"Yoksulluğa Karşı Mücadeleyi Yükseltiyoruz" başlığı altında kamuoyuna sunulan bildiride, emeklilerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal olarak da çöküşe sürüklendiği belirtildi. Açıklamada, iktidarın bu tablo karşısında duyarsız kaldığı, hatta bu sürecin sorumlusu olduğu vurgulandı. Mersinli emekliler tarafından yapılan bu açıklama, Türkiye’deki emeklilerin yaşadığı temel sorunlara ışık tutarken aynı zamanda çözüm önerileri de paylaşıldı. Bildiride özellikle, toplumsal refahtan emeklilere düşen payın yıllar içinde giderek azaldığına dikkat çekildi. Yıllarca prim ödeyen, üretimin her aşamasında yer almış olan emeklilerin, bugün insanca bir yaşam süremeyecek duruma gelmeleri, ekonomik adaletsizlik ve siyasi tercihlerin bir sonucu olarak değerlendirildi.
2002 yılında asgari ücretin 184 TL, en düşük emekli maaşının ise bunun yüzde 40 fazlası olan 257 TL olduğu hatırlatılan bildiride, bugünkü şartlarda bu dengenin tam tersine döndüğü belirtildi. 2025 yılı Ocak-Haziran dönemi için belirlenen en düşük emekli aylığının 14 bin 469 TL olduğu vurgulanarak, oysa ki günümüz asgari ücreti olan 22 bin 104 TL’nin yüzde 40 fazlasının 30 bin 945 TL olması gerektiği ifade edildi. Bu rakamlar üzerinden yapılan değerlendirmede, emeklilerin gelirlerinin sistemli olarak eridiği ve bunun hükümet eliyle uygulanan politikalar nedeniyle gerçekleştiği ileri sürüldü.
Emekliler adına açıklamalarda bulunan Hüseyin Kurt, emeklilerin ve dul-yetimlerinin sayısal durumu paylaştı. SGK’ya kayıtlı 16 milyon 824 bin, özel sandıklara bağlı 300 bin emekli olduğu belirten Kurt, bu kitlenin yaklaşık 4 milyonunun ise emekli dul ve yetimlerden oluştuğu açıklandı. Sosyal devlet ilkesi gereği, bu kişilerin de onurlu bir yaşam sürebilecek gelire sahip olmalarının temel bir hak olduğunun altı çizen Kurt, ancak mevcut düzenlemelerin ve ekonomik gerçekliğin bu hakkı sağlayamadığı ifade etti.
Ekonomide yaşanan kriz ve gelir adaletsizliğine değini Kurt, iktidarın ekonomi politikalarının, emekçilerin sırtına yıkıldığına vurgu yapılırken, özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı politikaların toplumun büyük kısmını açlığa mahkum ettiğini kaydetti. Hükümetin sürekli olarak dış borç, faiz ödemeleri ve sıcak para girişi için çalıştığı; ancak bu çabanın bedelinin her seferinde işçiler, memurlar, emekliler ve esnaflar tarafından ödendiği ifade edildi. Bu duruma karşı "kabul etmiyoruz, mücadelemizi sürdürüyoruz" mesajı verildi.
“EMEKLİLERİN YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR”
Ayrıca, en düşük emekli maaşlarının artırılmaması durumunda kök maaşı düşük olan milyonlarca kişinin Temmuz ayında hiç zam alamayacağına dikkat çeken Kurt, bu durumun adil olmadığı, emeklilerin yaşam kalitesini daha da düşüreceği ve sosyal huzursuzlukları derinleştireceğini vurguladı. Kurt, bankaya yalnızca hafta sonu için 6.9 milyon TL yatıran bir kişinin, sadece faiz geliriyle bir asgari ücret kadar kazanç elde edebildiği vurgulayarak, paradan para kazanan kesimlerin devlet tarafından desteklendiği, ancak emeklinin temel ihtiyaçlarını karşılamasının bile zorlaştığı söyledi.
Açıklamda, iktidarın ekonomi politikaları kadar özelleştirme politikaları da eleştirildi. Sümerbank, Tüpraş, Petkim, Türk Telekom, SEKA gibi kamuya ait kuruluşların özelleştirilmesiyle birlikte ülkenin zenginliğinin birkaç büyük sermaye grubuna devredildiği ifade edildi. Bu bağlamda bildiride, bu kurumların tekrar kamulaştırılması gerektiği, ülke kaynaklarının halkın yararına kullanılmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
SENDİKAL HAKLARIN OLUŞMASINI İSTİYORLAR
Mersinli emekliler, aynı zamanda sendikal haklar konusunda da taleplerini dile getirdi. Tüm Emekli-Sen hakkında açılan kapatma davalarının geri çekilmesi ve sendikal hakların anayasal güvence altına alınması gerektiği belirtilirken, toplu sözleşme yapma hakkının da tanınması gerektiği ifade edildi. "Sendikal örgütlülüğümüz önündeki engeller kaldırılmalı" çağrısında bulunuldu.
EMEKLİLER TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ
Bildirinin sonunda, emeklilerin temel talepleri bir kez daha net şekilde ifade edildi. Emekli aylıklarının gerçek enflasyon oranına göre artırılması, sağlık kesintilerinin sona erdirilmesi, toplu taşımada emeklilere ücretsiz ulaşım hakkı tanınması, temel gıda ve enerji giderlerinden alınan vergilerin kaldırılması gibi sosyal politikaların acilen hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca TOKİ aracılığıyla emeklilere uygun koşullarda konut sağlanması ve banka promosyonlarının piyasa şartlarına göre güncellenmesi talepleri dile getirildi.
BİRLİK OLMA ÇAĞRISI
Son olarak, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganıyla tüm emeklilere, işçilere ve memurlara çağrı yapıldı. Mersinli emekliler, haklarını almak ve insanca yaşamak için mücadeleye devam edeceklerini ilan ettiler. Bu açıklama, yalnızca bir yerel çağrı değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki milyonlarca emeklinin sesi olma niteliği taşıyor.
