CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği üçüncü ihlal kararına rağmen tahliye talebinin reddedilmesine sert tepki gösterdi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Kobani davası kapsamında tutuklu yargılanan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ve diğer sanıklar için yapılan tahliye başvurusunu, AİHM kararının kesinleşmediği gerekçesiyle reddetti. Bu karar, AİHM’in 8 Temmuz’da açıkladığı son ihlal kararının da dikkate alınmadığını ortaya koydu.
Başarır, karara ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Selahattin Demirtaş’ın tahliye talebiyle ilgili bir karar veriyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise bir ihlal kararı açıklıyor. Bu aslında Türkiye’de birçok siyasetçinin başına gelen bir durum. Birincisi, mahkemelerin siyasi olduğuna dair yorumlar yapılıyor. İkincisi, tutukluluk süreleri oldukça uzun. Üçüncüsü ise somut delil kavramı tamamen göz ardı ediliyor. AİHM de bu üç başlıkta ihlal tespit ediyor. Ancak tüm bunlara rağmen, mahkeme tahliye talebini reddediyor.”
“Yargı Bağımsızlığını Yitirmiş Durumda”
Kararın sadece bir hukuki sorun olmadığını, aynı zamanda siyasi baskıların bir yansıması olduğunu savunan Başarır, yargının bağımsızlığını yitirdiğini vurgulayarak, “Barış süreci ve çözüm güzel, dillerde demokrasi var ama görünen durum otokrasi. Görünen durum hiç hoş değil. Silivri’de bugün birçok siyasetçinin tutuklu olması, uzun süreden beri tutuklu kalması, somut delil kavramının bir kenara itilmesi ve bu kararların siyasi olması, Türkiye’yi dünya nezdinde küçük düşürüyor. Ve mahkemeler maalesef ki, hukuka ve adalete karşı direniyor. Ve bunu mecliste konuşamıyoruz” dedi.
Başarır ayrıca, bu ortamın sona ermesi için yasal değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Ceza Usul Kanunu'nda reform yapılması gerektiğini belirterek, “Önce Türkiye’yi özgürleştirmemiz lazım, önce ceza yasalarını değiştirmemiz lazım, önce siyasilerin bu kadar kolay tutuklanmalarının önüne geçecek tedbirleri Ceza Usul Kanunu’na almamız lazım. Bunları yapıp bu adımları atmadan, önüne gelenin bu kadar kolay tutuklandığı bu iklimi değiştirmeden, Türkiye’de barış, demokrasi ve çözüm olmaz. O yüzden mahkemenin kararını kınıyorum” ifadelerini kullandı.
