Dijital oyunlar, eğlence ve sosyalleşme imkanı sunan önemli bir kültürel alan haline gelse de, aşırı ve kontrolsüz kullanım durumunda ciddi bir bağımlılık riski taşıyor. Dr. Pelin Kılınç Özüölmez, konuşmasında dijital oyun bağımlılığının tanımını yaparak, bunun yalnızca fazla oyun oynamak anlamına gelmediğini vurguladı. Özüölmez,“Bağımlılık, kişinin yaşamının merkezine oyunu koyması, sosyal, akademik ve mesleki hayatını ikinci plana atmasıyla başlıyor. Günlük yaşam aktiviteleri aksıyor, uyku düzeni bozuluyor, fiziksel ve ruhsal sağlık zarar görüyor" dedi.
Bağımlılığın Belirtileri Nelerdir?
Uzmanlara göre dijital oyun bağımlılığı, tıpkı madde bağımlılıkları gibi belirgin semptomlarla ortaya çıkıyor. Bunlar arasında:
-
Uzun saatler boyunca oyundan kopamama,
-
Ders, iş veya sosyal sorumlulukların aksaması,
-
Oyun oynayamadığında sinir, öfke ve huzursuzluk hali,
-
Gerçek ilişkilerden uzaklaşma, yalnızlaşma,
-
Fiziksel sağlıkta bozulmalar (göz yorgunluğu, duruş bozukluğu, uykusuzluk, obezite),
-
Zaman algısının kaybolması ve oyuna dair kontrolsüz dürtüler yer alıyor.
Özüölmez, bu belirtilerin erken fark edilmesiyle gençlerin yönlendirilmesinin daha kolay olabileceğini belirterek ailelere ve eğitimcilere önemli görevler düştüğünü söyledi.
Küresel Bir Sorun: Oyun Endüstrisinin Büyüklüğü
Konferansta dijital oyun bağımlılığının yalnızca bireysel değil, toplumsal ölçekte de önemli bir mesele olduğu aktarıldı. Dünya genelinde oyun sektörünün milyarlarca dolarlık bir pazar oluşturduğunu belirten Özüölmez, özellikle gençlerin oyun şirketlerinin hedef kitlesi olduğunu söyledi:
“Her yıl milyonlarca gencin saatlerini bilgisayar başında geçirmesi, eğitimden sosyal yaşama kadar pek çok alanı etkiliyor. Bu noktada oyun endüstrisinin ticari stratejilerinin de farkında olmamız gerekiyor.”
Bağımlılıkla Mücadelede Neler Yapılmalı?
Dr. Pelin Kılınç Özüölmez, bağımlılıkla mücadelede bireysel farkındalık kadar aile, okul ve toplum desteğinin de kritik önemde olduğuna dikkat çekti. Uzman önerileri şu başlıklarla öne çıktı:
-
Zaman Yönetimi: Oyun için belirli sürelerin planlanması, özellikle çocuklarda günlük ekran süresinin sınırlanması,
-
Alternatif Aktiviteler: Spor, sanat ve sosyal etkinliklerle boş zamanın değerlendirilmesi,
-
Aile İletişimi: Anne-baba ile çocuk arasındaki iletişimin güçlendirilmesi,
-
Profesyonel Destek: İleri düzey bağımlılık vakalarında psikolojik danışmanlık ve terapilerin devreye girmesi,
-
Eğitim Programları: Okullarda farkındalık seminerleri ve bilinçlendirme çalışmaları yapılması.
-
Mersin Üniversitesi’nden Öğrencilere Katkı
Mersin Üniversitesi yetkilileri, düzenlenen bu tür konferansların gençlerin gelişimi açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Özellikle dijital çağda gençlerin bilinçli teknoloji kullanımını öğrenmesinin, akademik başarı ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratacağı vurgulandı.
Konferans sonunda İletişim Fakültesi öğrencileri, merak ettikleri soruları yönelterek interaktif bir şekilde etkinliğe katıldı. Öğrenciler, günlük yaşamlarında dijital oyunlarla ilgili yaşadıkları deneyimleri paylaştı ve uzman görüşlerinden faydalandı.
Teşekkür Plaketi ile Son Buldu
Programın sonunda, gençlerin bilinçlenmesine katkı sağlayan sunumundan dolayı Öğr. Gör. Dr. Pelin Kılınç Özüölmez’e teşekkür plaketi takdim edildi. Katılımcılar, etkinliğin hem bilgilendirici hem de düşündürücü olduğunu ifade ederek, benzer programların devam etmesi gerektiğini dile getirdi.
