Diyetisyen Beste Gündüz, Anoreksiya Nervoza hastalığının fiziksel ve psikolojik belirtileri hakkında önemli uyarılarda bulundu. Gündüz, bu rahatsızlığın, kişinin beden algısını kaybederek kilo almaktan korkması ve besin alımını aşırı derecede sınırlamasıyla karakterize olduğunu belirtti.
Gündüz Anoreksiyanın belirtileriyle ilgili bilgi vererek, “Hastalığın belirtileri arasında; yiyeceklerin kalorilerine takıntı, depresif ruh hali, ne kadar zayıf olsa da sürekli bir kilo alma korkusu ve kendini kilolu görme, ciddi kilo kaybı, sürekli yorgunluk, baş dönmesi, yavaş kalp atımı, düzensiz regl döngüsü, sürekli üşüme hali, kuru cilt ve zayıf saçlar gibi durumlar yer alıyor” dedi.
Anoreksiya Nervoza İle Diğer Yeme Bozuklukları Arasındaki Farklar
Gündüz, Anoreksiya Nervoza’yı diğer yeme bozukluklarından ayıran temel farkı da şu şekilde açıkladı:
“Bütün yeme bozukluklarının altında yatan nedenler psikolojik faktörler veya travmalardır. Ancak Anoreksiya’yı diğerlerinden ayıran en belirgin özellik, kişi ne kadar kilo verirse versin, kalori alımının ciddi şekilde sınırlandırılması ve yetersiz beslenmedir.”
Tedavi Süreci ve Beslenme Planı
Gündüz, Anoreksiya hastalarının tedavi sürecinde beslenme planının önemine dikkat çekti ve bu süreçte psikolojik desteğin gerekli olduğunu vurgulayarak, “Beslenme tedavisine geçmeden önce kişinin öncelikle psikolojik destek alması ve hastalığı kabul etmesi gereklidir. Aksi takdirde beslenme tedavisine yanıt vermek çok zordur. Hastalık kabul edildikten sonra, doktor, diyetisyen, psikolog ve psikiyatrist ile birlikte multidisipliner bir yaklaşım benimsenmeli ve tedavi planı buna göre şekillendirilmelidir” şeklinde konuştu.
Gündüz, yanlış beslenme tedavisi uygulandığında oluşabilecek komplikasyonlara da dikkat çekerek, “Uzun süren açlık sonrası yanlış beslenme tedavisine başlanırsa, refeeding sendromu dediğimiz elektrolit ve metabolik bozukluklar, sıvı kaybı, tuz tutumu gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. Bu tablo olabildiğince önlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Zorluklar ve Tedavi Süreci
Anoreksiya tedavisinde karşılaşılan en büyük zorluklardan birinin hastanın hasta olduğunu kabul etmemesi olduğunu belirten Gündüz, “Bu süreçte, kişinin hasta olduğunu kabul etmemesi tedaviye başlamakta en büyük engeldir. Bu farkındalığı kazandırdıktan sonra yavaşça ve küçük kalorilerle beslenmeye başlanır” dedi.
Ayrıca, tedavi sürecinde hastaların genellikle kalp-damar rahatsızlıkları, böbrek fonksiyon bozuklukları ve sindirim sistemindeki problemlerle karşılaştığını, bu durumlarda birlikte çalıştıkları uzman doktorlarla uygun tedaviler uyguladıklarını sözlerine ekledi.
Ailenin Rolü ve Motivasyon Desteği
Ailenin ve çevrenin bu süreçteki rolüne de değinen Gündüz, “Hastaya yakın çevresinden motivasyon desteği sağlanmalıdır. Çevresi, bu rahatsızlığın farkında olmalı ama asla hastanın yüzüne vurulmamalıdır. Ayrıca, beslenme tedavisinin dışında ek beslenme önerilmemelidir” uyarısında bulundu.
Tekrarlama Riski ve Psikolojik Faktörler
Gündüz, Anoreksiya’nın psikolojik bir hastalık olduğunu ve bu nedenle tekrarlama riskinin bulunabileceğinin altını çizerek, “Hastalığın tekrarlama riskini engellemek için, hastalığa neden olan psikolojik faktörler analiz edilmeli ve tedavi edilmelidir. Uygun tedavilerle hastalığın tekrarlama riski en aza indirilebilir” dedi.
Nihal Candan’ın Vefatından Sonra Anoreksiya Uyarısı
Geçtiğimiz günlerde Mersinli fenomen Nihal Candan’ın Anoreksiya Nervoza nedeniyle hayatını kaybetmesi üzerine de konuşan Gündüz, bu hastalığın ciddiyetine dikkat çekerek, “Nihal Candan o kadar zayıf olmasına rağmen neden sebze ile beslendi? Uzun süren açlık sonrası yanlış beslenme tedavisi uygulanması, elektrolit ve metabolik bozukluklara yol açabilir. Refeeding sendromu gibi komplikasyonlar kesinlikle önlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Gündüz, Anoreksiya’nın, “yemek yesin, kilo alsın” gibi basit ifadelerle geçiştirilebilecek bir rahatsızlık olmadığını belirterek, “Bu rahatsızlık ölümle sonuçlanabilir. Bilinçlenmek ve duyarlı olmak için birinin ölmesine mi ihtiyacımız vardı?” diyerek sözlerini sonlandırdı.
