Uzunoğlu, OVP’nin en dikkat çeken yönlerinden birinin yerli ürün ve teknolojik dönüşüm vurgusu olduğuna dikkat çekti. “Sanayi ve hizmetler sektöründe dışa bağımlılığı azaltmak, katma değeri yüksek üretimi desteklemek artık bir tercih değil, zorunluluk. OVP’nin bu hedefi reel sektör için yeni fırsat kapıları açabilir” dedi.
Sıkılaşma programı en az 2 yıl sürecek
Ekonomist Uzunoğlu, planın işaret ettiği bir diğer önemli noktanın sıkı para politikasının devamı olduğunu belirtti. “Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkılaşma en az iki yıl daha sürecek. Bu durum kredi maliyetlerini yüksek tutacak, ancak fiyat istikrarını sağlamak için başka bir seçenek görünmüyor” ifadelerini kullandı.
TL faizi enflasyondan yüksek olacak
Uzunoğlu’na göre önümüzdeki dönemde Türk lirası faiz oranları, enflasyonun üzerinde seyredecek. Bu adımın yatırım ve tüketim kararlarını doğrudan etkileyeceğini söyleyen Uzunoğlu, “Mevduat sahipleri açısından TL daha cazip hale gelecek, ancak reel sektörün finansman maliyetleri bir süre daha yüksek kalacak” değerlendirmesinde bulundu.
Enflasyon, kur artışını geride bırakacak
Prof. Dr. Uzunoğlu, OVP’nin kur-enflasyon dengesine ilişkin mesajlarına da dikkat çekti. “Enflasyon oranı, kur artışının üzerinde kalmaya devam edecek. Bu da fiyatların hâlâ kurdan bağımsız olarak yükselmeye devam edeceğini, yani maliyetlerin iç dinamiklerden beslendiğini gösteriyor” dedi.
“Reel sektörün uyum kabiliyeti belirleyici olacak”
Sonuç olarak Uzunoğlu, OVP’nin hem güçlü hem de zorlayıcı mesajlar içerdiğini vurguladı:
“Yerli üretim ve teknolojik dönüşüm reel sektör için büyük bir fırsat yaratıyor. Ancak sıkılaşma, yüksek faiz ve devam eden enflasyon baskısı işletmelerin uyum kabiliyetini test edecek. Başarılı olan firmalar, bu dönemi dönüşüm fırsatına çevirebilir.”
