Son günlerde Adana, Antalya ve Adıyaman’daki CHP’li belediyelere yönelik gerçekleşen adli işlemlere karşı çıkan Başkan Seçer, bu gelişmelerin sadece hukukla açıklanamayacağını belirtti. Seçer, “Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanımız Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Oyunu aldığı halkına hizmet eden bu isimler, şehirlerine ve ülkesine duydukları sorumlulukla hareket ediyorlar. Ancak bu operasyonlar sadece CHP’li belediyelere yöneliyorsa, ortada bir siyasi hesaplaşma olduğunu görmek gerekir” dedi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in görevden uzaklaştırıldığını, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin ev hapsi kararıyla serbest bırakıldığını, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğini hatırlatan Seçer, “Adaletin terazisi çoktan bozulmuştur” diyerek yargı sürecine dair güven sorununa dikkat çekti.
“Cumhuriyet Halk Partisi, Toplumsal Muhalefetin Omurgasıdır”
Partisinin tarihsel sorumluluğuna ve bugünkü konumuna değinen Başkan Seçer, CHP’nin sosyal adalet ve halk yararını önceleyen belediyecilik anlayışı nedeniyle hedef alındığını ifade etti:
“Cumhuriyet Halk Partisi, toplumsal muhalefetin omurgasıdır ve bu nedenle iktidarın hedefindedir. Belediyelerimiz sosyal adaleti, halkçı hizmet anlayışını ve kamu yararını savundukları için bu saldırılarla karşı karşıyadır. Böylesi bir süreçte partimizin her bir üyesine düşen görev demokrasiye ve halk iradesine sahip çıkmak için omuz omuza durmaktır.”
“Kırgınlıkları Bırakıp Birlik Olma Zamanı”
Başkan Seçer, açıklamasında parti içi dayanışmanın ve ortak hareket etmenin önemine de vurgu yaptı. Kırgınlıkların, rekabetin ve kişisel kaygıların bir kenara bırakılması gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Unutmayalım ki, bizi zayıflatmak isteyenlerin en çok arzuladığı şey, kendi içimizde bölünmemizdir. Gün; kırgınlıkları, rekabeti, kişisel kaygıları bir yana bırakma günüdür. Gün; ortak akılla, ortak vicdanla, ortak mücadeleyle bir olma günüdür. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu karanlık dönemi ancak birlik ve beraberlik içinde aşabiliriz. Her yol arkadaşımız bu sorumlulukla hareket etmeli, halkın iradesini ve partimizin onurunu birlikte savunmalıdır.”
“Hukukun Üstünlüğü Yerine Siyasi Güdüm”
Açıklamasının sonunda Seçer, Türkiye’de demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yönelik tehditlerin giderek derinleştiğine dikkat çekerek, yargı eliyle muhalefetin bastırılmak istendiğini öne sürdü:
“Operasyonlar yalnızca CHP’li belediyelere yöneliyorsa, ortada hukuk değil, siyasi hesap vardır. İktidar belediyelerine dokunulmazken, adaletin terazisi çoktan bozulmuştur. Bu kabul edilemez.”
