Akdeniz’in Utangaç Lezzeti: Yöresel Halk Tüketmeye Başladı, Turistler Akın Ediyor
Mersin, özellikle Silifke ilçesi ve zengin ekosistemiyle ünlü Göksu Deltası sayesinde gastronomi haritasında sıra dışı bir yer edindi: Mavi Yengeç (Callinectes sapidus).
Uzun yıllar boyunca daha çok ihracat ürünü olarak değerlendirilen bu canlı, yüksek protein değeri ve zengin mineral içeriği sayesinde son dönemde yerel mutfakların da gözdesi oldu. Artık Mersin'in sahil restoranlarında, bacakları kırılarak içindeki beyaz etin çıkarıldığı bu lezzet, özellikle büyük şehirlerden gelen turistlerin menüdeki ilk tercihi oluyor.
Nehir Ağızlarının Yengeci
Mavi Yengeçler, tipik olarak tatlı suyun denize karıştığı lagün ve nehir ağızlarında yaşamaktadır. Göksu Deltası'nın tuzluluk oranı düşük bu sulak alanları, bu türün popülasyonu için ideal bir ortam sunar. Yöredeki balıkçılar, canlı yakalamak için basit bir yöntem kullanıyor: Oltaya bağlanan tavuk etini suya bırakarak yengecin yeme tutunmasını bekliyorlar.
Keskin kıskaçları nedeniyle dikkat ve tecrübe gerektiren avcılık sürecinin ardından, yengeçler genellikle iki şekilde hazırlanıyor:
Haşlama: Doğal tadı ön plana çıkarmak için defne yaprağı, tuz ve limon eklenmiş suda, kabukları kırmızıya dönene kadar buharda veya kaynatarak pişiriliyor.
Izgara: Tercihe göre zeytinyağı, sarımsak ve pul biberle marine edilerek ızgarada hazırlanan mavi yengeç, kendine has lezzetini koruyor.
Mavi Yengeç, Mersin'in geleneksel mutfağına egzotik bir zenginlik katarken, aynı zamanda Göksu Deltası'nın ekolojik ve ekonomik önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu eşsiz deniz mahsulü, kenti yalnızca bir narenciye merkezi olmaktan çıkarıp, Akdeniz'in alternatif lezzet rotası haline getiriyor.
