Mersin Büyükşehir Belediyesi 2021 Yılı Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısında, Yenice Cemevi’nin imar planlarına ‘ibadet yeri’ olarak işaretlenmesi oy çokluğuyla kabul edildi. Tarsus İlçesi Atalar Mahallesi 194 ada 1 parselin Yenice’ye ve çevresine ilişkin nazım imar planı revizyonuna göre ibadethane olarak işaretlenmesine ilişkin Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, yazılı açıklamada yaptı.
Cemevlerinin ibadet yeri olmadığı yolundaki söylemler Alevi vatandaşları ciddi bir biçimde rahatsız ettiğini vurgulayan Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, “Cemevleri, hiçbir zaman caminin alternatifi olarak düşünülmemelidir. Cemevilerin ibadet yeri olmadığı yolundaki söylemler, Alevi vatandaşları ciddi bir biçimde rahatsız etmektedir. Bir toplumun kutsal dediği mekan, o toplum için kutsaldır. Aleviler, haklı olarak yurt içinde ve yurt dışında Cemevlerini kutsal mekanlar olarak görür ve her platformda sesli olarak dile getiriyorlar. Aleviler için Cemevi, cemlerin yapıldığı, semahların dönüldüğü, nefeslerin okunduğu kısaca ibadetin bütün gereklerinin gerçekleştirildiği, gönüllerin arındırıldığı, birlik ve beraberliğin yüceltildiği, toplumsal dayanışmanın sergilendiği, gülbenglerin okunduğu ve inancın gereklerini yerine getirildiği mekanlardır” diye konuştu. Alevi Bektaşi inancının odak noktasını cemler oluşturduğunun altını çizen Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, “Alevi Bektaşi inancının odak noktasını cemler oluşturmaktadır. (Alevilik cem ve semahta gizlidir) Aleviler her fırsatta cemlerin yapıldığı yerlerin ibadet yeri olduğunu vurgulamaktadırlar. Anadolu’nun bin yıllık tarihinde Cemevleri coğrafik yerleşim yerlerine göre değişik isimlerle adlandırılmıştır. ‘Cem damı’, ‘Baba damı’, ‘Dede Sofası’, ‘Meydan Odası’, olarak adlandırılan ibadet için toplanırdı. Bu mekanların en eskilerine özgün mimarileriyle 12. yüz yıldan itibaren Malatya’nın Onar Köyü’nde, Tunceli’nin Hacılı Köyü’nde, Amasya’nın köylerinde ve daha birçok şehirde rastlanmaktadır. Cemevleri, büyük kentlerde evler ve binalar arasına sıkışmıştır. Aleviler Cemevilerinin, plansız bir yapılanma ile yapılanmasının önünün alınmasını istemektedirler. Bunun içinde, geleneksel dergah veya baba damı mimarisinin geliştirilerek çevre düzenlemesiyle birlikte gerçekleştirilmesinin sağlanması Alevi-Bektaşi toplumunun en büyük özlemidir. Şehirlerin imar planları yapılırken, kent mimarisi içerisinde, camilere, okullara, sağlık ocaklarına ve benzeri sosyal donatı alanlarına yer verildiği gibi, düzenleme ortaklık payından Cemevlerine de yer ayrılmamaktadır” diye belirtti. Cemevlerine yasal statü tanınmıyor ve ibadet yeri olarak kabul edilmiyor. Alevi kurumları bütün hukuki yolları deneyerek bir sonuç almayınca, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdığını belirten Kılavuz, “Alevi-Bektaşiler, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olmaktan gurur duymaktadırlar. Ancak giderek daha yoğun bir şekilde Alevilere ‘üvey evlat’ gibi bakan ve hiçbir taleplerini dikkate almayan bir hükümetle yöneltildiklerini düşünmektedirler. Alevi kurum ve kuruluşlarının yönetim kadroları ve Alevi kanaat önderlerinin düşüncesi şu doğrultudadır; Kamusal alanda ayrımcılık, ötekileştirme ve tasfiye hareketi kapsamına giren örnekler hemen her iktidar döneminde uygulanmıştır. Son zamanlarda bu konudaki rahatsızlıklar ciddi şekilde artmıştır. Ötekileştirmenin bir devlet politikası haline geldiği ve sistemli bir şekilde uygulanır olduğu kanaati yaygındır” diye konuştu. Bütün Cemevleri’nin üzerinde bulundukları parseller, ibadet yeri olarak tescil edilir. Ülkemizde yerel yönetimlerin alacağı bu tür kararlar, merkezi hükümetin Cemevleri ile ilgili AİHM kararlarını uygulamasına büyük katkısının olacağının altını çizen Kılavuz, “Ülkemizde, 20 milyona yakın Alevi inancında vatandaş yaşıyor. Aleviler yerleştikleri kentlerde kendi imkanlarını kullanarak, 980 tane Cemevi inşa etmişler. Dernek statüsünde olduklarından dolayı (İç İşleri Bakanlığının tespiti) Cemevlerine yasal statü tanınmıyor ve ibadet yeri olarak kabul edilmiyor. Alevi kurumları bütün hukuki yolları deneyerek bir sonuç almayınca, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı. 18 Mayıs 2015 AİHM Cemevlerine ilişkin ‘Cemevleri ibadet yeridir’ diye olumlu karar verdi. 23 Temmuz 2017 yılında Danıştay 13. Dairesi de aynı doğrultuda bir karar verdi. İstanbul Danıştay 6. İdare Mahkemesi Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı’nın elektrik giderlerinin diyanet bütçesinden karşılanmasına yönelik yerel mahkemenin verdiği kararı onadı. İstanbul 6. İdare Mahkemesinin bu kararına Esenyurt Kaymakamlığından itiraz geldi. Alınan kararın bozulması için Danıştay’a gönderdi. Danıştay 13. Dairesi, Kaymakamlığın talebini ret ederek oy çokluğuyla yerel mahkemenin kararının onadı. Türkiye’de bir kısım belediyeler, belediye meclis kararları ile Cemevlerinin inşası, Cemevlerinin inanç statüsünde kabul edilerek hizmetlerin sunulması ile ilgili kararları alıyorlar. Bu yüreklice aldıkları kararları selamlıyoruz. Son dönemlerde İzmir Belediyesinin Meclis kararı, İzmir’deki Cemevlerine soluk aldırttı. Yaşadığımız kent, Mersinde Büyük Şehir Belediye Meclisi, ilin imar planları ile ilgili yaptığı meclis toplantısında ilimizdeki Cemevlerine yapılan yardımlarla ilgili tartışmalarda, ilçe belediye başkanlarının olumlu görüşleri ve meclis üyelerinin yaptıkları yürekli konuşmaların ardında yapılan oylamayla Tarsus ilçesinin Yenice Cemevinin bulunduğu parselin ibadet yeri olarak işaretlenmesi oy çokluğu ile karar altına alındı. Temennimiz odur ki bu diğer illerin yerel yönetimlerine emsal örnek olur. Bütün Cemevlerinin üzerinde bulundukları parseller ibadet yeri olarak tescil edilir. Ülkemizde yerel yönetimlerin alacağı bu tür kararlar, merkezi hükümetin Cemevleri ile ilgili AİHM kararlarını uygulamasına büyük katkıları olur” diyerek konuşmasını tamamladı. (Haber Merkezi)