Son yıllarda çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Uzmanlara göre, bu durum yalnızca çocukların okul başarısını değil, sosyal gelişimini ve aile içi ilişkilerini de ciddi şekilde etkiliyor. Erken teşhis ve uygun tedaviyle çocukların hem eğitim hayatında hem de sosyal becerilerinde başarılı olmaları mümkün olsa da, geç müdahale bu süreci zorlaştırabiliyor.
Çocuk psikiyatristleri, “Her hareketli çocuk hiperaktif değildir” diyerek aileleri bilinçli olmaya davet ediyor. Özellikle dijital ekranlara olan yoğun ilgi, hareketsiz yaşam biçimi ve sosyal etkileşim eksikliği, hiperaktivite belirtilerini artıran faktörler arasında gösteriliyor.
DEHB'nin en yaygın belirtileri arasında dikkati toplamakta zorlanma, aşırı hareketlilik, sırasını bekleyememe, dürtüsel davranışlar, sık eşya kaybetme ve görevleri tamamlayamama gibi durumlar yer alıyor. Bu davranışlar çoğu zaman “yaramazlık” olarak algılansa da, altta yatan psikolojik bir sorun olabileceği unutulmamalı.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuklar, okul ortamında konsantrasyon sorunu yaşayarak derslere odaklanmakta güçlük çekebiliyor. Bu da düşük notlar, öğretmenleriyle sorunlar ve arkadaş ilişkilerinde kopukluklara neden olabiliyor. Uzmanlar, bu durumun çocuğun özgüvenini zedeleyebileceğine ve zamanla içe kapanıklık gibi başka sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.
Psikologlar, hiperaktivite tanısı konulan çocukların genellikle zeki ve yaratıcı olduklarını ancak bu potansiyellerini ortaya koyabilmeleri için doğru yönlendirme gerektiğini belirtiyor. Ailelerin sabırlı olması, çocuklarını doğru şekilde gözlemlemesi ve uzman desteği alması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, ailelerin süreçte aktif rol almasının tedavinin başarısını artırdığını ifade ediyor.
Tedavi sürecinde davranış terapileri, aile danışmanlığı ve bazı durumlarda ilaç kullanımı ile olumlu sonuçlar alınabiliyor. Özellikle okul rehberlik servisleri bu süreçte önemli bir rol üstleniyor. Rehber öğretmenler, çocukları yakından gözlemleyerek ihtiyaç duyan öğrencileri aileleriyle birlikte uzmanlara yönlendiriyor.
Uzmanlar son olarak, çocukların etiketlenmeden, sabırla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Aile içi iletişimin güçlendirilmesi, çocuğun olumlu yönlerinin öne çıkarılması ve doğru eğitim yaklaşımları sayesinde DEHB ile başarılı bir şekilde başa çıkmak mümkün.
