Prof. Dr. Serap Ergene, deniz kaplumbağalarının yaşamı, yumurtalamaları ve uydu cihazı takılan kaplumbağalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Deniz kaplumbağaların çok zor şartlarda yaşadığını belirterek, “Bu canlılar doğmuş oldukları kumsallara gelip, yumurta bırakıyorlar. Bu onlar için hem şans hem şansızlık. Çünkü gelmiş oldukları kumsallarda uzun yıllar sonra kentleşme, sanayileşme, kirlilik olabiliyor. Bu yüzden kaplumbağa geldiğinde yumurtlayacağı kumsalı bulamayabiliyor. Diğer taraftan farklı etkenlerde var. Mutlaka doğmuş oldukları kumsallara gelmesi onun gerçekten çok ilginç bir özelliğini yansıtıyor. Düşünün geliyor ama kocaman binalarla karşılaşıyor. Buda onun için çok büyük çaresizlik. Bunun dışında yavrular yumurtadan çıktıktan sonra çok zorlu bir mücadele veriyor. Buda bir çaresizlik. Bunun dışında baktığınızda yavru yumurtadan çıkıp denize gidene kadar o kadar çok düşmanı var ki. Kuşlar, yengeçler, insanların bırakmış oldukları eşyalar, çöpler, araba izleri gibi birçok problemle karşı karşıya kalıyor” ifadelerini kullandı.
"7 Türden 5 Tanesi Bizim Denizlerimizde Bulunuyor"
Türkiye kıyılarına yumurtada bırakan deniz kaplumbağalarının 2 türü olduğunu belirten Ergene, “Caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağası vardı. Caretta Caretta biraz daha sevimli gözüküyor. Yeşil Deniz kaplumbağası ise adını deniz çayırlarından beslendiği için yeşil kabuğu oluyor ve daha küçük kafası oluyor. Bunun dışında birde deri sırtlı deniz kaplumbağası var. Deri sırtlı deniz kaplumbağası da bizim denizlerimizde bulunuyor. Biz 2016 yılında Türkiye’de 3’ncü kez görünen deri sırtlı deniz kaplumbağasını Mersin’de gördük. Biz onu bulduğumuzda yaralı haldeydi. Deniz ağa sarılmış vaziyetteyken kurtardık. Deri sırtlı deniz kaplumbağası dünyanın en büyük kaplumbağalarından bir tanesi. Bizim kıyılarımıza çıkmaz ve yumurtlama yapmaz ama denizlerimizde bulunuyor. Dünyada 7 tür deniz kaplumbağası var. Bu 7 türden 5 tanesi denizlerimizde bulunur ancak sadece 2 tanesi bizim kumsallarımıza yuva yapar. Bu yıl yuvalama sayıları da ciddi oranda arttı. Davultepe son yıllar yılların en yüksek rakamı elde ettik, şu anda 250 sayısına ulaştık. Hatta sonlara doğru bu sayı daha da artacak. Hatta farklı yerlerden de ihbarlar geliyor, yuva yaptıklarına dair. Bu sene iyi bir sezon geçiriyoruz diyebilirim” diye konuştu.
"6 Ay Sonra Gazze'nin Ortasında Sinyal Aldık"
Uydu takip cihazı takılarak denize bırakılan Kızkalesi isimli deniz kaplumbağasıyla ilgili de konuşan Ergene, “Geçen yıl yollamış olduğumuz 2 deniz kaplumbağasından bir tanesi yaklaşık olarak 2,5 ay sonra sinyali Gazze şeridinde tamamen kesilmişti. Gazze şeridinden kesilince bizim ilk düşüncemiz demek ki saldırılarda vuruldu, hayatını kaybetti. Çünkü takmış olduğumuz uydu cihazları öyle kolay düşebilecek cihazlar değil ki diğer bıraktığımız kaplumbağalarımızdan halen sinyal alabiliyoruz. Ne olmuş diye düşünürken sinyalin kesilmesinin üzerinden 6 ay sonra yeniden sinyal aldık. Ancak almış olduğumuz sinyal tam Gazze’nin tam ortasındaydı. Sonra Gazze’nin ortasında yer değiştirdi. O günden beri sürekli Gazze’nin ortasında değişen bir sinyallerle karşılaştık. Bununla ilgili yorumlar yaptık. Acaba deniz kaplumbağası öldü mü, öldürüldü mü? Kim tarafından Öldürüldü? Bu uydu üzerinden takip etmemiz İsrail üzerinde bir problem mi oluşturdu yoksa Gazzeliler yemek için mi yakaladılar öldü, o kadar çok seçenek var ki onun için. Ancak seçeneklerin hepsinin sonucu da maalesef bir drama gidiyor. Bizi çok yaraladı. Bir tarafta insanlık dramı yaşanıyor bir tarafta da biz araştırma yapıyoruz ve araştırmanın sonucunu belirleyen başka faktörler oluyor. İnsanlar orada dram çekerken orada insanlar bunu yedi mi yemedi mi sorgulayacak durumda değilim. Tabi bununla ilgili seçenekleri bir yayın haline getirdik. Muhtemelen 1 yıl içinde bilimsel anlamda yayınlanacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.