Bölge mutfağının en özel lezzetlerinden biri olan Kerebiç'in tarihi, yüzyıllardır Arap ve Anadolu medeniyetlerinin kesişim noktasında yer alıyor ve modern tarifinin çok ötesinde, kadim bir geçmişi işaret ediyor.
Kerebiç'in Tarihsel Yolculuğu
Uzmanlar ve tarihçiler, Kerebiç'in isminin ve kökeninin Arapça’da "küçük top" veya "oyma" anlamına gelen "kurra" kelimesinden türediğini belirtiyor. Bu, tatlının yapım aşamasında iç harcın hamur içine oyularak doldurulmasını tarif ediyor. Tarih boyunca Fenikeliler, Romalılar ve sonrasında bölgeye hâkim olan medeniyetlerin mutfak kültürlerinden izler taşıyan Kerebiç'in, Antakya ve Halep çevresindeki benzer tatlılarla (ma'amoul) ortak kökleri olduğu kabul ediliyor.
Kerebiç'i diğer benzer tatlılardan ayıran en önemli özellik ise üzerindeki kar beyazı köpüktür. Bu köpük, sadece Mersin ve çevresinde yetişen çöven otunun köklerinden elde edilen doğal bir öz ile hazırlanır. Çöven otu köpüğünün bu eşsiz kıvamı ve tadı, Kerebiç'i bölgeye özgü kültürel bir miras haline getirir.
Modern Mersin Kerebiçi Tarifi
Günümüzde Mersin'de ustalar tarafından yapılan geleneksel Kerebiç tarifi, yıllar içinde mükemmelleşmiş ve şu bileşenlerle hazırlanmaktadır:
Hamur Malzemeleri:
İrmik ve un karışımı (Hamurun ana iskeletini oluşturur.)
Tereyağı veya margarin (Gevrek bir kıvam için.)
Az miktarda süt veya su.
Kabartma tozu.
İç Dolgu (Geleneksel):
Öğütülmüş Antep fıstığı, ceviz veya hurma.
Az miktarda pudra şekeri ve tarçın.
Önemli Dokunuş: Kerebiç Otu Köpüğü (Çöven Köpüğü):
Kerebiç’i tamamlayan bu eşsiz köpük, çöven otu köklerinin saatlerce kaynatılıp özünün çıkarılmasıyla elde edilir. Bu öz, yumurta akına benzer şekilde çırpılarak yoğun ve stabil bir köpük haline getirilir. Kerebiç, bu köpükle birlikte servis edilerek hem lezzet hem de görsel açıdan tamamlanır.