Burada konuşan Erdoğan, "Dün Ankara'dan Trablus'a giderken kaza kırıma uğrayan uçakta şehit olan Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al Haddad'ın başkanlığını yaptığı Libya heyetine ve uçak mürettebatına Rabb'imden rahmet niyaz ediyorum. Mevla ruhlarını şad, mekanlarını inşallah cennet eylesin. Kardeş Libya halkına, Libya Silahlı Kuvvetleri'ne, hükümetine aynı şekilde başsağlığı diliyor, ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Bizleri derinden üzen elim hadiseyle ilgili gerekli tahkikat başlatılmıştır. Safahatine dair bilgilendirme ilgili bakanlıklarımız tarafından yapılacaktır" dedi.

'BİZİM DERDİMİZ TÜRKİYE'NİN TAMAMINI KUCAKLAMAK'

Ardından teşkilatın ve vatandaşların üç aylarını tebrik eden Erdoğan, "AK Parti olarak her sene yaptığımız gibi inşallah önümüzdeki üç ayı da en verimli şekilde değerlendireceğiz. Genel merkeziyle, Meclis'iyle, belediyesiyle, il, ilçe ve belde teşkilatlarıyla hep beraber daha fazla çalışacak, daha fazla insanımızla temas kuracak, halkımızla hemhal ve hemdert olmanın yollarını arayacağız. Hafızayı beşer nisyan ile maluldür. Birçok insanımızın, AK Parti dönemlerinde hayata gözlerini açan gençlerimizin eski Türkiye'yi hatırlamaması gayet doğaldır. Sabah erken kalkanın Türk siyasetine ayar verdiği, hizmet üretilmeyen, icraat yapılmayan, sorunlara çare bulunmayan, istikrarsız dönemlerin 23 yıllık icraat fırtınası sebebiyle hafızalardan silinmesini yadırgamamalıyız. Dünü, yarınlara unutturmamalıyız. Hem eski Türkiye'yi hatırlatmak hem de hizmet ve eser siyasetimizi millete anlatmak bizim vazifemizdir. Dolayısıyla bir taraftan insanımızla ruberu iletişim kurarken aynı zamanda Türkiye'yi nereden aldığımızı, 23 yılda nereye taşıdığımızı nezaketle, sabırla ve müspet bir üslupla halkımıza tek tek izah edeceğiz. 'Üslubu beyan ayniyle insandır' sözünün ışığında meramımızı en veciz şekilde vatandaşımıza aktaracağız. Bizim derdimiz muhalefet gibi sadece kendi seçmenimize ulaşmak, sadece bize oy verenlerle gönül köprüleri kurmak, yankı odalarında birbirimize konuşmak değildir. Bizim derdimiz Türkiye'nin tamamına seslenmek, Türkiye'nin tamamını kucaklamak ve 86 milyonun tamamına hitap etmektir. Çünkü biz belli çevrelerin, belli ideolojik kabilelerin değil, tüm Türkiye'nin partisiyiz, 86 milyonun iktidarıyız. Bunun için etnik köken, dil, din, mezhep, görüş ayrımı gözetmeksizin 86 milyonun her bir ferdine ulaşmanın çabası içinde olacağız" diye konuştu.

'BİZ MİLLETİN DERDİYLE DERTLENECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, talimatları doğrultusunda, AK Parti Teşkilat Başkanlığı'nın üç ayları ihtiva eden kış mevsimi için detaylı bir program hazırladığını kaydederek, "Kış döneminde saha çalışmalarıyla en tepeden en ücra birimimize kadar tek tek hane ziyareti, ev sohbetleri, kahvehane buluşmaları, sivil toplum kuruluşları ve esnaf ziyaretleriyle yine milletimizle bir araya geleceğiz. Muhalefetin ülkeye dair dişe dokunur hiçbir projesinin bulunmadığı, ana muhalefetin belediyeleri yağmalayanları adaletten kaçırmak dışında hiçbir gündeminin olmadığı, siyaset sahnesinde arzıendam edenlerin kendi ikballeriyle meşgul olduğu bu dönemi biz dolu dolu geçireceğiz. Onlar kendi dertleriyle uğraşa dursun, biz milletin derdiyle dertleneceğiz. Uygulamasını yakından takip edeceğim bu programa buradaki her bir arkadaşımın aktif katılımını bekliyorum" dedi.

'MİLLETE TAVIR ALAN BİZE TAVIR ALMIŞ DEMEKTİR'

Erdoğan, "AK Parti Genel Başkanı olarak zemherinin başladığı bu soğuk kış günlerinde bacaları tütmeyen evleri mutlaka bulmanızı, oralarda yaşayan kardeşlerimizin kapısını mutlaka çalmanızı, imkanlar dahilinde hepsine tek tek el uzatmanızı sizlerden özellikle istirham ediyorum. Bu bizim görevimizdir. Milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Uzak yakın demeden her mahalleye gitmek, kime oy verdiğine bakmadan her sokağa, her haneye erişmek AK Parti'nin siyaset anlayışının özüdür. İşimiz çok olabilir, mesuliyetimiz ağır olabilir, vaktimiz kısıtlı olabilir ama bunların hiçbiri vatandaşla arayı soğutmanın mazereti olamaz. Kibir, gurur, böbürlenme, sokakta, çarşıda kasılarak yürüme gibi karakter zafiyetleri bu çatı altında Tayyip Erdoğan'la yol arkadaşlığı yapan hiç kimseye yakışmaz. Buna en başta AK Parti Genel Başkanı olarak biz izin vermeyiz. Milletle arasına mesafe koyan, bizimle arasına mesafe koymuş demektir. Millete tavır alan, millete hürmetsizlik eden, şehrine ilçesine hizmet ederken yüksünmek, bize saygısızlık etmiş, bize tavır almış demektir. Unutmayın; bizim önceliğimiz, vatandaşlarımızın gönlünü kazanmaktır. Bizim gayemiz sorunları çözmek, çözemiyorsak bile elimizden geleni yapmak, ihtiyaç duyduğu her an vatandaşımızın yanında olmaktır. Tam 24 yıldır titizlikle sahip çıktığımız bu hasletlerimiz il, ilçe başkanı, belediye başkanı ve meclis üyesi kadın ve gençlik kollarıyla hep beraber sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğinin altını çiziyor, sizlere güveniyorum" diye konuştu.

'TÜRKİYE OLARAK SİNMEYECEĞİZ, UNUTMAYACAĞIZ'

Erdoğan, Gazze başta olmak üzere mazlumları da ihmal etmeyeceklerini vurgulayarak, "11 Ekim'den beri Gazze'de ateşkes tesis edilmiş olsa dahi İsrail'in enkaza çevirdiği yerleşim yerlerinde sıkıntılar halen devam ediyor. Havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla birlikte Gazze halkının yükü daha da artmış durumda. Gazze'de şiddetli yağmurun etkisiyle su altında kalan çadırları, aşırı soğuk sebebiyle hipotermi geçiren bebek ve çocukları hepimiz içimiz yanarak takip ediyoruz. Mutabakata göre günlük 600 TIR'ın Gazze'ye giriş yapması gerekiyordu. Ancak İsrail, böyle insani bir meselede bile sözünü tutmuyor; insani yardım girişlerine uyduruk bahanelerle sürekli zorluk ve engel çıkarıyor. Biz bunlara rağmen Gazzeli mazlumların yanında olmaya çalışıyoruz. Geçen hafta 1300 ton insani yardım malzemesi taşıyan 19'uncu iyilik gemimiz Mısır'ın El-Ariş Limanı'na ulaştı. Son iki yılda Gazze'ye gönderdiğimiz yardım miktarı 105 bin tona yaklaştı. Gazze halkının ilaca, yiyeceğe, giyeceğe, yakıta ihtiyacı var. Hepsinden öte Gazze'nin umuda, dayanışmaya, manevi desteğe ihtiyacı var. İşte onun için çok dua edeceğiz. Dua ile kalmayacak mübarek üç aylarda Filistin'e yardımlarımızı daha da artıracağız. Türkiye olarak sinmeyeceğiz, susmayacağız, unutmayacağız. Gazze'yi hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız" dedi.

'BİZ FARKLI BİR ÜLKEYİZ, FARKLI BİR MİLLETİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 kıta 7 iklimde at koşturan kahraman ecdat gibi sadece Hakk'ın tarafında olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Sadece haklının tarafındayız. Sadece mazlumun, mağdurun tarafındayız. Tarihimiz boyunca her zaman mazlumlar için bir eman yurdu olduk. Dinine, diline, kökenine bakmadan, ezilene, horlanana, zulme ve katliama uğrayana kapımızı açtık. Engizisyon kaçan Musevilere de Nazi zulmünden kaçan Musevi bilim adamlarına da kol kanat gerdik. Kafkaslardan Balkanlar’a, Afrika'dan Asya'ya, bütün buralarda kimin başı sıkışmışsa hiç düşünmeden imdadına koştuk. Bu dün böyleydi, bugün böyledir, yarın da asla değişmeyecektir. Ay yıldızlı al bayrağımız mahzun gönüllere inşirah vermeye kıyamete kadar devam edecektir. Biz bin yıllık şanlı tarihimize baktığımızda işte bunu görüyoruz. Orada adalet görüyoruz, merhamet, şefkat, iyilik görüyoruz. Orada cesaret ve kahramanlık görüyoruz. 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem' diyen haysiyet abidelerini görüyoruz. Kudüs'ü Şerifi 400 sene boyunca 'La İlahe İllallah İbrahim Halilullah' lafzına uygun şekilde yönetmiş bir alicenaplık görüyoruz. İmparatorluğun sıkıntılı günlerinde Filistin'e karşı para teklifi edenlere, 'Ben bir karış dahi toprak satamam. Zira o bana değil, milletime aittir. Onlar, bu imparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kıldılar. Onu bizden koparılmadan önce üzerine kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz' diyerek reddeden gurur kaynağımız bir ecdat görüyoruz. İşte biz buyuz. Biz farklı bir ülkeyiz. Çok farklı bir milletiz. 1071'den beri biz bu coğrafyadayız. Bedel ödedik, mücadele ettik, can verdik, can aldık. Bu topraklarda bin yıldır tutunmayı işte böyle başardık. Bize ömür biçenler oldu. 'Hasta adam' diyenler oldu. Harimiismetimize el uzatmaya cüret edenler oldu. Asrın başında Çanakkale'de daha sonra Milli Mücadele'de en son 15 Temmuz'da istiklal ve istikbalimize kastedenler oldu. Hepsini bozguna uğrattık. İman dolu göğsümüzde Ehl-i Salip'in heveslerini kursaklarında bıraktık. Herkes bilsin ki biz dün olduğu gibi bugün de sulhu sükundan yanayız. Ama bu demek değildir ki haksızlığa rıza gösterir, zulme sessiz kalırız; asla."

'TAHRİKLERE KAPILMADIK, KAPILMAYACAĞIZ'

Erdoğan, "İster Doğu Akdeniz'de ister Ege'de isterse başka bir yerde olsun; biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Kıbrıs Türkünün hak ve çıkarlarının gasbedilmesine de müsaade etmeyiz. Anlaşmalar yapılabilir, imzalar atılabilir, sipariş sorularla çeşitli mesajlar da verilebilir. Bunların hiçbiri bizi bağlamaz, bizim politikamızı değiştirmez. Elinde 70 binden fazla Filistinli kardeşimizin kanı olanların, hadsizliklerinin bizim nazarımızda teneke tıngırtısından farkı yoktur ve olamaz. Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Tahriklere kapılmadık, kapılmayacağız. Türkiye olarak uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalarımız çerçevesinde tarihi tecrübelerimize ve köklü geleneğimize yakışır şekilde vakarla, basiretle, sağduyuyla, sükunetle hareket etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

'ÜLKEMİZE YÖNELİK TEVECCÜH ARTTI'

Tüm Türkiye için gece gündüz demeden çalıştıklarını; sorunlara çözüm bulmak, dertlere derman olmak adına bütün enerjilerini, bütün gayretlerini, birikimlerini, tecrübelerini, tüm bunlarla birlikte yüreklerini ortaya koyduklarını anlatan Erdoğan, "Liyakatli ve tecrübeli kadroların riyasetinde Türkiye büyüyor, güçleniyor, küresel bir aktör olma hedefine sağlam adımlarla ilerliyor. Unutmayın; doğuda, batıda, 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışında, elbette dünyanın birçok yerinde, ülkemize yönelik muhabbetin çoğaldığını, teveccühün arttığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bilhassa Terörsüz Türkiye sürecimizde mesafe katettikçe sınırlarımız dışında da karamsarlık havası dağılmaya; Arap, Kürt, Türkmen, Sünni ve Şii kardeşlerimiz geleceklerine daha bir umutla bakmaya başladı. Biz de bu umutları güçlendirmek için üzerimize ne düşüyorsa meşru daire içerisinde kalarak harfiyen yerine getiriyoruz. İstişareler neticesinde unutmayın, 'Efradını Cami Ağyarını Mani' bir anlayışla hazırladığımız raporumuzu geçen hafta komisyona teslim ettik. İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi de büyük emek verildiği anlaşılan raporunu komisyona takdim etti. Bu vesileyle 5 Ağustos'tan beri fedakarca çalışan komisyon üyelerimizi tebrik ediyor, her birinden tek tek Allah razı olsun diyorum. Komisyonun son eşiği de başarıyla aşacağına inanıyorum" dedi.

'TÜRKİYE SONUNDA REFAHIN YOLUNA GİRMİŞTİR'

Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak ilk günden itibaren yapıcı, kuşatıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediklerini kaydederek, "Sözümüzü ölçerek, biçerek, tartarak bir değil, bin kez düşünerek sarf ettik. 86 milyonun emanetini taşıdığımızın bilinciyle çok dikkatli, çok serinkanlı ama bir o kadar da samimi ve kararlı bir politika takip ediyoruz. Biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Bu sürece siyasi hesap zaviyesinden de bakmıyoruz. Türkiye'nin önünde aralanan bu tarihi fırsat penceresini ardına kadar açıp, ülkemizi terör belasından kurtarmanın gayretindeyiz. Bunu da şehitlerimizin ruhunu incitmeden, onların kemiklerini sızlatmadan, tabuta sığmayan o kahramanların aziz hatıralarına gölge düşürmeden yerine getirmenin çabasındayız. Ne şehit yakınlarımızı ne de gazilerimizi rahatsız edecek hiçbir girişime, söze, tavır, eyleme fırsat vermedik ve vermeyeceğiz. Şimdiye kadar böyle bir adımımız hiç olmadı. Bundan sonra da olmayacaktır. Ne bizim ne de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin böyle bir girişim içinde bulunması zaten düşünülemez. Ne yapıyorsak Türkiye için, Türkiye'nin selameti için yapıyoruz. Birileri görmese de milletimiz bizim hüsnüniyetimizi görüyor. Birileri anlamasa da 86 milyon bizim neyi başarmaya çalıştığımızı anlıyor. Türkiye sonunda huzurun, güvenliğin, kalkınmanın ve refahın olduğu bir yola girmiştir. İnşallah bu yolu sonuna kadar sabırla yürüyecektir. Ne terörden beslenenlerin ne coğrafyamızı kan gölüne çevirmek isteyen katliam şebekelerinin tuzakları ne de bu şebekelerin kayığına binmeye hevesli aparatların provokasyonları buna engel olamayacaktır. Ortak tarih, ortak gelecek vizyonu ekseninde kardeşliğimizin güçlenmesi, bölgemizde barış ve istikrar kuşağının tesis edilmesi için ne icap ediyorsa bunu hayata geçirmeye inşallah devam edeceğiz" diye konuştu.

Burhanettin Kocamaz Meclis Gündemini Paylaştı
Burhanettin Kocamaz Meclis Gündemini Paylaştı
İçeriği Görüntüle

'ANA MUHALEFET CEPHESİNDE NE CİDDİYET NE İRADE VAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefet ülkenin her meselesinde olduğu gibi komisyon raporunda da yine kolaya kaçmış; hasbi değil, hesapçı davranmayı tercih etmiştir. Ana muhalefet partisi CHP, vesayete teslim olmuş, baskılara direnememiş, sürecin önünü açacak hiçbir somut teklif getirememiştir. Her fırsatta 'şu kadar raporumuz var' diye övünen CHP, iş çözüm üretmeye, risk almaya gelince yine su koyuvermiştir. Sizler de görüyorsunuz, ülkenin neredeyse yarım asırdır ayağına bağ olan bir meselenin çözümü için Meclis gerçekten önemli bir sorumluluk üstleniyor. Cumhur İttifakı sorun çözülsün diye eliyle birlikte tüm gövdesini taşın altına koyuyor. Fakat ana muhalefet cephesinde ne bir ciddiyet var ne bir irade var ne de rapor diye komisyona sundukları evrak yığınında somut bir öneri var. Ezberleri tekrarlama dışında çözüme dair hiçbir reçeteleri yok. Rüzgar nereye eserse oraya savrulan yaprak misali ne yaptıklarını bilmez halde sürekli yön ve fikir değiştiriyorlar" dedi.

'GAFLARIYLA VE SKANDALLARIYLA 86 MİLYONU UTANDIRIYOR'

Erdoğan, "CHP Genel Başkanı verdiği sözlerin hilafına yurt dışında 'Türkiye Partisi' olma erdemini ne yazık ki gösteremiyor. Her seyahatinde başta CHP'li vatandaşlarımız olmak üzere milletimizi mahcup ediyor, gaflarıyla ve skandallarıyla 86 milyonu utandırıyor. Gidiyor, utanmadan Türkiye'yi yabancılara şikayet ediyor. Sosyalist enternasyonaldeki yoldaşlarından 5 dakikalık bir randevu koparabilmek için adeta yalvarıyor, eziliyor, onurunu ayaklar altına alıyor. Daha önce de söyledim, bugün tekrar ifade ediyorum; siyasi rakibimiz dahi olsa CHP'nin yabancılar karşısında zafiyet içinde, acziyet içinde olmasını biz istemeyiz. Türkiye'nin ana muhalefet partisi genel başkanının yalnızca 5 dakika için uluslararası bir toplantıda muhataplarına yalvarmasını istemeyiz. Bırakın siyasetçisini, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen hiç kimsenin Türkiye'yi bu duruma düşürmeye hakkı olamaz. Sayın Özel, ülkesini yabancılara kötülemeyi belki kendisi yakıştırabilir; Sayın Özel, muhatabından 5 dakika dilenmekten belki gocunmayabilir ama biz bunu Türkiye'nin ana muhalefet partisine ve Genel Başkanına asla yakıştırmıyoruz. Milletimizin desteğiyle 23 yıldır Türkiye'yi uluslararası arenada iftiharla temsil eden bir siyasetçi olarak, Batı karşısındaki bu kompleksli tavrı ben içime sindiremiyorum. Hatta Sayın Özel'in tüm Türkiye'nin başını öne eğdiren içler acısı hallerini gördükçe inanın onun adına ben hicap duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımın da böyle bir ezikliği böyle bir lakayıtlığı kendi gönül dünyalarında kabul etmediklerine inanıyorum" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN ÇOK GÜÇLÜ BİR AK PARTİ'YE İHTİYACI VAR'

Erdoğan, "Hoş daha mezar başında nasıl davranacağından habersiz, kabristanda kadeh tokuşturmayı maharet zanneden birisinden yurt dışında diplomatik temas beklemek, beyhude bir uğraştır. Kendi müteveffa milletvekiline saygı duymayan, millete saygı duyar mı? Kendi örfünü, adetini bilmeyen diplomasinin teamüllerini bilir mi? Çıkmışlar bir de bu edepsizliği savunmaya kalkıyorlar. Allah CHP’li vatandaşlarımıza sabır, bunlara da akıl fikir versin. Bütün bunlar bize şunu gösteriyor; Türkiye'nin çok güçlü bir AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na ihtiyacı var. Bizim de saflarımızı genişletmeye, muhabbetimizi güçlendirmeye, birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var. Siyaseti bir hizmet aracı olarak değil, bir rant vasıtası olarak görenlerin belediyeleri ne duruma düşürdüklerini sizler de takip ediyorsunuz. 86 milyonun kaderini, gözlerini para hırsı bürümüş kifayetsizlerin insafına terk etmeyeceğiz. Sizlerden omuzlarınızdaki yükün bilinciyle daha fazla çalışmanızı, daha fazla eser ve hizmet üretmenizi bekliyorum. Milletin bir kör kuruşunu boşa harcamadan, tek bir lirasına dahi kirli ellerin uzanmasına müsaade etmeden çalışacağız, koşturacağız" dedi.

'86 MİLYONUN HER BİR FERDİNİN YANINDA OLACAĞIZ'

Erdoğan, 2026 yılı için belirlenen asgari ücrete ilişkin de "2026 yılı için 28 bin 75 lira olarak açıklanan yeni asgari ücretin işçi ve işverenlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Böylece net asgari ücret geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artmış oldu. Ayrıca geçtiğimiz yıl 1000 lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini de önümüzdeki yıl 1270 lira olarak uygulamayı sürdüreceğiz. Bundan sonra da emekçimizin, çalışanımızın, işverenimizin, 86 milyonun her bir ferdinin yanında olacağız" diye konuştu.

Kaynak: DHA