Mersin’deki akademik odalar, orman yangınlarıyla ilgili önemli bir ortak açıklama yaparak, iklim değişikliğine karşı alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Açıklamada, orman işçileri ve gönüllülerin hayatını kaybetmesinin yanı sıra, yanan ormanların yalnızca ekosistemi değil, aynı zamanda tüm toplumun vicdanını da yaraladığını vurguladılar.
Orman yangınlarının Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde artış gösterdiğine dikkat çeken akademik odalar, 1937-2024 yılları arasında ülkemizde toplam 126.268 yangın meydana geldiğini ve bu yangınlarda yaklaşık 1.907.265 hektar orman alanının zarar gördüğünü belirtti. Son 10 yılda (2015-2024) ise 27.332 orman yangını yaşandığı ve 257.622 hektar orman alanının yok olduğu kaydedildi. Bu veriler, yıllık ortalama yangın sayısının 2.732 olduğunu ve her yıl ortalama 9,42 hektar alanın yandığını gösteriyor.
Orman yangınlarına neden olan iklim değişikliği ve çevresel faktörlerin, sadece doğayı değil, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ettiği ifade edildi. “İklim Kanunu” gibi düzenlemelerin yetersiz kaldığı, doğanın dengesini bozan insanların tercihleri ve kararları yüzünden büyük felaketlerin yaşandığı vurgulandı.
Açıklamanın sonunda, Mersin Akademik Odaları, iklim krizine karşı daha güçlü bir mücadele için bilimsel ve etik yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirterek, halkın bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini ifade etti. Bu felaketlerin önüne geçmek için el birliğiyle hareket edilmesi gerektiği ifade edilerek, "Hayatını kaybeden orman işçilerine ve gönüllülere olan borcumuz yalnızca yas tutmak değil; felaketlerin bir daha yaşanmaması için mücadelemizi büyütmektir" denildi.
Ortak açıklamaya, Mersin Barosu, TMMOB ve TDB gibi birçok önemli kurum da destek verdi.





