Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kronik rahatsızlıklardan dolayı organ nakli sırasında bekleyen hasta sayısı günden güne artıyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kronik rahatsızlıklardan dolayı organ nakli sırasında bekleyen hasta sayısı günden güne artıyor. Toros Devlet Hastanesi Organ Nakli Birimi Sorumlusu Uzm. Dr. Hanife Kara, "Her bağış yeni bir hayattır ve bırakacağınız en güzel miras organ bağışıdır” dedi.
Tüm dünyada organ bağışı azlığı, nakil bekleyen hastaları zor durumda bırakıyor. Özellikle kritik önemde olan organları bekleyen hastaların birçoğu hayatını kaybedereken, bir çoğu da makineye bağlı yaşamak zorunda kalabiliyor. Organ bağışının önemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Toros Devlet Hastanesi Organ Nakli Birimi Sorumlusu Uzm. Dr. Hanife Kara, yaklaşık 20 yıldır bu birimde çalıştığı ifade ederek, "Mart ayı içinde trafik kazası nedeniyle yaygın beyin hasarı ile beyin ölümü gerçekleşen bir hastamız, ailesinin bağışı ile üç cana yeni bir yaşam sansı vermiştir. Mevlana ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlana ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen ‘Şeb-i Arûs’ demiş. Ölümle gelen yas ve ikinci yaşam sansı bulan hastaların hissettiği sevinç arasında arafta hissettiğimiz duyguları tanımlamak zor” diye konuştu.
“ORGAN BAĞIŞI YAPAN KİŞİ İSTEDİĞİ ZAMAN BUNU İPTAL EDEBİLİR”
Organ naklinin çeşitli nedenlerle artık tıbbi tedavisi mümkün olmayan son dönem hastalıklarda uygulanan bir tedavi şekli olduğunu dile getiren Kara, “Mevcut tedavi yöntemleri ile kaybın kaçınılmaz olduğu durumlarda ikinci bir yaşam şansı ve iyi bir yaşam kalitesi sunar. Bu durumda olan sevdiklerimiz, yakınlarımız ve diğer hastalar için kadavra bağışı konusunda kendimizde ve çevremizde farkındalığı artırmak gerekir. Organ bağışı, kişi hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sonlandığında organlarının başka hastalar için kullanmasına izin vermesidir. Bağış, 18 yaşını doldurmuş ve akli melekeleri yerinde olan bir kişi, en az iki tanık huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak yazılı ve sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafınca onaylanması ile olur. Mevcut yasalarla bu bağış bir vasiyet durumunda olup yakınlarını bağış hakkında bilgilendirmesi gerekmektedir. Organ bağışı yapan kişi istediği zaman e-devlet üzerinden veya herhangi bir sağlık kurumundan bağışı iptal edebilir” ifadelerini kullandı.
“CANLI BAĞIŞ ORANIMIZ YÜZDE 80'LER DÜZEYİNDEDİR”
Yaşarken de organ bağışı yapılabileceğinin altını çizen Kara, “Diyalize giren kronik böbrek yetmezliği veya son dönem karaciğer hastalığı olan bir yakınımıza bir böbreğimizi veya karaciğerimizden bir parça verebiliriz. Belirli koşullara bağlı bu bağış da, kan grubu, doku uygunluğu gibi gerekliliklerin yanında bağışlayan kişinin yaşamsal organları ile ilgili gelişebilecek sorunlar yanında psikolojik ve sosyal sorunlara da neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde canlı bağış oranı yüzde yirmi iken bizim ülkemizde bu oran yüzde seksenler düzeyindedir. Kronik hastalıkları nedeniyle organ nakil sırasında bekleyen hasta listeleri, bağış azlığı nedeniyle giderek artmaktadır. Böbrek nakli bekleyen hastalar için bu sayıda artışı gözlenirken karaciğer, kalp, akciğer ve pankreas bekleyen hastalar, nakil listesine dahil olduktan kısa bir süre sonra kaybedilmektedir. Kadavradan bağış hastanede, yoğun bakımda, genellikle kafa travması sonrası veya diğer nedenlerle beynin uzun süreli oksijensiz kaldığı durumlarda, solunum cihazına bağlı hastalarda, beyin fonksiyonlarının ve dolaşımının geri dönüşüm olmayacak şekilde hasar görmesi durumunu beyin ölümü olarak kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.
“BIRAKACAĞINIZ EN GÜZEL MİRAS ORGAN BAĞIŞIDIR”
Organ bağışının kriterlerinin yasalarda açık ve net olarak belirlendiğini ifade eden Kara, “2238 sayılı yasa ile düzenlenmiş ‘organ ve doku alınması, saklanması, aşılanması ve nakli’ ve 2022 tarihli Organ Nakil Hizmetleri Yönetmeliğinde yer alan kriterler ile Ulusal Organ Nakli ve Bağış Koordinasyon Sistemi Uygulama Rehberinde yer alan kriterlere uygun olarak kurulan beyin ölüm kurulu tarafınca kanıta dayalı tıp kurallarına uygun olarak muayene, tetkik ve görüntülemeler sonrasında oy birliği ile karar verilir. Ailesi veya yasal vasisi olan kişiler organ bağışı konusunda bilgilendirilir. Tüm dinlerde insan üstün bir varlıktır ve yaşam kutsanmaktadır. Maide süresinde ‘her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur’ ayeti buna ışık tutmaktadır. 1980 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu bu konuda uygun olduğuna dair hüküm bildirmişlerdir. Duygusal, etik, yasal, din ve benzeri çok etkileri olan bir konuyu kısaca özetlemek oldukça zor. Daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz tüm sağlık kurumlarında organ ve doku nakil koordinatörlerine başvurabilirsiniz. Her bağış yeni bir hayattır ve bırakacağınız en güzel miras organ bağışıdır” ifadelerini kullandı.