Göksu Deltası’nda tarlakuşları, pelikanlar, çulluklar, saz horozu, yaz ördeği, turnalar, kız kuşu, su kaplumbağaları, yılanlar ve birçok bitki türü yangınlardan dolayı büyük tehdit altında. Yangınların ardından bölge, sessizliğe gömülüyor; gökyüzü boş kalıyor, kuş cıvıltıları yerini duman ve is kokusuna bırakıyor. Her yangın sonrası “yangın çıktı” açıklamaları yapılırken, bölgenin bilinçli olarak kundaklandığı iddiaları ise kulaktan kulağa dolaşıyor. Kamera ve tanıkların yetersizliği nedeniyle failler bulunamazken, yetkililerin soruşturma süreçleri sonuçsuz kalıyor. Uzmanlar ve çevreciler, Göksu Deltası’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Her yangınla birlikte göç eden kuşların yaşam alanları daralıyor ve birçok tür sessizce yok oluyor.

Orman Yangınlarında Kızılay Seferberliği
Orman Yangınlarında Kızılay Seferberliği
İçeriği Görüntüle

61337444 2255441191374794 4922572587583668224 N

"Doğa Sessizce Yok Olurken Biz Seyirci Kalamayız"

Konuyla ilgili açıklama yapan Mersin Çevre Platformu Başkanı Sabahat Aslan, Göksu Deltası’nda yaşanan yangınlara ve kundaklama iddialarının korkutucu olduğu söyledi. Göksu Delta'nın sadece bölgenin değil Türkiye'nin en önemli ve değerli sulak alanlarından biri olduğunu vurgulayan Aslan, "Burada binlerce kuş türü ve canlı yaşamaktadır. Son 10 yılda 35 kez kundaklanması, ihmalkarlık ve bilinçli tahribatın göstergesidir. Her yangından sonra ‘soruşturma sürüyor’ deniliyor ama somut bir adım atılmıyor. Bu alanın korunması için etkin ve hızlı önlemler alınmadığı sürece, buradaki biyolojik çeşitlilik geri dönülmez şekilde yok olacaktır. Göksu Deltası’nın yangınlara karşı korunması için teknolojik altyapı sağlanmalı, güvenlik önlemleri artırılmalı ve failler mutlaka adalet önüne çıkarılmalıdır. Doğa sessizce yok olurken biz seyirci kalamayız. Bu mücadele sadece ekolojik değil, aynı zamanda gelecek nesillere bırakacağımız bir miras meselesidir” dedi.

A W487767 03

Muhabir: Kübra Polat