Türkiye ile Rusya arasında 12 Mayıs 2010 tarihinde imzalanan hükümetler arası anlaşmayla temelleri atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi, uzun yıllar süren hazırlık çalışmalarının ardından 3 Nisan 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in video konferans yöntemiyle katıldığı törenle resmen start aldı. Santral sahasının 2011’de proje şirketi Akkuyu Nükleer A.Ş.’ye devredilmesiyle birlikte lisans, çevresel etki değerlendirmesi ve altyapı çalışmaları başladı. Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunun ilk somut adımı olan Akkuyu, Rusya’nın “Build-Own-Operate” (Yap-Sahip Ol-İşlet) modeliyle hayata geçiriliyor.
4 Reaktörle 4 Bin 800 Megavat Gücünde Olacak
Projede her biri VVER-1200 tipi olan dört reaktör yer alacak. Her reaktörün bin 114 megavat gücünde olması planlanıyor. Tesis tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde 4 bin 800 megavatlık toplam kurulu güce ulaşacak. Bu kapasiteyle yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat (kWh) elektrik üretilecek ve Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminin yüzde 10’una denk gelen bir enerji arzı sağlanacak.
Enerji uzmanlarına göre bu miktar, yaklaşık 15 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde.
Birinci Ünitede Sona Yaklaşıldı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın son açıklamalarına göre, santralin birinci ünitesinde çalışmalar yüzde 90 oranında tamamlandı. Reaktör binasında ekipman montajı, türbin binasında ise test aşamaları sürüyor.
Yetkililer, ilk reaktörün 2026 yılı içinde devreye alınacağını ve deneme üretimlerinin ardından ulusal elektrik şebekesine enerji vermeye başlayacağını belirtiyor. Diğer üç ünitenin ise kademeli olarak devreye alınması hedefleniyor.
Şantiyede şu anda 30 binden fazla mühendis, teknisyen ve işçi görev yapıyor. Bunların yaklaşık yüzde 80’i Türk personelden oluşuyor. Ayrıca Rusya’da nükleer mühendislik eğitimi almış yüzlerce Türk öğrenci de projede aktif rol alıyor. Yetkililer, Akkuyu’nun yalnızca bir enerji projesi değil, aynı zamanda Türkiye için bir teknoloji transferi ve insan kaynağı yatırımı olduğunu vurguluyor.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin devreye girmesiyle Türkiye’nin enerji ithalatının yılda yaklaşık 7 milyar dolar azalması bekleniyor. Proje, hem enerji arz güvenliğini artıracak hem de Türkiye’nin düşük karbonlu enerji üretimi hedeflerine katkı sağlayacak. Uzmanlar, nükleer enerjinin Türkiye’nin enerji sepetinde yer almasıyla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarının daha dengeli kullanılabileceğini, fosil yakıtlara bağımlılığın azalacağını belirtiyor.
Türkiye'nin Stratejik Gücü Artacak
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin dört reaktörünün de faaliyete geçmesiyle tesisin 2028 yılı itibarıyla tam kapasiteye ulaşması öngörülüyor. Bu tarihten sonra Türkiye, elektrik üretiminde ilk kez nükleer enerjiden ciddi oranda fayda sağlamış olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enerjide bağımsız Türkiye” vizyonunun en önemli adımlarından biri olarak görülen Akkuyu NGS, Türkiye’nin ulusal enerji politikasında kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Projeyle birlikte Türkiye, nükleer enerji teknolojisine sahip ülkeler arasında yerini alacak ve enerjide hem çeşitliliğini hem de stratejik gücünü artırmış olacak.