Mersin’de yaklaşık 10 bin engelli birey bulunuyor. Bu bireyler gün içinde birbirinden farklı sorunlarla baş başa kalıyor. Engelli bireyler için hala en büyük sorunlardan biri erişilebilirlik. Kaldırımlardan, otobüs duraklarına kadar bazı şeyler için gelişmeler olsa da hala birçok sorun olduğu görülüyor.
"En Büyük Sorun Erişilebilirlik"
Engellilerin karşılaştığı sorunlar, çözüm önerileriyle ilgili Çukurova Gazetesi'ne konuşan Mersin Ortopedik Engelliler Derneği Başkanı Nalan Bakır, engellilerin en büyük sorununun hala erişilebilirlik olduğunu söyledi. Engellilerin karşılaştığı temel sorunlardan birinin erişilebilirlik olduğunu vurgulayan Bakır, "Bazı yerler düzeltilmesine rağmen tamamen düzeltilmiş değil. Bazı kurumlarda problem yaşamazken bazı kurumlarda çok büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. Hastanelerde zorlanıyoruz. Mesela hastane sedyesine uzanırken 2-3 kişinin yardımıyla ancak kaldırılıp uzatılıyoruz. Geçmişe göre hiç yoktan iyidir. Aslında standart ölçüler var ama çok teferruatlı olduğu için kimse ilgilenmek istemiyor. Külfet olarak görüyorlar. Şu an mesela ulaşımda sıkıntımız düzeldi. Tabi yine birileri biz otobüse binerken rampayı açmak zorunda. Hala teknolojiden uzağız. Engelli bireylerin çalışma hayatı zor. Örneğin engelli bireylerin bakım ücreti, maaşı var. Ama kardeşin emekliyse maaşın kesiliyor. Abin ev almışsa kesiliyor. Kısacası sosyal hayat yok. Bizi birilerini bağımlı bırakıyorlar. Böyle olmaması gerekiyor. O da bir birey ve çalışması gerekiyor” dedi.
Ulaşımın bir nebze de olsa rahat olduğunu söyleyen Bakır, “Kaldırımların önüne park edilen araçlarda çok zorlanıyoruz. Bazı yerlerde çıkış var ama iniş yok. Trafikte karşıdan karşıya geçerken zorlanıyoruz. Ulaşım daha iyi durumda. Belediye otobüslerinde rahatız. Standart ölçüler olmasına rağmen rampaların bazıları çok dik bu yüzden bize zorluk çıkartıyor. Belediye durakları da bize sıkıntı çıkartıyor. Otobüs durağa yanaşamıyor. Dolmuşlar araya giriyor ve belediye otobüslerine sıkıntı oluyor. Aslında belediye otobüsleri duraklarının ve dolmuş duraklarının ayrılması gerekiyor” diye konuştu.
"Her Engelli Bireyi Aynı Statüye Koymak Lazım"
Ortak bir dilin olması gerektiğini vurgulayan Bakır, "İstihdam olanaklarına baktığımız zaman iş yeri örneğin 'engelli arıyorum' diyor ama 'ben böyle istemedim hafif düzeyde engelli istiyoruz' diyorlar. O zaman engelli demeyeceksin hafif düzeyde engelli istiyoruz diyeceksiniz. Sen bireye bana işe yaramazsın dediğin ve geri gönderdiğin zaman birey üzülüyor. Hafif düzeyde diye belirtilmesi gerekiyor. Bunu da işverenlerin yapması gerekiyor. Her engelli bireyi aynı statüye koymak lazım. Ben mesela tekerlekli sandalyedeyim. Böyle olunca bireyin motivasyonu düşüyor ve kendini içine kapanıyor. Bu yüzden ortak bir çözüm, ortak bir dil bulmamız gerekiyor. İş verenler iş ilanlarında işlerine göre nasıl bir statüye sahip olmaları gerektiğini belirlemeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
"Sadece Konuşmayla Bir Yere Varılmaz"
Sadece konuşmayla bir yere varılmayacağının altını çizen çizen Bakır, “Önemli olan konuşmak değil. Sabahtan akşama kadar konuşulabilir. Bunu icraate dökmedikten sonra boş. Denetimler yapılırken apartmanlar engellilere uygun mu kaldırımlar engellilere uygun mu alışveriş merkezleri uygun mu? Bunlar konuşulmalı. Belediyelerden yerel yönetimlerden beklentilerim diğer insanlara sağlananlar bize de sağlanması ve topluma kazandırılmamız. Tüketici halden çıkarıp üretici hale getirilmesi gerekiyor. Bizlere imkan verin herkesten çok çalışırız” dedi.
