Bakan Tunç, Ankara Hakimevi’nde gerçekleştirilen İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Tunç, “Dün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ydü. Biz de Bakanlık heyeti olarak Fransa’nın Strazburg kentinde Avrupa Konseyi Adalet Bakanları Konferansın katılarak, savaşlar, terör ve çatışmaların yol açtığı insan hakları ihlallerine dikkat çektik. Bu acıların artık yaşanmaması için uluslararası iş birliğinin önemini vurguladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha adil bir dünya, daha güçlü bir uluslararası hukuk düzeni için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ettik” diye konuştu.
Türkiye’nin geçmişte insan hakları bakımından ağır sınamalardan geçtiğini ifade eden Tunç, “Türkiye, uzun yıllar boyunca darbeci ve vesayetçi anlayışların gölgesinde; siyasi yasaklardan, işkence vakalarına, inanç hürriyeti ve ifade özgürlüğünün baskılanmasına kadar pek çok insan hakları ihlaline maruz bırakılmıştır. Demokrasiye yapılan müdahaleler, millet iradesinin gasp edilmesi, inanç ve düşünce özgürlüklerine yönelik kısıtlamalar, devletin gücünün hukuk yerine vesayet tarafından şekillendirildiği dönemlerin acı tecrübeleri olarak hafızalarımızda yerini korumaktadır. İşte bu sebeple, bugün insan haklarını güçlendiren reformlarımızın değeri, Türkiye’nin vesayet karanlığından demokratik olgunluğa yürüyüşünü daha iyi ortaya koymaktadır. Demokrasiye yapılan müdahaleler, millet iradesinin gasp edilmesi, inanç ve düşünce özgürlüklerine yönelik kısıtlamalar, devletin gücünün hukuk yerine vesayet tarafından şekillendirildiği dönemlerin acı tecrübeleri olarak hafızalarımızda yerini korumaktadır. İşte bu sebeple, bugün insan haklarını güçlendiren reformlarımızın değeri, Türkiye’nin vesayet karanlığından demokratik olgunluğa yürüyüşünü daha iyi ortaya koymaktadır” dedi.
"264 Yeni Faaliyet Belirledik"
Reform belgeleri çerçevesinde bugüne kadar yargı ve insan hakları alanında ciddi mesafeler kat ettiklerinin altını çizen Bakan Tunç, “Ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; reform irademizi sürekli koruyoruz. Reform ihtiyacı toplumsal taleplere dayanan ve devamlılık arz eden bir süreçtir. Bu taleplerin karşılanabilmesi ve sistemin ideal işleyişine yönelik reformlar zamana yayılan tedrici ve dinamik bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu çerçevede, 2023 AK Parti Seçim Beyannamesi olan Türkiye Yüzyılı Belgesinde, 12’inci Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında, Yeni bir Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlanacağına işaret edilmiştir. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 23 Ocak’ta açıklanan 4’üncü Yargı Reformu Stratejisi Belgesiyle Hukukun Üstünlüğünü Esas Alan, Gecikmeyen ve Öngörülebilir Bir Adalet Sistemi vizyonuyla 5 temel amaç doğrultusunda 264 yeni faaliyet belirledik. Ve insan hakları alanında kurumsal kapasitenin güçlendirilmesini, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunmasını hedef olarak ortaya koyduk. Yargı Reformu Strateji Belgemizle; insan haklarını güçlendiren, özgürlük alanlarını genişleten, devlet-vatandaş ilişkisinde güveni esas alan bir dönüşümü taahhüt ettik. Bu belge; hukukun üstünlüğüne, insan onuruna ve demokratik standartlara bağlılığımızın yazılı beyanıdır. Bu çerçevede; yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlanmasını taahhüt ettik. Vatandaşlarımızın bireysel hak arama mekanizmalarını daha da güçlendirecek, düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedefledik. Kişisel Verileri Koruma Kurumunun kurumsal kapasitesini yükseltmeyi; Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü GDPR başta olmak üzere AB mevzuatına tam uyum sağlayan bir veri koruma mimarisini tesis etmeyi kararlaştırdık. Böylece hem bireyin mahremiyetini hem de dijital çağın gerektirdiği güvenlik standartlarını birlikte korumayı üstlendik. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu, BM Paris Prensipleriyle tam uyumlu bir yapıya kavuşturmayı taahhüt ettik. Kurumun hazırladığı raporların etki kapasitesini artırmayı ve uzlaşma usulünü daha etkin bir çerçeveye kavuşturmayı stratejik hedef olarak belirledik” diye konuştu.
"Adil Yargılanma Hakkını Taahhüt Ettik"
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru sisteminde yaşanan sorunların giderilmesi, bu yolun sürdürülebilir ve daha etkili bir yapıya kavuşması için gerekli düzenlemeleri yapma iradesini ortaya koyduklarını dile getiren Tunç, “Adil yargılanma hakkını ve hukuk güvenliğini, yeni ve alternatif hak arama yollarıyla güçlendirmeyi taahhüt ettik. İfade ve basın özgürlüğü standartlarının yükseltilmesini yine bu stratejinin bir parçası olarak ilan ettik. Kişi özgürlüğü ve güvenliği konusunda, özgürlüğü esas alan ve güvenliği insan onuruyla uyumlu şekilde tesis eden daha güçlü standartların oluşturulmasını hedefledik. Ve nihayet, insan hakları duyarlılığının toplumun her alanında artırılması; kamu kurumlarından eğitim süreçlerine, toplumsal farkındalıktan idari yapılanmalara kadar geniş bir alanda insan hakları kültürünün kurumsallaştırılmasını taahhüt ettik. Bu taahhütler; Türkiye’nin demokratik birikimini güçlendirme, hukuk devletinin niteliğini yükseltme ve her vatandaşın onurunu koruma sorumluluğunun açık bir göstergesidir. Yargı Reformu Strateji Belgemiz, bu iradenin hem bugünü hem de yarını şekillendiren kararlı bir manifestosudur” şeklinde konuştu.
"Sivil, Katılımcı Bir Anayasa Borcumuzu Milletimize Ödemeliyiz"
Bakan Tunç, “İnsan hakları alanında yürütülen özverili çalışmalar, ülkemizin demokratik standartlarını yükselten önemli reformlardır. Anayasamızda az önce saydığım kısmi değişikliklerle önemli reformlara imza atmış olsak da bizim hedefimiz; Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa borcumuzu milletimize ödemektir. İnsan haklarına ilişkin ülkemizdeki tüm kurumların aynı masa etrafında buluştuğu bu toplantının, ortak aklı ve kurumsal iş birliğini daha da güçlendirecek önemli sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum. Bugün ortaya koyacağımız değerlendirmeler, yalnızca bugünün çalışmalarına yön vermeyecek; Türkiye’nin insan hakları standartlarını daha ileriye taşıyacak yeni adımların da kapısını aralayacaktır. Bugün burada bir araya gelişimiz, bu alanda daha ileri adımlar atma irademizin en güçlü göstergesidir. Sizlerin değerli emekleri ve katkılarıyla, insan hakları vizyonumuzu güçlendirmeye, demokrasimizi daha yüksek standartlara taşımaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.



