Dışarıdan bakıldığında teknik bir ayrıntı gibi görünen bu durum, mahkeme kararlarında kritik farklar yaratıyor. Ev sahipleri açısından şaşkınlıkla karşılanan bu durum, kiracıların ise yüzünü güldürüyor. Dava süreçlerinde daha fazla gündeme gelmesi beklenen bu uygulama, şimdiden dikkatleri üzerine çekmiş durumda.
Hukuki Sürecin Sessiz Kahramanı: Hakkaniyet İndirimi
Mahkemelerde açılan kira bedeli tespit davalarında uygulanan “hakkaniyet indirimi,” yüksek kira bedellerine karşı güçlü bir savunma aracı olarak kullanılıyor. Avukat Mücahid Küçük, hakimlerin kira tespitinde taşınmazın boş haldeki rayiç değerinden yüzde 10 ila 20 arasında indirime gidebildiğini açıkladı. Küçük, bu indirimin hem Türk Borçlar Kanunu’na hem de Yargıtay kararlarına dayandığını vurguluyor.
Mahkemeler Rakamların Ötesine Geçiyor
Bilirkişi raporlarında genellikle dairenin boş olduğu varsayımıyla bir kira bedeli belirleniyor. Ancak mahkemeler sadece bu bedelle yetinmiyor. Taşınmazın fiziksel durumu, kiracının ödeme geçmişi ve evde ne kadar süredir oturduğu gibi unsurlar da değerlendirmeye alınıyor. Böylece sadece piyasa fiyatlarına değil, gerçek yaşam koşullarına da uygun kararlar ortaya çıkıyor.
Dilekçede Yazmak Avantaj Sağlıyor
Kira tespit davalarında mahkemeler bu indirimi kendiliğinden göz önünde bulundursa da, Avukat Küçük, dava dilekçelerinde bu indirimin açıkça talep edilmesinin büyük avantaj sağlayacağını belirtiyor. Bu sayede hakim, hakkaniyet indirimi ihtimalini daha dikkatle değerlendiriyor ve bu da kiracının lehine sonuç doğurabiliyor.
Yüzde 25 Sınırı Kalktı, Yeni Sorular Ortaya Çıktı
Yakın zamanda kaldırılan yüzde 25’lik kira artış sınırı, kiracıların üzerindeki yükü daha da artırdı. Artık kira artış oranları TÜFE’ye endeksli olarak hesaplanıyor ve şu an bu oran yüzde 43 civarında. Artan maliyetler kiracıları bedel tespiti davalarına yönlendirirken, hakkaniyet indirimi gibi hukuki imkanlar da daha fazla gündeme gelmeye başladı. Kiracıların bu avantajı doğru zamanda kullanmaları, mali yüklerini ciddi oranda hafifletebilir.