BES Mersin Şubesi üyeleri, Kreş ve TİS taleplerini bir kez daha dile getirdi. Maliye önünde basın açıklaması gerçekleştirilen sendika, taleplerinin karşılanmasını istedi. Grup adına açıklama yapan BES Mersin Şube Başkanı Kemal Göçmen, uygulanan bu ekonomik programla, başta kamu emekçileri olmak üzere, emeğiyle geçinen geniş kesimlerin gelirleri, yoksulluk sınırı altıda, açlık sınırının üzerinde bir eşikte tutulduğunu dile getirerek, “Her gün bizleri daha fazla yoksullaştıran bu politikalara rağmen, iktidar mensuplarının her kurduğu cümlede, bizleri enflasyona ezdirmedikleri yalanını söylemeye devam etmektedir. Oysa bizler, her geçen gün pazara, markete ve diğer ihtiyaç duyduğumuz tüketim mallarına daha zor ulaşıyoruz, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaktan uzaklaşıyoruz. Yani iktidar mensupları uyguladıkları bu politikalara nasıl güzelleme yaparlarsa yapsınlar, biz emekçilerin ve yoksulların yaşadığı derin yoksullaşma gerçeği değişmiyor. İktidar tarafından sürdürülen bu yoksullaştırıcı politikalar neticesinde, özellikle kent yoksulluğu, içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Bu sebeple özellikle büyük kentler, emekçiler için sürgün yerleri haline gelmiştir. Kentlerde, başta barınma sorunu olmak üzere, emekçilerin temel ihtiyaç olarak yaşam kaynaklarına olan erişimleri, her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Bu koşullarda iktidar, her yılı, toplumun mağdur kesimlerinden birinin yılı ilan etmeye devam etmektedir. Ancak tarih gösteriyor ki, kendilerine yıl atfı yapılan toplum kesimlerinin mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması bir yana, yaşadıkları mağduriyet daha da artarak devam etmektedir. Tıpkı 2024 yılının emekliler yılı ilan edilmesine rağmen, bütün emeklilerin açlık sınırının yarısı oranında bir gelirle yaşamaya mahkum edilmesi gerçekliğinde tecrübe ettiğimiz gibi” şeklinde konuştu.

588Bc9A7 Cd04 465F B10E A71Da1632259

Yelkenler Fora! Mersin’de Deniz Keyfi Başlıyor
Yelkenler Fora! Mersin’de Deniz Keyfi Başlıyor
İçeriği Görüntüle

“Hakkımızı Elde Edene Kadar Mücadelemize Devam Edeceğiz"
Yaşanan bu derin yoksullaşma, muhakkak bütün toplum kesimlerini eşit derecede vurmadığını vurgulayan Göçmen, “Bu derin yoksullaştırma politikalarından kadın emekçiler ve çocuklar, daha fazla mağdur olmaktadırlar. Her yaş grubundan çocuklarda, beslenme sorununa bağlı olarak, başta bodurluk olmak üzere kalıcı sağlık sorunları ortaya çıkarken kadınlar, bu derin yoksullukla baş etmek için daha fazla fedakârlık etmek zorunda kalmaktadırlar. Başta çocuk ve bakım yükü, kadın emekçilerin omuzlarına bir görevmiş gibi yüklenmektedir. Bu durum, yaşanan yoksullukta bile eşitsizliği ve daha derin bir yoksulluğu kadınlara dayatmaktadır. Toplumun en önemli nüvesini oluşturan aile yükünü, kadın bedeni ve kadının fedakarlığı üzerine kuran iktidar, uzun yıllardır doğum oranlarının artırılması yönünde politikaları teşvik ederken kadını sadece annelik ve aile üzerinden tanımlamakta, kadının yaşadığı sorunlara toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir yerden çözüm üretmemekte, çocuk bakımına ilişkin bütün sorumluluğu kadının fedakarlığı üzerinden çözmeye çalışmaktadır. İktidar tarafından, 2025 yılının aile yılı ilan edilmesi ve sanki hane halkının yaşadığı başka bir sorun yokmuş gibi, aile politikalarını sadece kadınların çok çocuk doğurmasına indirgenmesi hepimizin gördüğü bir uygulama olmuştur. Emekçi kadınların üzerine yıkılan bakım yükünün, öncelikle bir ebeveyn sorumluluğu olduğu kadar, anayasa ve kanunlarda ifadesini bulan haliyle, esas itibarıyla sosyal devletin yükümlülüğü altına alındığı bilinmelidir. Bizler, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde politikaların geliştirilmesini, daha fazla zaman kaybedilmeden başta kadın emekçiler olmak üzere, ebeveynler üzerinde ciddi bir ekonomik yük haline gelen çocuk bakımına ilişkin adımlar atılmasını ve işyerlerimizdeki kreş ihtiyacının giderilmesi talep ediyoruz. Her çocuğun ihtiyacının karşılandığı, eğitim, ulaşım ve beslenmenin sağlandığı, bilimsel nitelikli kreşlerin açılması talebimizi yineliyor ve bu hakkımızı elde edene kadar mücadelemize devam edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

0B383828 28C6 4B18 Ba0F 6Ae4613C89E1

"Bütün Emekçilere 3600 Ek Gösterge Verilsin"

En düşük memur maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını talep eden Göçmen, “Seyyanen zam dahil olmak üzere bütün ek ödemeler temel ücrete yanıltılısın. Bütün emekçilere 3600 ek gösterge verilsin ve adil bir ek gösterge düzenlenmesine gidilsin. 5510 sayılı Kanunun ortaya çıkardığı mağduriyetler giderilsin. Bütün emekçilere kira yardımı yapılsın. Söz verildiği halde kaldırılmayan mülakat haksızlığına son verilsin. 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiye ve ek ödemeler hemen ödenmesi için düzenleme yapılsın. Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri, tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak olarak tanımlansın ve bu konuda yasal düzenlemeler bir an önce yapılarak uygulamaya geçirilsin.
0-6 yaş grubu çocuklar için, en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın, ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılsın. Bakım hizmeti veren kurumlarda çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve söylemlerinden uzak durulsun. Kreşlerin denetim ilkelerinin belirlendiği bir yönerge çıkarılmalı, kreş denetimleri, ebeveynlerin de içinde bulunacağı, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan, sosyal çalışmacılar ve ilgili uzmanların istihdam edileceği düzenlemeler yapılsın. Doğum izni bitiminden çocuğun ilköğretime başlayacağı süreye kadar, ebeveynlerin 6 ay dönüşümlü olarak kullanabilecekleri, iki yıl ücretli ebeveyn izin hakkı için acil yasal düzenleme yapılsın” dedi.

Muhabir: Bilge Çakır