Meme kanseri dünya genelinde kadın sağlığını tehdit eden en yaygın hastalıkların başında geliyor. Uluslararası sağlık verilerine göre yaklaşık her 14 saniyede bir kadına meme kanseri tanısı konuluyor.

Meme kanseri vakalarının artışında yalnızca dış etkenler değil evde tüketilen gıdalar da belirleyici rol oynuyor. Pek çok kişi sağlıklı olduğunu düşünerek bazı besinleri düzenli ve yoğun şekilde tüketiyor. Ancak uzmanlar bu yaklaşımın her zaman doğru sonuçlar doğurmadığına dikkat çekiyor.

Günlük beslenmede denge gözetilmediğinde masum görünen yiyecekler zamanla hormonal sistemi etkileyebiliyor. Ev mutfağında sıkça kullanılan ürünlerin içerikleri yeterince bilinmediğinde vücutta uzun vadeli riskler oluşabiliyor.

Memişoğlu: Türkiye Yüzyılı’nda Sağlıkta Dijital Dönüşüm Sürecek
Memişoğlu: Türkiye Yüzyılı’nda Sağlıkta Dijital Dönüşüm Sürecek
İçeriği Görüntüle

Hormon Bağımlı Meme Kanserlerinde Besinlerin Rolü

Paylaşılan bilgilere göre meme kanserlerinin büyük bir bölümü hormonlara duyarlı yapıda gelişiyor. Bu tür kanserlerde östrojen hormonunun etkisi oldukça belirgin oluyor. Bazı besinler vücutta östrojen benzeri etki göstererek bu hormonun işlevini taklit edebiliyor. Bu etki meme hücrelerinin normalden daha hızlı çoğalmasına zemin hazırlayabiliyor.

Özellikle uzun süreli ve kontrolsüz tüketimlerde hücresel dengenin bozulduğu ve kanser oluşum riskinin yükseldiği ifade ediliyor. Hormon dengesini etkileyen besinlerin bilinçsizce tüketilmesi koruyucu olduğunu düşünen kişiler için bile olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Sağlıklı Bilinen Besinler Aşırı Tüketildiğinde Risk Oluşturabiliyor

Toplumda genel olarak sağlıklı kabul edilen bazı besinlerin ölçüsüz kullanımı da uzmanların üzerinde durduğu konular arasında yer alıyor. Keten tohumu, soya ürünleri ve bazı kuruyemişler doğal içerikleri nedeniyle sıkça tercih ediliyor. Ancak bu besinlerin içerdikleri fitoöstrojenler vücutta hormon benzeri etki yaratıyor.

Bu nedenle aşırı tüketim durumunda özellikle hormon bağımlı kanser türleri açısından dikkatli olunması gerektiği belirtiliyor. Uzman görüşlerine göre keten tohumu günlük olarak sınırlı miktarda tüketilmeli, soya ürünleri porsiyon kontrolüyle sofraya dahil edilmeli. Kuruyemişler ise faydalı yağlar içerse de miktar aşımında risk faktörü haline gelebiliyor.

İşlenmiş Gıdalar ve Şekerli Ürünler Tehdidi Derinleştiriyor

Beslenme alışkanlıkları söz konusu olduğunda işlenmiş gıdalar ayrı bir başlık altında değerlendiriliyor. Salam, sucuk ve benzeri ürünler içerdikleri katkı maddeleri ve doymuş yağlar nedeniyle uzun süredir riskli kategoride yer alıyor. Bunun yanında trans yağ içeren atıştırmalıklar, gazlı içecekler ve rafine şekerler de vücutta iltihaplanmayı artırarak kanser oluşumuna zemin hazırlıyor.

Günlük beslenmede bu gıdaların yerini doğal ve dengeli alternatiflerin alması riskin azaltılmasında önemli bir adım olarak görülüyor. Meme kanseriyle mücadelede erken tanı kadar hastalık ortaya çıkmadan önce alınacak önlemler de büyük önem taşıyor. Beslenme konusunda bilinçli hareket etmek bu önlemlerin başında geliyor.

Muhabir: Haber Editör