DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Hatimoğulları, 'Terörsüz Türkiye' hedefi ile ilgili çalışmalara ilişkin, "Barışı hep birlikte büyütebiliriz. Barışa giden yolda demokratik siyasete elbette çok önemli görevler düşüyor. Bu süreçte elbette Meclis'e, iktidara ve bütün muhalefete önemli görevler düştüğünün altını her fırsatta çizdik, çizmeye devam edeceğiz. Ancak esas olarak barışa ruh katacak, örgütleyecek olan demokratik siyaset alanıdır. Bakın 1 yılı aşkın süredir devam eden süreç, ikinci aşamaya geçmiş durumdadır. İkinci aşama; demokratik siyasetin zamanıdır. Bu aşama savaş stratejilerinin değil, barış stratejisinin konuşulması gereken bir aşamadır. Barış stratejisi silahların gölgesinden tamamen çıkıp, demokratik siyasetin ışığına yürümektir. Bu aşama geçilecek en önemli kapının eşiğidir. Bu dönem örgütlü halk iradesinin, yerel yönetimlerin, sivil toplumun, demokratik kamuoyunun aktif rol alabileceği bir dönemdir. Bakın barış tohumu bu toprağa düştü. Tohumu toprağa gömdükten sonra, 'Artık biter' deyip çekip gidemeyiz. Barışın filizi kırılgandır, ihmal edilirse kurur, sulanmazsa solar. Toplumsal muhalefet ve demokratik güçler olarak bizlere, bu filizin daha güçlü bir ağaca dönüşmesi için gereken emek, özveri ve kararlılığı daha fazla göstermeliyiz. Bu dönemde daha fazla örgütlenmeli, barışın ve demokrasinin sözünü kurmalıyız. Biz örgütlenemezsek şayet barış karşıtları örgütlenir, savaş örgütlenir ve nefret örgütlenir. Muhalefet içerisinde maalesef barıştan yana olmayan bir kesim var. Tarihi fırsatın önüne set çekenler, çatışma ve kutuplaşma ekonomisinden beslenenler var. Siyaseten barış karşıtlığından nemalanmak isteyenler var. İktidar içerisinde iktidar adına açıktan barış karşıtlığı yapan manşetler görebiliyoruz. Bu manşetler barış adına büyük bir utançtır" ifadelerini kullandı.

Bakan Bolat: İhracattaki artış sanayiye ivme kazandırdı
Bakan Bolat: İhracattaki artış sanayiye ivme kazandırdı
İçeriği Görüntüle

'SİYASET NEDEN GİTMESİN'

Hatimoğulları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Meclis'te kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan mesajları alması, süreci güçlendirecektir' dediğini hatırlatarak, "Son derece önemli bir vurgu. Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin? Siyaset kurumu böylesi tarihi bir meselede neden en aktif şekilde görev almasın ki. Bakın 13 aydır bu süreç devam ediyor ve bir ölüm haberi almadık. Bu bizim için büyük bir mutluluk ve motivasyon nedeni değil midir? Bu süreç ülkenin 100 yıllık geleceğini kazanma süreciyse siyaset izleyici olamaz. Gelin hep birlikte şunu düşünelim; Öcalan gibi bir aktörü atlamak mı yoksa sürece dahil etmek mi doğru? Yanıt belli. Öcalan'ın rolünü tam oynayabilmesi, ortaya koyduğu iradenin 86 milyon yurttaşın ortak kazancına dönüşebilmesi, bu sadece bizim talebimiz değil herkesin talebi olmalı. Komisyonun, Öcalan ile görüşmesi ve dinlemesi süreci daha da hızlandıracak ve topluma çok daha güçlü bir güven verecektir. Ön yargılarla yol alınmaz, alınamıyor. Barışla dağlar ve denizler aşılır, işte sağduyu ve gerçeklik budur" diye konuştu.

Kaynak: dha