Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), 2025 tarihli “Küresel Kuraklık Görünümü” raporuyla Mersin başta olmak üzere Akdeniz Bölgesi için çarpıcı uyarılarda bulundu. Son 40 yılda Türkiye topraklarının yüzde 60’ında nem oranı kayda değer şekilde azalırken, Mersin gibi tarımda öncü iller kuraklıkla baş başa kaldı.

3090653-1

OECD’nin yayımladığı güncel veriler, Türkiye'nin güneyinde yer alan Mersin, Adana ve Antalya gibi şehirlerde, sıcaklık artışı ve azalan yağış nedeniyle toprakların hızla kuruduğunu gösteriyor. 2000–2020 yılları arasındaki ölçümlerde Mersin'deki yeraltı su seviyelerinde ciddi gerileme gözlemlendi. Bu durum özellikle Silifke, Toroslar ve Tarsus gibi tarıma dayalı ilçelerde büyük bir risk oluşturuyor.

Narenciye, Domates ve Seralar Alarm Veriyor

Mersin’de kurak geçen sezonlar, narenciye bahçeleri, muz üretimi ve seracılıkla geçimini sağlayan binlerce üreticiyi etkiliyor. Rapora göre bu tür suya bağımlı tarım ürünlerinde verim yüzde 20'ye kadar düşebiliyor. Seralarda ve açık arazilerdeki üretimin sekteye uğramasıyla birlikte, hem iç piyasada arz daralması hem de ihracatta kayıplar yaşanması gündemde.

20240219Aw144653 6

Kuraklık 4 Derece Isınmada Yıkıcı Hale Gelebilir

Uzmanlar, küresel sıcaklık artışının 4 dereceye ulaşması durumunda, kuraklıkların hem sıklık hem de şiddet açısından yedi kat artabileceği konusunda uyarıyor. 2022 yılında Avrupa’da yaşanan kuraklık felaketinin, iklim değişikliğiyle çok daha yaygın hale gelmesi mümkün. Bu da Mersin gibi yazları kavurucu, kışları ılıman geçen bölgeleri en savunmasız hale getiriyor.

Kentleşme Yeraltı Suyunu Engelliyor

Raporda Mersin’deki hızlı betonlaşma ve düzensiz kentleşme, doğal su döngüsünü zayıflatan temel nedenlerden biri olarak gösteriliyor. Toprağın suyu emme kapasitesini kaybetmesi, yeraltı sularının yeniden dolmasını engelliyor. OECD, doğa temelli altyapı çözümleriyle geçirgen yüzeylerin artırılması gerektiğini vurguluyor.

5412929

OECD’den Mersin İçin Hayati 5 Uyarı

OECD Mersin için şu hayati uyarılarda bulundu:

"Kuraklığa Dayanıklı Tarım: Daha az su tüketen tohum ve çeşitler geliştirilerek çiftçilere ulaştırılmalı,

Yeraltı Suyuna Kota: Tarımsal sulamada kullanılan yeraltı sularının tüketimi sınırlandırılmalı ve takip edilmelidir,

Yağmur Suyu Hasadı: Özellikle kentsel alanlarda yağmur suyu toplanmalı, gri su sistemleri yaygınlaştırılmalıdır,

Betonlaşmaya Son: Şehir planlarında geçirgen yüzeylere öncelik verilerek yeraltı su kaynakları korunmalıdır,

Erken Uyarı Sistemleri: Yerel yönetimler ve çiftçiler için kuraklığa özel uyarı sistemleri kurulmalıdır."

1 Lira Yatırıma 10 Lira Kazanç

OECD, kuraklıkla mücadelede atılacak her 1 birim önleyici adımın, 10 birime kadar ekonomik ve çevresel kazanç sağlayacağını hatırlatıyor. Bu adımlar sadece tarım değil, içme suyu temini, enerji üretimi ve ekosistem sağlığı açısından da hayati önem taşıyor.

Yazlık Sinema Kapandı, Hayat AVM'ye Taşındı: Mersin'in Değişen Merkezi
Yazlık Sinema Kapandı, Hayat AVM'ye Taşındı: Mersin'in Değişen Merkezi
İçeriği Görüntüle

Zaman Daralıyor

Mersin için kuraklık artık geleceğin değil, bugünün krizi. Eğer tarım yapısı dönüştürülmez, su yönetimi sürdürülebilir hale getirilmez ve kent planlaması doğaya uyumlu bir şekilde güncellenmezse, bölgeyi çok daha ciddi kayıplar bekliyor. Uzmanlar, bugünden harekete geçmenin her açıdan en kazançlı yol olduğunu vurguluyor.

Muhabir: Bedirhan Sümeli