Namrun Kalesi’nin tarihi tam olarak net bilinmemekle birlikte, kalenin Romalılardan Bizans’a, Ermenilerden Selçuklulara kadar farklı medeniyetlerce kullanıldığı düşünülüyor. Stratejik konumu sayesinde savunma amaçlı olarak inşa edilen kalenin kalıntıları, döneminin askeri mimarisine dair ipuçları taşıyor.
Bugün ayakta kalan sur duvarları, gözlem kuleleri ve kalenin çevresinde bulunan eski yapı izleri, bölgenin sadece bir turistik durak değil aynı zamanda bir açık hava müzesi niteliği taşıdığını gösteriyor. Bölge halkı tarafından “Namrun” ismiyle bilinen kale, aslında bu ismi Çamlıyayla ilçesinin eski adından alıyor.
Namrun Kalesi’ne ulaşmak için Çamlıyayla merkezinden kısa bir araç yolculuğu yapılıyor. Ardından çam ormanları içinden geçen dar ama temiz bir patikayla yürüyerek kaleye ulaşılıyor. Bu yürüyüş bile ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor. Sadece tarihi bir yapıya ulaşmıyorsunuz, aynı zamanda kuş sesleri eşliğinde, temiz orman havasını ciğerlerinize çekerek adeta doğayla yeniden tanışıyorsunuz.
Kale çevresi özellikle hafta sonları kampçılar, doğa yürüyüşü yapan gruplar ve fotoğrafçılar tarafından tercih ediliyor. Güneşin doğuşu ve batışı sırasında kaleden izlenen manzara ise ziyaretçilerin en çok fotoğrafladığı anlar arasında yer alıyor.
Vatandaşlar Anlatıyor: “Burada zaman duruyor”
Namrun Kalesi’ni ailesiyle birlikte ziyaret eden 46 yaşındaki Mersinli öğretmen Halil Özdemir, bu deneyimi şöyle anlatıyor: “Mersin’de yaşayıp burayı yıllarca duymamak büyük kayıpmış. Sessizlik, tarih ve doğa bir arada. Sadece kaleyi gezmiyorsunuz, kendinize zaman ayırıyorsunuz. Burada zaman sanki daha yavaş akıyor.”
Ziyaretçilerden biri olan üniversite öğrencisi Ayça K. ise hafta sonları için şehir kalabalığından kaçtığı nadir yerlerden birinin Namrun olduğunu söyleyerek, “Şehirden sadece bir saat uzaklıktasınız ama bambaşka bir yerde gibi hissediyorsunuz. İnternetin çekmediği yerler bile var. Bu da aslında güzel; telefonları bırakıp etrafınıza bakmayı hatırlıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Sosyal Medyanın Etkisiyle Popülerlik Artıyor
Bölge halkı yıllardır bu kalenin kıymetini bilse de, dışardan gelen ziyaretçilerin sayısı son 3-4 yılda gözle görülür biçimde arttı. Bu artışın başlıca nedeni, sosyal medyada yapılan doğa yürüyüşü paylaşımları ve fotoğrafçılık sayfalarında yer alan etkileyici kareler. Özellikle dron ile çekilen kaleye tepeden bakış açısı sunan videolar, burayı keşfetmek isteyenlerin ilgisini artırmış durumda. Mersin merkezde yaşayan doğa fotoğrafçısı Duygu Altun, Namrun Kalesi’ni keşfettikten sonra çektiği fotoğrafların sosyal medyada büyük ilgi gördüğünü belirterek, “İnsanlar önce ‘Burası gerçekten Mersin mi?’ diye soruyor. Kaleyi ilk kez gören herkes şaşırıyor çünkü böyle yerlerin ancak Karadeniz’de ya da Ege yaylalarında olduğunu düşünüyorlar” diyor.
Tanıtım ve Ulaşım Konusunda Talepler Var
Her ne kadar kaleye ulaşım özel araçla mümkün olsa da, toplu taşıma seçeneklerinin sınırlı olması özellikle genç ve yaşlı ziyaretçilerin erişimini zorlaştırıyor. Bazı vatandaşlar, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden veya Çamlıyayla Belediyesi’nden daha fazla tanıtım çalışması yapılmasını ve kale çevresinde altyapı geliştirilmesini talep ediyor. Mahalle sakini Ahmet E., kalenin tarihsel ve turistik değerinin hâlâ yeterince anlaşılmadığını vurgulayarak, “Buraya gelen herkes hayran kalıyor ama daha fazla kişinin haberdar olması için tanıtıma ihtiyaç var. Yürüyüş yolları, dinlenme alanları yapılırsa burası Mersin’in simgelerinden biri olur” şeklinde konuştu.
