DİJİTAL SESSİZLİK
Bir olay yaşanır, ekranlar dolar taşar. Haberler peş peşe akar, sosyal medya bildirimleri durmaz, herkes bir şeyler yazar. Kimisi öfkesini paylaşır, kimisi destek olur, kimisi de sadece izler. İşte o zaman bir sessizlik belirir. O sessizlik çoğu zaman en çok dikkat çeken olur. Çünkü insanlar merak eder: “Neden paylaşmadı? Bu kadar mı ilgisiz?”
Ama gerçekten öyle mi?
Belki de bazı insanlar, yaşanan her şeye anında tepki verme zorunluluğundan yorgun düştü. Bazen bir olayın ağırlığı o kadar derindir ki, üzerine düşünmeden birkaç cümle kurmak haksızlık gibi gelir. Çünkü bazen kelimeler yetersizdir, bazen de bir şeyi değiştirmeyecek gibi hissettiren o boşluk büyüktür. O yüzden susmak, bazen sadece bir sessizlik değil, yaşananın ağırlığını içinde taşımaktır.
Sessizlik her zaman ilgisizlik değildir. Bazıları için susmak, yaşananları anlamaya çalışmaktır. Düşünmeden bir cümle kurmak yerine, hissetmeyi seçen insanlar vardır. Herkes aynı şekilde tepki vermek zorunda değil. Kimimiz yazarak, kimimiz susarak, kimimiz de sadece izleyerek yaşar o duyguyu.
Peki “dijital sessizlik” neden bu kadar dikkat çekiyor? Cevap, modern çağın bir başka gerçeğinde saklı olabilir: Bilgi Kirliliği.
Bilgi kirliliği yanlış, yanıltıcı veya doğrulanmamış bilgilerin hızla yayılmasıdır. Özellikle sosyal medyada bilgi paylaşımı hızın, doğruluğun önüne geçtiği bir düzende gerçekleşiyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yapılan bir araştırmaya göre, yanlış bilgiler doğru bilgilere kıyasla %70 daha hızlı yayılıyor. Çünkü çarpıcı başlıklar, dramatik içerikler ve sansasyonel detaylar, beynimizin dikkatini anında çekiyor.
Bu durum aslında zihnimizin bize oynadığı küçük oyunlarla yani bilişsel önyargılarımızla ilgili. Yankı odası dediğimiz durum, insanların sürekli kendi inançlarını destekleyen bilgilerle çevrili olduğu bir baloncuk yaratır. Aynı fikirleri tekrar tekrar duymak, sanki o bilgilerin daha doğruymuş gibi algılanmasına neden olur.
Bir adım ötesi ise duygusal yankı odaları. Burada sadece bilgiler değil, duygular da hızla yayılır. Öfke, korku, hayal kırıklığı gibi güçlü duygular sosyal medyada anında büyür. Kriz anlarında yanlış bilgiler bu duygularla birleşince bireysel ve toplumsal düzeyde büyük etkiler yaratır.
Bu yüzden bazen sessizlik, ilgisizlik değil; tam tersine, daha dikkatli olmanın ve bilgi kirliliği ile savaşmanın bir yoludur. Teyit.org gibi platformlar da bu yüzden önemlidir; çünkü bu tür oluşumlar, bilgileri tarafsız bir bakış açısıyla, bilimsel yöntemler ve doğrulama teknikleri kullanarak inceler. Kaynakları analiz eder, verilerin güvenilirliğini sorgular, görsellerin manipüle edilip edilmediğini araştırır ve kamuoyuna doğrulanmış bilgiler sunar.
Dijital çağda en kıymetli refleks hemen paylaşmak değil; önce sorgulamak. Ve belki de asıl mesele hemen tepki vermek değil, hangi bilginin yankısına sesimizi eklediğimizi fark etmektir.