Son yıllarda hem iş dünyasında hem de günlük yaşamda en sık dile getirilen sorunlardan biri olan tükenmişlik sendromu, artık sadece çalışanları değil, öğrencilerden ev hanımlarına kadar geniş bir kesimi etkiliyor. Uzmanlara göre bu durum, yalnızca geçici bir yorgunluk hali değil, erken fark edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir sendrom.
Tükenmişliğin en önemli belirtilerinin kronik yorgunluk, uyku bozukluğu ve motivasyon kaybı olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, “Kişi sabah uyandığında günün yükünü kaldırmak istemiyorsa, işine ya da sorumluluklarına karşı isteksizlik hissediyorsa bu bir uyarı sinyalidir” değerlendirmesinde bulunuyor.
Tükenmişlik sendromunun depresyon ve kaygı bozukluklarına zemin hazırlayabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, “Sürekli stres altında kalan kişilerde bağışıklık sistemi zayıflar. Bu durum sadece ruhsal değil, bedensel hastalıkları da beraberinde getirir” sözleriyle riskin boyutuna dikkat çekiyor.
Süreci önlemek ve kontrol altına almak için yapılabilecek adımlara da işaret eden uzmanlar, “Günde birkaç dakikalık nefes egzersizi bile kişinin zihinsel yükünü hafifletebilir. Düzenli uyku ve beslenme, basit görünen ama etkili korunma yöntemleridir” diyor.
İşverenlerin de sorumluluklarına değinen uzmanlar, “Çalışanlara sadece görev yüklemek değil, onların dinlenmesine ve kendini geliştirmesine de fırsat tanımak iş verimliliğini artırır” ifadelerini kullanıyor.
Sonuç olarak tükenmişlik sendromu, erken fark edildiğinde ve doğru adımlar atıldığında kontrol altına alınabilen bir durum. Uzmanlar, bireylerin kendi sınırlarını tanıması gerektiğini hatırlatarak, “Yardım istemek bir zayıflık değil, aksine sağlıklı bir davranıştır” mesajını veriyor.
