAHA FAZLASI
Antik tarihçi Plutarkhos’un anlatımlarına göre, Kleopatra’nın Tarsus’a gelişi sadece bir ziyaret değildi, adeta bir tanrısal tören gibiydi. Kydnos (Berdan) Nehri üzerinden şehre doğru süzülen gemi, altın yaldızlarla süslenmişti. Erguvan renkli yelkenleri, gümüşten yapılmış kürekleriyle güneş ışığında parlıyor, gemiden yayılan egzotik kokular tüm kenti sarıyordu.
Kraliçe, güvertede aşk tanrıçası Afrodit kılığındaydı, hizmetçileri ise mitolojik figürler gibi giyinmişti. Flütlerin ve lirlerin sesi Tarsus semalarını doldururken, halk limana akın etti. Meydanda onu bekleyen Antonius ise şaşkınlık içinde kalmıştı. Bu sahne, sadece iki insanın karşılaşması değil, bir kadının zekâsı, cazibesi ve politik gücüyle bir imparatorluğu etkileme anıydı.
ROMA’YI SARSAN BULUŞMA
Kleopatra’nın Tarsus’taki ziyafeti, Roma tarihine geçecek bir dönüm noktası oldu. O gece Antonius, kraliçenin gemisinde verilen o görkemli yemeğe katıldı. Bu buluşma, yalnızca bir aşkın değil, Mısır ile Roma arasındaki stratejik ittifakın da temellerini attı. Tarihçiler, bu olayın ardından Antonius’un Kleopatra’nın büyüsüne kapıldığını ve siyasi kararlarında bile bu ilişkinin etkili olduğunu belirtiyor.
Roma İmparatorluğu’nun kalbinde yankılanan bu aşk, savaşların ve imparatorlukların geleceğini değiştirdi. Kleopatra’nın güzelliği kadar zekâsı da tarih sahnesine damgasını vurdu, onu yalnızca bir kraliçe değil, bir strateji ustası haline getirdi.
KLEOPATRA KAPISI: EFSANENİN SON TANIĞI
Aradan iki bin yıldan fazla zaman geçti ancak Tarsus’ta hâlâ bir yapı, o günlerin ruhunu taşımaya devam ediyor. Bugün ayakta duran bu anıt, her ne kadar daha geç dönemlerde inşa edilmiş olsa da, tarihçiler kapının Kleopatra ve Antonius’un yürüdüğü antik yolun üzerinde bulunduğunu söylüyor.
Bu nedenle kapı, yalnızca bir taş yapı değil, tarihin en güçlü kadınlarından birinin güç, aşk ve ihtişam dolu hikâyesinin sembolü olarak kabul ediliyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bu nokta, Mersin’in kültürel mirasının en görkemli parçalarından biri olmayı sürdürüyor.