Mersin, Türkiye'nin narenciye deposu olarak bilinirken, bu zenginliğin arkasındaki emekçiler zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor. Yetersiz günlük yevmiyeler ve yüksek yaşam maliyetleri, özellikle göçle bölgeye gelen mevsimlik işçileri ikinci bir iş aramaya itiyor.
Gündüz Portakal, Gece Temizlik veya İnşaat
Gündüz saat 06:00'da başlayıp gün batımına kadar narenciye hasadında çalışan işçiler, asıl yorgunluklarını hava karardıktan sonra atamıyor. Birçok işçi, çadır ya da barınma alanlarına döndükten sonra ya yerel işletmelerde günlük temizlik işleri buluyor ya da inşaat/hurda toplama gibi daha ağır işlerde gece mesaisi yapıyor.
Konuştuğumuz bazı işçiler, "Yevmiye, ailemizin temel gıda ihtiyacını zor karşılıyor. Çocuklarımızın masrafları, özellikle de kışın ısınma maliyeti için mecburen gece de çalışmak zorundayız. Bir nevi 'çifte maaş' alıyoruz, ama bu maaş değil, sadece hayatta kalma çabası," diyerek yaşadıkları durumu özetledi.
Sağlık ve Güvenlik Riski Alarmı
Bu "çifte mesai" sistemi, işçilerin hem fiziksel hem de sosyal sağlığını tehdit ediyor. Gün içinde zaten zorlu hava koşulları ve ağır fiziksel emekle yorulan işçilerin gece de çalışması, kronik yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve ciddi sağlık sorunları riskini beraberinde getiriyor.

Uzmanlar, mevsimlik tarım işçilerinin barınma, hijyen ve sosyal olanaklarının yetersizliğine ek olarak, dinlenmeden çalışmaları nedeniyle iş kazası riskinin de arttığına dikkat çekiyor.
Bu durum, Mersin'deki tarım sektörünün görünmeyen yüzünü gözler önüne seriyor: Büyük emekle hasat edilen bereket, maalesef emekçilere yeterli yaşam standartlarını sunamıyor. Yetkililerin, mevsimlik tarım işçilerinin yasal ve insani çalışma sürelerini denetlemesi ve yaşam koşullarını iyileştirmesi hayati önem taşıyor.