Uzmanlar ve yerel tarihçiler, Mersin’i “Türkiye’nin küçük bir özeti” olarak nitelendirerek, kentin çok kimlikli yapısının tarihsel derinliğine ve güncel göç dinamiklerine dikkat çekiyor.

Tarihten Gelen Çok Seslilik

Ali Mahir Başarır'dan Tasarruf ve Siyaset Mesajı
Ali Mahir Başarır'dan Tasarruf ve Siyaset Mesajı
İçeriği Görüntüle

Mersin'in bugünkü kültürel çeşitliliğinin temelleri, Osmanlı dönemine kadar uzanıyor. Ticaret limanının gelişimiyle birlikte şehir, bir zamanlar Levantenler, Arap Ortodokslar, Ermeniler ve farklı inanç gruplarından gelen topluluklara ev sahipliği yaptı. Bu çok sesli miras, kentin mimarisinden mutfağına kadar pek çok alanda hâlâ kendini gösteriyor.

Güncel Dinamikler: İki Büyük Göç Dalgası

Mersin'in kültürel haritasını son yıllarda köklü biçimde dönüştüren iki ana göç dinamiği bulunuyor:

1. Suriye Kaynaklı Göç: Yeni Bir Kimlik Katmanı

Suriye'deki iç savaştan kaçarak Mersin'e yerleşen yüz binlerce sığınmacı, kentin özellikle belirli mahallelerinde yaşam, ticaret ve sosyal dokuyu yeniden şekillendirdi. Arapça tabelalar, Suriye mutfağına ait restoranlar ve yeni iş kolları, Mersin’in kimliğine hızla yeni bir katman ekledi.

2. Akkuyu Etkisi ve Uluslararası Nüfus Artışı

Rusya’nın inşa ettiği Akkuyu Nükleer Santrali projesi, Mersin'in nüfus yapısında uluslararası bir değişimi tetikledi. Proje nedeniyle bölgeye yerleşen Rus ve Ukraynalı mühendis, işçi ve ailelerin sayısındaki büyük artış, özellikle Erdemli ve Silifke gibi ilçelerde Rusça konuşulan okulların, mağazaların ve hizmetlerin açılmasına neden oldu. Bu durum, Mersin'i Akdeniz kıyısında, Rusça’nın günlük yaşamda sıkça duyulduğu bir merkez haline getirdi.

"Mersin'in Aynasından Türkiye'nin Geleceği Görülüyor"

Kültürel çeşitliliğin getirdiği zenginliğin yanı sıra, barınma, iş gücü piyasası ve sosyal uyum gibi konularda zorluklar da yaşanıyor. Ancak uzmanlar, bu zorlukların üstesinden gelmenin, Türkiye'nin gelecekteki toplumsal uyum potansiyeli için kritik olduğunu belirtiyor.

Yerel bir sosyolog, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

"Mersin, tıpkı büyük bir laboratuvar gibi. Köklü yerleşik Alevi, Sünni ve Arap kültürü üzerine, Anadolu'nun farklı bölgelerinden gelen iç göçmenler ve şimdi de Orta Doğu ile Doğu Avrupa'dan gelen uluslararası nüfus ekleniyor. Mersin’e baktığınızda, Türkiye’nin bölgesel jeopolitik konumunun ve toplumsal yapısının hızla nasıl değiştiğini, nasıl bir arada yaşamayı öğrendiğini ya da öğrenmek zorunda kaldığını görüyorsunuz. Bu kente bakmak, Türkiye'yi anlama

Kaynak: Haber Merkezi