Her siyasi kesim kendine göre bir bakış ve anlayışa sahiptir. O gözlükle olanları değerlendirirler. Önemsedikleri, kullandıkları sözcüklerle ayrışırlar. Demokratik rejim; kuvvetler ayrılığına dayalı bağımsız yargının varlığı ile sağlıklı işler. Herkesin eşit olmadığı, kişi sınıf ve zümrenin ayrıcalıklı olduğu bir rejim; sömürünün egemen olduğu rejimdir. İnsanlar; farklılıkların eşitsizlik doğurduğunu, gücü elinde olanın ayrıcalıklı olduğu, keyfiliğin haklardan yararlanmada düzensizlik meydana getirdiği endişesi içindedir. Ayrıcalıklı dokunulmaz kişiler toplumların kan emicileridir. Diktatörlüklerde; halk doğruları lidere söylemekten korkar. Demokrasilerde ise; liderler doğruları halka söylemekten korkar. Demokrasilerde; ayrıcalıklı kişi, sınıf, zümre yoktur. Kanun önünde herkes eşittir. Toplumun suç işleme özgürlüğü yok ama toplumu yönetenlerin ve milletvekillerinin suç işleme özgürlüğü var diyen bir rejimin, demokratik rejim olduğundan bahsedilemez. Tarih boyunca; yargıyı istediği gibi kullanan siyasiler, her zaman hukukta muhaliflere adalet hakkı tanımadan yeni haksızlıklar yaratmıştır. Din adına, ideoloji adına haksızlıklar yapılmıştır, yapılmaktadır. Yürütmeye verilen yetkiler; normal, olağan bir hukukun çok üstündedir. Bu yetkilerle; hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmayan düzenlemelere gidilmiştir. Türkiye´de siyasi iktidar gücü; hukuk devleti değil yasa devleti olmayı tercih etmiştir. Mahkemelerde olması gereken yetkiler; hukukun temel ilkelerine dayanmalıdır. Bunlar; -suçsuzluk karinesi ilkesi -kuşkudan sanık yararlanır ilkesi -silahların eşitliği ilkesi -adil yargılanma ilkesidir Hukuk devletinde; kimseye olağanüstü, hukukun olması gerektiğini söylediğinin dışında yetkiler verilemez. Verildiğinde başka güç merkezleri oluşur, hukuk ortadan kalkar. Yasalar; hukukun hizmetinde olmalı. Hukuku kimse kullanmamalı. Sonuçta yasal bir düzenleme yaparsınız ama bu hukuka uygun olmaz, Anayasayı yasaları kendi amaçları için kullanan siyasetçilerin ayrıcalıklı olduğu rejim demokratik rejim değildir. Türkiye; kurum ve kurallarıyla işleyen Demokratik bir rejimdir. Türkiye; hukuk devletidir. Ayrıcalıkların olmadığı, kanun önünde herkesin eşit olduğu, bağımsız yargının sıradan vatandaşın güvencesi olduğu hukuk devleti işlerlik kazanmalıdır. Aydınlar; halkı bilinçlendirmelidir. Halkın sağduyusunun sesi yükseltilmelidir. Bunun sonucu olarak hukuk devleti kavramını benimseyerek, anayasa ve yasalarla siyasi iktidarın, sermaye sahiplerinin halk yığınlarını istismarını önlemeye çalışmışlardır. Adalet, yasanın emrine girmişse o zaman görünüşte bir adalet vardır. Hukukla ilgisi olmaz, görünüşte hukuktur. Hiç kimseye, olağanüstü, hukukun olması gerektiğini söylediğinin dışında, yetkiler verilmemelidir. Sevgiyle Kalın. Esenlikte Yaşayın. Mustafa Mızrak / Gazeteci / Yazar