CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün geçici olarak görevden alınmasına ilişkin
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde 'Çare Eşitlikte Çalıştayı'nın kapanışında konuştu. Özel, Cumhurbaşkanlığı Kabinesini eleştirerek, "Bu kabineye 17 tane bakan, bir tane de Cumhurbaşkanı Yardımcısı atıyorlar; 18'inci kendisi zaten erkek, 19'uncu ve o kabinin içerisinde 1 tane kadın var. O bir kadın neden sorumlu? Aile Bakanlığı'ndan sorumlu. Mesaj net; 'Dışişlerinden anlamazsın, İçişleri Bakanlığı senin için değil, kültür- sanattan sana ne? Milli Eğitimi sen mi bileceksin, hele hele ekonomiyi nasıl yönetebilirsin? Sen kadınsın, evdesin. Sen aileden sorumlusun, bir tane kadın bakan var, o da hepinizin adına aileden sorumlu'" dedi.
'İKTİDARIMIZDA İLK KANUN, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ YÜRÜRLÜĞE KOYACAK'
Özel, seçimde dünya kadar söz verildiğini kaydederek, "Emekliye de söz verdiler, ‘Sizi asla enflasyona ezdirmeyeceğiz’ dediler. Asgari ücretliye söz verdiler, ‘Yılda 2 zam normal 4'de yapabiliriz’ dediler. Çiftçiye söz verdiler, ‘Gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'inin prim olarak vereceğiz, sizi destekleyeceğiz’ dediler. Esnafa söz verdiler, öğretmene söz verdiler, gençlere söz verdiler, mülakat mağduru öğretmene ve memura söz verdiler. Hiçbir sözü tutmadılar. Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimde verip de önceden, tuttuğu ve arkasında durduğu tek söz var. O söz de Hüda-Parcılara, Hizbullahçılara verdiği İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ve bir daha girmeme sözüdür. Bir tek bu sözü tutmaktadır. Peki, biz ne yapacağız? Bendeki not, partinin müktesebatıyla, yazılmış belgeleri ile sınırlı. Şüphesiz bu çalıştayın yani ‘Çare eşitlikte’ dediğiniz bu çalıştayın çıktıları ve sonuç bildirgesi yeni çerçevemiz olacak. Öncelikle ilk olarak önümüzdeki ilk seçimde, seçime giderken toplumsal muhalefeti ayırmadan, birbirine düşmesine izin vermeden, sarayın oyunlarıyla ayrı ayrı durmalarına ve yeni seçim yenilgilerine sebebiyet vermeden, sorumlulukla tüm muhalefetle, omuz omuza, kol kola girerek hep birlikte önce ilk iş bu iktidarı değiştireceğiz ve iktidar olacağız. Ardından bu ülkede, eşitlik gelsin diye atılması gereken ne adım varsa hep birlikte buralarda konuştuğunuz, tartıştığınız, ürettiğiniz tüm çözüm önerilerini hayata geçireceğiz. İlk iş, iktidarımızın cumhurbaşkanının atayacağı ilk imza İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Meclis’e yollamak olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin geçirdiği ilk kanun İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak. Bana kalırsa halen yürürlüktedir. Kendim de dava açtım Danıştay’da, ikiye bir reddettiler. Sizin davalarınızı da reddettiler ama uluslararası kuruluşlara da yazıyoruz, bizce yürürlüktedir. Ama o gün tereddüt olmasın diye, kararlılığımızı göstermek için ilk atılan imzaları atacağız. O imzaları atmam için yani ya meclisteki kanun teklifinin altına imzayı atmam için ve bunu büyük bir gururla paylaşmam için 24’üncü dönemde yani bu parlamentoya ilk geldiğimde birlikte görev yaptığımız kadın milletvekilleri beni bu binada odamda ziyaret ettiler ve bana içinde mürekkebi mor renk olan bir dolmakalem emanet ettiler. O emaneti iktidara kadar saklayıp, o imzayı o kalemle atacağım" ifadelerini kullandı.
'TAZİYE ÖLÜYE DEĞİL, DİRİYE YAPILAN BİR ŞEYDİR'
Kayyım atanan Ovacık Belediye'sine ilişkin Özel, "Başkanımız Mustafa Sarıgül'e bir suç icat edip ona da kayyım atadılar. Suç şu; 12 yıl önce bir cenazeye gitmiş ve o cenazenin suç olduğunu, bundan 2 yıl, cenazeden de 10 yıl sonra devletimiz idrake varmış. ‘O bir terör örgütü faaliyetidir, o cenazeye gitmek’ diye dün, geçen hafta altı yıl ceza verdiler Mustafa Sarıgül‘e. Bir kere milletimizin önünde Sayın Erdoğan’a; çünkü bu kararlara o veriyor, ‘Her şey bende’ diyor ya ondan. Elverişli bir emir erini yollamışlar İstanbul’a, o da orada istedikleri kararları veriyor. Sayın Erdoğan’a söylüyorum. Taziye ölüye değil, diriye yapılan bir şeydir. Diriye verilir taziye. Hiçbir anne - baba yitirdiği çocuğunun siyasi görüşünden ya da işlediği suçtan, örgütsel mensubiyetinden sorumlu değildir, tutulamaz. İki ayrı yerde iki çocuk ölüp biri bir dünya görüşünden, biri bir başka dünya görüşündendir. Ama ikisi de evlattır anne için. Ve o anneye taziyeye gidenler, terör faaliyeti işlemezler. Amel defteri bir gün önce kapanmış, öbür dünyada yaptıklarının hesabını verecek birinin annesine giderler. Siz ölen biri üzerinden anneye - babaya taziyeye gidenlere suç üretemezsiniz. Kaldı ki belediye başkanımızın yaptığı açıklama. Şimdi o savcıyı bulacağız, çıkaracağız ve şahit dinleneceğiz. Diyor ki, 'O günler örgütün Tunceli'de çok güçlü olduğu günlerdi. Savcı beni aradı, dedi ki, 'bölge sıkıntılı bir bölge. Güvenlik güçlerini oraya gönderip de onları tehlikeye atmak istemem. Sen belediye başkanı olarak aileyle konuşsan, şu cenazeyi aileye sen teslim etsen de orada terör örgütü bu cenaze götürülürken askere saldırıda bulunur, boşu boşuna güvenlikli olmayan bir bölgeye, o köye biz gitmeyelim, rıza gösterirlerse sen al götür cenazeyi. Aile kabul etmiş, belediye başkanımız savcının bilgisi dahilinde, valinin bilgisi dahilinde cenazeyi götürmüş ve defin törenine refakat etmiş" dedi.
'DOST OLMAYANA KAYGIYI SONUNA KADAR HİSSETTİRECEĞİZ'
Özel, Ovacık Belediye Başkanı'nı terörist cenazesine katılmaktan suçladıklarını belirterek, şunları söyledi:
"O savcıyı bulacağız, çıkaracağız, o savcıyı konuşturacağız. İnsafı varsa, vicdanı varsa, şu kadarcık vicdanı varsa bu doğruları Türkiye’nin önünde söyleyecek. Ama iki yıl önce bu davayı açmak ne demek, on yıl geriye bakmak ne demek? Ve nasıl bir zihniyetle karşı karşıyayız bunu görmek gerekiyor. Milletvekillerimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu, Aliye Timisi Ersever, Mahmut Tanal ve Polat Şaroğlu bölgedeler. Parti meclisimiz adına Saniye Barut bölgede. Kayyımları hangi partiye atarsa atansın tamamen sonuna kadar karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum. Ve sizin şereflendirdiğiniz bu salona 30 Kasım günü 414 seçilmiş belediye başkanımızı, Mustafa Sarıgül gelecek, Ahmet Özer‘in de o güne kadar serbest kalmasını umarım, 414 belediye başkanımızı çağırdık. Oturacağız, öyle korkmadığımızı, sinmediğimizi, ayrı ayrı hedef alındığımız zaman diğerini yalnız bırakmayacağımızı, hep birlikte hem kayyımlara karşı hem de AK Parti’nin tüm belediye başkanlarımıza karşı giriştiği, onları çalıştırmama, itibarsızlaştırma faaliyetlerine karşı mücadele içinde omuz omuza olduğumuzu bu salondan dosta da, dost olmayana da gösterecek, Cumhuriyet Halk Partililik bilinci ile dosta güven, dost olmayana da kaygıyı sonuna kadar hissettireceğiz."