Bilimle Yazılmış Bir Destan: Muazzez İlmiye Çığ
Pazar akşamı, bilimin ve aydınlanmanın öncüsü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayata veda etti. Onun yaşamı, yalnızca bilimsel başarılarla değil, insanlığa kattığı değerlerle de unutulmaz bir iz bıraktı. Geçmişi aydınlatan, bugünü sorgulatan ve geleceğe ışık tutan çalışmaları, onun yalnızca bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir yol gösterici olduğunu her fırsatta görmemizi sağladı.
Muazzez İlmiye Çığ, sadece bir Sümerolog değil, aynı zamanda tarihin sessiz tanıklarını konuşturan bir bilgin, insanlığın ortak mirasına sahip çıkan bir öğretmen ve düşünceleriyle geleceği şekillendiren bir liderdi. Sümer tabletlerinden çevirdiği bilgilerle geçmişin derinliklerinden bize seslendi ve dedi ki: "Mademki biliyorsun, neden öğretmiyorsun?" Bu Sümer atasözü, onun yalnızca bilimsel çalışmalarını değil, tüm yaşam felsefesini de özetliyordu. Bildiklerini paylaşmayı, aydınlanmayı ve öğretmeyi bir görev olarak gördü.
Onun elleriyle temizlediği Sümer tabletleri, insanlığın başlangıcına dair benzersiz bilgiler taşıyordu. Ama o, bu bilgileri yalnızca akademik çevrelerle sınırlı bırakmadı; halk için yazdı, konuştu ve anlattı. Çünkü o, tarihin yalnızca geçmişi anlamak için değil, geleceği inşa etmek için bir araç olduğuna inanıyordu.
Yaşamı boyunca hakikatin izinden gitti. Kadın haklarından laikliğe, eğitimden bilime kadar her alanda cesur duruşu ile toplumun ön yargılarına meydan okudu. Onun çalışmaları, bilimin sadece bir disiplin değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu herkese gösterdi.
Bugün ona dair pek çok şey söylenebilir, ancak kendisiyle tanışma ayrıcalığını yaşamış biri olarak, bu yazıya bir kişisel hatıramı eklemek isterim. Nisan 2022’de, henüz Mersin Rotaract Kulübü üyesiyken Muazzez İlmiye Çığ’ı evinde ziyaret etme şansı yakaladım. O zaman yaklaşık 108 yaşındaydı. Gördüğüm ilk an, derin bir hayranlık ve saygı ile dolup taştım. Gözleri hâlâ öğrenme ve öğretme aşkıyla parlıyordu. Özellikle bizlere verebileceği kıymetli önerilerini sorduğumda, yanıtlarken duyduğu heyecanı unutamam. Onun bilgi birikimi, tevazusu ve tarih ile bilime olan tutkusu karşısında büyülenmemek imkânsızdı. Bu özel anı ve onunla tanışmanın benim için ne büyük bir şeref olduğunu hayatım boyunca unutmayacağım.
Ve şimdi bize düşen, onun mirasına sahip çıkmak. Muazzez İlmiye Çığ’ın hayali, bilimin ışığının tüm insanlığa ulaşmasıydı. Ona duyulan en büyük saygı, bu ışığı taşımaya devam etmek, bildiklerimizi paylaşmak ve onun gibi iz bırakmaya çalışmaktır...
Huzurla uyu, Muazzez İlmiye Çığ… 110 yıl boyunca bilime ve insanlığa adadığın ömrün, bıraktığın mirasla, zamana meydan okuyarak sonsuza dek yaşayacak…