Bilgisayarın başına oturan ya da eline kalemi, kağıdı alan her köşe yazarı bugün köşemde neyi yazsam diye hep düşünür. Çünkü okura karşı sorumluluğu, kente karşı mesuliyeti vardır. Hele ki o şehirde yapılması gereken o kadar çok şey varsa. Hele ki ülkenin demokrasi kültürü yetersizse. Yazın insanı notlarına bakar usundaki bilgileri zorlar ve sonra düşünür bugün ne yazayım, okurla hangi konuları paylaşayım diye. Bugün ben de şöyle düşünüyorum; bütün bu somut sorunlar yumağı konular Eskişehir'de olsa günlük 5 bin adet gazete satan bir şehir o sorunu aidiyet duygusu ve kentli olma bilinci ile bizlerin köşesinden ya da manşetlerden okuyup yöneticileri uyarmamıza destek olur, kamuoyu oluşturur, o konuyu irdeler bizler dahil ilgilileri yönlendirebilir, zira olan bitenden haberdar olan duyarlı birey; günlük 5 bin adet yerel gazete satılan bir kentte kentinin geleceğini düşünecek olgunluğa artık erişmiştir. Bu bağlamda Mersin'e gelecek olursak hep köşemizde yazdık, çizdik, söyledik, kentimizin yolu bu manada uzun ve gittiği yollarda taşlar engebeli. Özellikle kente 1983 yılında pasaport ile girilebilecek söylemi ve güneydoğu da yaşanan sıkıntılardan, terör ortamından kaçan ve rahmetli belediye başkanı Kaya Mutlu'nun 5 bin kişiye iş, 15 bin kişiye aş söylemi ile çalışmak için güneydoğudan gelen insanlar. Aşırı göç alan bu nedenle altyapısı ve kent kültürü eksik, yetersiz bir şehre dönüşen Mersin. Yıllarca yazdım Mersin merkezde 50'yi aşkın mahalle kendi kültürü ile yaşamaya devam ediyor. Ne demek istiyoruz; Balkonunda küçükbaş hayvan beslemesinden tutun, evinin önünde yaptığı tandır ekmeğine, alışkanlıkların devamına, kahvehane kültürüne kadar "aynı" şekilde yaşamaya devam ediyor/lar. Kozmopolit yapı kentte on yıllardır öylesine derin ki; BİN civarında hemşehri derneği var Mersin'de. Kent aydını, akademisyen, bazı STK'lar bu bağlamda sorunları aşabilmek adına ne yapılabiliri bazen kentimize gelen konuklarla, değişik platformlarda görüşüp tartışıyorlar, ama işte sonuç ortada sosyal gelişmişlik seviyemiz 20'li sıralarda o nedenle bazı şeyler olmuyor, olamıyor. Zira kent lobisi güçlü değil, bu sebeple biraya gelip ortak payda da buluşma, zenginleşme isteği, kültürü, mantalite geniş anlamda yaygın değil ve sorun çözme odaklı birliktelikler sağlanamıyor; sonra ne mi oluyor? "Bendensin" yaklaşımı o mu benim hemşehrim kutuplaşması. Oysa küçük dokunuşlarla yapılabilecek o kadar çok şey var ki. Şimdilerde kentin şehreminisi Vahap Seçer'in, Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Gültak'ın, Yenişehir Belediye Başkanı Sayın Özyiğit'in, Mezitli'de belediye başkanı Neşet Tarhan'ın yaptığı gibi. Bu küçük dokunuşlar, yetiyor mu elbette yetmez, kent kültürü kentli olma bilinci sorunsalı anlamında devasa sorunları olan bir kent merkezi hükümetin yatırım anlamında vergi tahakkukunda 6. sırada olmamıza karşın, kentimize yeterli desteği yatırımlar boyutunda vermediğinde sorunlara istenilen düzeyde çözümler bulunamıyor. O halde ne olması, yapılması gerekiyor. Kentin zihniyet, mentalite yani olumlu anlamda kabuk değiştirmesi ekonomik, kültürel, sanatsal, estetik vizyoner bakış açısının hakimiyeti. İşte bunu ilk sağlayacak şey yani zenginleşmenin ilk adımı aşama,aşama 12 milyon sonrasında 30 milyon yolcu kapasitesi ile çalışacak, Çukurova Bölgesel Havalimanının bir an evvel açılması, hizmete girmesi. Bir de vizyonu olan; demokrasiye, istişareye inanmış yapıcı eleştirilere açık, güçlü bir Büyükşehir Belediye Başkanı. Havaalanı demişken sadece Antalya'yı yazayım. Antalya Havaalanından 273 noktaya uçuş imkanınız var. Demem o ki sevgili okurlarımız konuların, sorunların hepsi biri biri ile ilintili. Bir ucundan istekle ve kent aidiyeti şekliyle tutulduğu vakit çorap söküğü gibi sorun çözme adına sonuca ulaşılabilir. Yeter ki kent bileşenleri birlik beraberlik içerisinde olsunlar, yaşadıkları, para kazandıkları kenti sevsinler. Aidiyet hissetsinler. Ama yazdığım gibi bu o kadar kolay bir şey değil. Yine de inanmak istiyorum ki havaalanı açıldıktan sonra kentin zenginleşmesi, aidiyeti artacak bireyler/şirketler para kazandıkları, güzel havasını soluduğu, yaşadıkları kente daha çok sahip çıkacaklar, daha modernist, akılcı ve estetik düşünecekler. Bütün bunların yansıra; bu nadide kentte, kentini gerçekten seven akil insanlar tarafından biraya gelmiş. Düşünce Kulübü oluşturulduğunda, Bilim kültür ve sanat, tanıtım Vakfı kurulduğunda, Bellek Müzesi, Basın Müzesi, balık hali, Limon Müzesi açıldığında, 550 ören yerine sahip çıkıldığında, 321 kilometre sahil şeridi olan kentimizde yeni mavi bayraklı plajlarımız olduğunda, kasaplar çarşısı, balık pazarı yeni bir çehreye büründüğünde, betonlaşmanın artık kentlere hiçbir estetik kazanım sağlamadığına inandığımızda, Çankaya İlkokulu ve İngiliz Yağ Fabrikasının çürümesine yöneticilerin izin vermediğinde, kentin merkezinde 200 yıldır hizmet veren deniz fenerine sahip çıktığımızda, yine 321 kilometre sahil şeridi olan Mersin'de en az bir deniz taksi olduğunda, yeni hikayeler, yeni markalar yarattığımızda 20 coğrafi işaret almış ürünümüzü iyi bir şekilde tanıttığımızda, şiire, öyküye, romana, tiyatroya, fotoğraf ve resim, ebru sanatına, Türk Sanat müziğine, Klasik batı müziğine, opera ve baleye sanata, yerel medyanın yerel demokrasinin gelişimine katkı sunan argümanlar ve destekler sağlandığında, demokrasi adına sahip çıktığımızda hele hele aidiyet duygusunun gelişmesine katkı sunacağına yürekten inandığım kent kültürü çalışmalarından sadece birisi olan Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nın Atatürk parkı içerinde 15 günde bir Mersin türküleri, şarkıları dahil konser verdiğinde çok farklı bir Mersin'in varlığını göreceğiz çok kıymetli bir Mersin'de yaşayacağız.
MERSİN'DE AİDİYET DUYGUSU GELİŞMİŞ BİR DÜŞÜNCE KULÜBÜNÜN NELER YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜKÇE
Fatih Alkar
Yorumlar
Trend Haberler

19 Ekim 2025 Altın Fiyatları: Gram, Çeyrek, Cumhuriyet Altını Ne Kadar Oldu?

6.1 şiddetinde deprem oldu! O ülke zangır zangır sallandı

Mersin-Antalya Arası Kaç Kilometre? Güzergahlar, ulaşım Alternatifleri ve Yeni Yol Projeleri

337 yıl sonra her an deprem olabilir! Bu 3 fay her an kırılabilir!

Prof. Dr. Naci Görür'den kritik deprem açıklaması: Türkiye'nin tamamı risk altında!