Mersin’in Silifke ilçesi, sadece tarihi zenginliğiyle değil, aynı zamanda benzersiz yoğurduyla da hafızalarda yer ediyor. Yüzyıllardır aynı yöntemlerle hazırlanan Silifke yoğurdu, doğallığı ve lezzetiyle bölgenin en bilinen yöresel tatlarından biri.
Yoğurt yapımında, yaz aylarında Toros Dağları’nın serin yaylalarında otlayan inek ve keçilerin sütü kullanılıyor. Toplanan süt, köy evlerinde geleneksel yöntemlerle kaynatılıyor, ardından soğutulup ev yapımı maya ile mayalanıyor. Kimi zaman toprak testilerde, kimi zaman bakır kazanlarda dinlendirilen yoğurt, birkaç saat içinde kıvamını alıyor ve soğutularak tüketime hazır hale geliyor.
Lezzetin Sırrı: Sabır ve Doğallık
Silifke yoğurdunun bu kadar özel olmasının sırrı, kullanılan sütten çok sabır ve özen. Hazır katkı maddeleri yerine doğanın sunduklarıyla yapılan yoğurt, kıvamı, ekşi lezzeti ve yoğunluğu sayesinde diğer yoğurtlardan kolayca ayırt ediliyor. Üstelik tamamen katkısız olması sayesinde hem sağlıklı hem de besleyici bir gıda alternatifi sunuyor.
Kahvaltılardan Sofralara: Çok Yönlü Bir Tat
Silifke yoğurdu sadece sade olarak değil, aynı zamanda birçok yöresel yemekte, mezede ve tatlıda da kullanılıyor. Üzerine zeytinyağı gezdirilerek kahvaltıda, sarımsakla karıştırılarak meze olarak ya da sıcak yaz günlerinde serinletici bir ayran şeklinde sofralara geliyor.