Unutulmuş Bir İsim: Süslü Çeşme

Mersin’in Akdeniz ilçesi Mesudiye Mahallesi’nde, Hastane Caddesi üzerinde yer alan tarihi çeşme, uzun süredir halk arasında “Kuruçeşme” adıyla biliniyor. Ancak araştırmalar, çeşmenin 1920’li yıllarda yapıldığını ve asıl adının “Süslü Çeşme” olduğunu gösteriyor. Dönemin mimari anlayışına uygun olarak süslemelerle inşa edilen bu çeşme, yıllar içinde hem isim hem de işlev bakımından değişim geçirdi. Bugün hâlâ ayakta duran yapı, kentin kültürel hafızasında önemli bir yer tutuyor.

Neden “Kuruçeşme” Denildi?

Çeşmenin adının değişmesinde, zamanla yaşanan toplumsal ve çevresel dönüşümlerin etkili olduğu düşünülüyor. İlk yapıldığında süslemeleri ve görkemli duruşu nedeniyle “Süslü Çeşme” olarak anılan yapı, yıllar içinde halk arasında “Kuruçeşme” adıyla yerleşti. Bu adlandırmanın, çeşmenin dönemsel olarak kuruması veya suyunun kesilmesiyle bağlantılı olabileceği belirtiliyor. Böylece, şehrin en eski su kaynaklarından biri olmasına rağmen tarihi adı unutulmaya yüz tuttu.

Filodaki Vatandaşlarımızın Akıbeti Belli Oluyor
Filodaki Vatandaşlarımızın Akıbeti Belli Oluyor
İçeriği Görüntüle

Ekran Görüntüsü 2025 10 02 220331

Kentin Merkezinde Sessiz Bir Tarih

Bugün Mersin’in en işlek noktalarından birinde duran çeşme, sadece serin su içilen bir nokta olmanın ötesinde bir anlam taşıyor. Kuruçeşme, kentin modernleşmesine rağmen ayakta kalmayı başarmış, yüz yıllık geçmişiyle adeta yaşayan bir tarih belgesi niteliğinde. Özellikle yaz aylarında serinlemek isteyen Mersinlilerin uğrak noktası olan çeşme, aynı zamanda kentin kimliğini ve geçmişini hatırlatan bir sembol konumunda.

Ekran Görüntüsü 2025 10 02 220112

Kültürel Mirasın Hatırlattıkları

Mersinlilerin her gün önünden geçtiği bu yapının aslında “Süslü Çeşme” adıyla bir dönemin estetik anlayışını yansıttığının bilinmesi, kentin kültürel mirasına bakışı güçlendiriyor. Tarihi çeşme, yalnızca su dağıtan bir yapı değil; aynı zamanda geçmişin hatıralarını günümüze taşıyan sessiz bir tanık. Bu nedenle yerel halkın çeşmeyi gerçek adıyla hatırlaması, hem kültürel bilinç hem de tarihi değerlerin korunması açısından büyük önem taşıyor.

Kaynak: Haber Merkezi