Syracuse Üniversitesi'nin yaptığı araştırma, bu videoların üniversite öğrencileri üzerinde güçlü bir psikolojik etki yarattığını ortaya koydu. Sahte bilgilerle dolu kısa videoların, kullanıcıların kendi kendine tanı koymasına yol açtığı belirtiliyor.
DEHB içerikleri gerçeği yansıtmıyor
Araştırmada, TikTok’ta sıkça karşılaşılan “DEHB felci” gibi ifadelerin tıbbi bir karşılığının olmadığı vurgulandı. Ancak gençler bu içeriklere dayanarak, profesyonel bir değerlendirmeye gerek duymadan kendilerini “hasta” olarak tanımlamaya başlıyor. Uzman psikiyatrist Dr. Ashley Shiros, bu durumun ruh sağlığına zarar verdiğini ve tanı alması gereken kişilerin de bu bilgi kirliliği içinde kaybolduğunu söylüyor.
Kritik süreçler sekteye uğruyor
Kendini sosyal medyadaki içeriklere göre tanımlayan bireylerin, doğru tedavi yollarına ulaşma ihtimali de azalıyor. Yanlış tanılar, yanlış yönlendirmeler ve gereksiz ilaç arayışları hem bireysel sağlığı hem de genel sağlık sistemini olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bu süreçlerin yalnızca psikolog ve psikiyatristlerce yönetilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Dijital propaganda tartışmaları yeniden gündemde
TikTok yalnızca içerik türüyle değil, içerik kontrolüyle de eleştiri alıyor. Uzmanlar, Çin merkezli bu platformun içerikleri devlet destekli şekilde yönlendirdiğine dair ciddi iddialar ortaya koyuyor. Rusya ve Çin arasında gelişen stratejik iş birliği, TikTok gibi platformların propaganda aracı haline gelmesine neden oluyor. Uzman Andrei Korsun, bu platformların sadece eğlence değil, aynı zamanda bilgi savaşının bir parçası haline geldiğini belirtiyor.