Sendika, yayımladığı bildiride, toplu sözleşme süreçlerinde verilen zamların yetersizliğine ve kamu kaynaklarının adaletsiz dağıtımına sert eleştiriler yöneltti.
"Emekçiye Sadece Kırıntı Düşüyor"
Eğitim Sen, kamu emekçilerinin sefalet zamlarıyla yoksulluğa mahkûm edildiğini belirterek, bütçe politikalarındaki adaletsizliği hedef aldı:
"Artık yeter! Her toplu sözleşme döneminde 'kazanım' diye sunulan sefalet zamlarıyla yoksulluğa, borca, çaresizliğe mahkûm edildik. Emekçilerin alın teriyle büyüyen bütçeden, bize sadece kırıntılar düşüyor. Milyonlar açlık sınırında yaşarken saraylar, tarikatlar, yandaş şirketler bütçeden pay kapıyor."
Sendika, bu adaletsizliğe, talana ve suskunluğa razı olmadıklarını vurgulayarak, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
"Hakkımız Olanı İstiyoruz, Sadaka Değil!"
22 Kasım'daki Adana mitinginin "gerçek sendikacılığın, direnişin ve dayanışmanın sesi" olacağını belirten Eğitim Sen, haklarını masada satan yandaş sendikalara güvenmediklerini ifade etti.
Eğitim emekçileri, taleplerini net bir şekilde dile getirdi:
"Ne lütuf istiyoruz ne sadaka! Hakkımız olanı istiyoruz! Kamudan, bütçeden, emeğimizin karşılığını istiyoruz."
"Her bir eğitim emekçisinin, her bir kamu çalışanının insanca yaşadığı bir ülke istiyoruz."
Eğitim Sen, çağrısını şu sloganlarla sonlandırdı:
Yoksulluğa değil, emeğe bütçe!
Yandaşa değil, halka bütçe!
Eğitime, sağlığa, emekçiye bütçe!





