‘Polis Cemil’ docudrama türündeki belgesel film ekranlara taşınıyor

‘Polis Cemil’ docudrama türündeki belgesel film ekranlara taşınıyor cukurovagazetesi.com
DHA

İstanbul’un işgal yıllarında yaşanan ve 10 yıl süren gerçek bir hikayenin anlatıldığı ‘Şeytan Adası’nda Esir Türk, Polis Cemil’ isimli proje TRT Tabii Dijital platformunda yayınlanacak.


İstanbul'un işgal yıllarında yaşanan ,Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşiv kayıtları ve Polis Cemil’in hatıratı eşliğinde ekrana taşınacak olan docudrama türündeki belgeselin yapımcılığını Ehli Hayal Film üstlendi. Osmanlı arşivlerinden bulunan kaynaklar ile senaryolaştırılan projede Yapımcı ve Senarist Ömer Erbil, “Polis Cemil de Maraşlı Sütçü İmam’dan 2 ay önce bu hadiseyi yaşamasına rağmen çok bilinmemektedir. Bu projede polis Cemil’i halka ve kamuoyuna anlatmak istiyoruz ve onun da bir Milli Mücadele kahramanı olarak anılmasını istiyoruz” dedi. Belgeselin yönetmeni ve yapımcısı Nihal Ağırbaş ise drama ile gerçek hikayeyi birleştirdiklerini ifade ederek ‘’Hem dönem filmi çekip belgeleri araştırarak hem de uzmanlarımızla filmin belge kısmını çalışarak çekim yapmak çok daha zordu. İki ayrı disiplinin bir arada yer aldığı bir yöntemle yapıyoruz’’ dedi.

 

İstanbul işgal yıllarında yaşanan ve 10 yıl süren gerçek bir hikayenin anlatıldığı ‘Şeytan Adası’nda Esir Türk, Polis Cemil’ isimli proje İzmit Seka platoları, Beykoz Kundura Platoları ve Çekmeköy TRT Platoları’nda çekimlerine başlandı. Belgeselin yönetmen koltuğunda Nihal Ağırbaş oturuyor. Gazeteci Ömer Erbil tarafından uzun yıllar süren araştırmalar neticesinde senaryolaştırılan projeye Prof. Dr. Ali Sönmez ile Prof. Dr. Cahide Sınmaz Sönmez danışmanlık ediyor. Gürbey İleri, Melisa Berberoğlu, Cenan Çamyurdu, Mehmet Çepiç, Abidin Yerebakan, Levent Sülün, Erol Yavan, Metin Keçeci, Kahraman Sivri, Betigül Ceylan, Hayati Akbaş, Fatih Serbest gibi çok sayıda oyuncu belgeselde rol alıyor. Polis Cemil tarafından hatırat olarak 1926 yılında Resimli Perşembe gazetesi ile 1929 Yılında yayınlanan Akşam gazetesi tefrikalarının referans alındığı belgeselde bugüne kadar hiç bilinmeyen Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde 100’den fazla belge tespit edildi. Ayrıca Fransız kaynaklarından da elde edilen belgeler ışığında anlatılacak belgeselde konunun uzmanı çok sayıda bilim insanı da projede yer alıyor.

 

ÖMER ERBİL: GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E YAZILAN MEKTUPLARI ARŞİVDEN BULDUK

 

Yapımcı ve senarist Ömer Erbil Polis Cemil’in setinde belgeselin konusunu anlatarak, “1919’un 31 Ağustos’u İstanbul’un işgal yıllarında 6 aylık polis memuru olan Cemil, görev yerine giderken Gülhane Parkı’nın kapısında 5 Senegal asıllı Fransız askerinin 2 Müslüman kadın tecavüz girişimini görür. Bu olaya denk gelen polis Cemil bir polis olarak vazifesini yapmak ister ve askerlere ‘Dur’ ihtarında bulunur. Askerler sivil halka ateş edip, onları yaralar. Hem de polis Cemil’e silah ile mukavemet ederler. Bunun üzerine bir çatışma çıkar ve çatışma üzerine iki Fransız askeri polis Cemil tarafından öldürülür. Daha sonra polis Cemil işgal güçleri tarafından tutuklanır ve 6 ay İstanbul’da çeşitli cezaevlerinde sorgulanır ve hücre cezasına çarptırılır. 6 ay sonunda kurulan askeri mahkeme Divan- ı Harp işgal güçleri tarafından adil olmayan bir yargılama sonucunda tutuklanarak, 10 yıl cezaya mahkum edilerek, Fransa’ya gönderilir. Polis Cemil Fransız Guyanası’na gider. Meşhur Kelebek filminde de yer alan Şeytan Adası’na gönderilir. İşkence ve eziyet dolu çalışma kamplarında aç ve sefil bir halde ceza süreci başlar. Firar girişimi olur fakat bu firar girişimi başarısızlık ile sonuçlanır. 1926’da Mustafa Kemal Atatürk’e bir mektup yazar ve bu mektup çok da diplomatik bir diller yazılan iyi bir mektuptur. Biz bu mektubu Osmanlı arşivlerinde bulduk. Bu mektuplar proje ile de gün yüzüne çıkacak. O mektuptan sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk polis Cemil ile çok ilgilenir” diye konuştu.

 

ÖMER ERBİL: BU PROJEDE POLİS CEMİL’İN MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANI OLARAK ANILMASINI İSTİYORUZ

 

Polis Cemil’in affedilmesi için Mustafa Kemal Atatürk’ün Hariciye’ye görev verdiğini söyleyen Erbil, “Ablası Cemile de polis Cemil’in affı için defalarca dilekçeler verir. TBMM’ye soru önergesi verdirir. Bu arada polis Cemil’in Resimli Perşembe Gazetesi’nde Osmanlıca olarak 17 gün boyunca yaşadıkları anlatılır. Bu durum İstanbul’da büyük yankı uyandırır. Cemil, 1928 yılında Atatürk’ün de girişimleri sayesinde, Fransa cumhurbaşkanının özel affıyla affedilir. Bu kez de müddet dönemini yaşamak için 1,5 yıl daha Fransız Guyanası’nda kalır. 1929’da Atatürk ve Hariciye’nin çalışmaları sonunda İstanbul’a gelir fakat polis Cemil’in yaşadıkları peşini bırakmaz. Polislik görevine devam eder ve evlenir ama yaşadıkları öylesine travmatik etkiler bırakır ki eşini 2-3 kez gece uykusunda boğma girişiminde bulunur. Eşi bunun üzerine kendisinden boşanır. Polis Cemil 44 yaşında vefat eder. Ömrünün son 2 yılı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde geçer. Şeytan Adası’nda yaşadığı eziyetler polis Cemil’in peşini ömrü boyunca bırakmaz. Polis Cemil bir Milli Mücadele kahramanı. Maraşlı Sütçü İmam bir Milli Mücadele kahramanı olarak anılır. Maraş’ta Müslüman kadınların başörtüsüne uzanan eli kırmıştır. Polis Cemil de Sütçü İmam’dan 2 ay önce bu hadiseyi yaşamasına rağmen çok bilinmemektedir. Bu projede polis Cemil’i halka ve kamuoyuna anlatmak istiyoruz ve onun da bir Milli Mücadele kahramanı olarak anılmasını istiyoruz” dedi.

 

‘DENİZ BAYRAMOĞLU’NUN BU PROJEDE YER ALMASI BİZİM İÇİN GURUR VERİCİ’

 

Polis Cemil’in ablası Cemile’nin kardeşinin mektuplarını resimli Perşembe Gazetesi’ne götürüp yaşadıklarını anlatmak istediği yerde tanıştığı gazetenin sahibi olan Gazeteciyi oynayan Gazeteci Deniz Bayramoğlu’nun dizide rol alacağını anlatan Erbil, “Deniz benim çok eski bir arkadaşım ve başarılı bir gazeteci. Gazeteci rolü için sağ olsun beni kırmadı. Bu rolde oynayacak. Kendisine çok teşekkür ederim. Kafamda senaryoyu oluştururken Resimli Perşembe Gazetesi’nin sahibini düşündüğümde gözümün önüne Deniz geliyordu. Bu projede olması bizim için gurur verici. Dizi TRT Tabii platformunda yayınlanacak. Bu belgesel için Osmanlı arşivlerine ulaştık, iki profesör hocamız aylardır çalışıyor. İçişleri Bakanlığı arşivlerine gitmemize yardımcı olan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan büyük destek verdi, kendisine teşekkür ederim. Desteği sayesinde arşivlere ulaştık. Kendisi de bu projeye çok inandı ve Polis Cemil’in bir Milli Mücadele kahramanı olarak anılmasında ve Türkiye’ye mal olan bir proje olmasında çok büyük katkı sağladı” diye konuştu.

 

NİHAL AĞIRBAŞ: DÖNEM İŞİ YAPMAK HEM KEYİFLİ HEM DE BİR O KADAR ZOR

 

Polis Cemil docudrama filminin yönetmeni ve yapımcısı Nihal Ağırbaş Sarıkaya ise “Şeytan Adası’nda Esir Türk, Polis Cemil projesini bir docudrama olarak şekillendirdik. Docudrama belgenin, gerçeğin, gerçek dökümantasyonda drama sahneleri yer almasıdır. Oyuncular ile profesyonel bir sinema seti kurup, drama ile belge filmi birleştirdiğimiz bir sistemle belgeselimizi çekiyoruz. Hem dönem filmi çekip belgeleri araştırarak hem de uzmanlarımızla filmin belge kısmını çalışarak çekim yapmak çok daha zordu. İki ayrı disiplinin bir arada yer aldığı bir yöntemle yapıyoruz. Dönem işi yapmak hem keyifli hem de bir o kadar zor. Dönem filmi çekmek çok yoğun kostüm ve sanat çalışması, dekor çalışması gerektiriyor. Günümüz ev sokaklarında çekim gerçekleştiremediğimiz için sadece film seti platolarında çekebiliyoruz. 4 ayrı platoda çekimleri gerçekleştiriyoruz. Hava şartları bizi zorluyor ama çekimler buna rağmen çok hızlı ve iyi gidiyor” diye konuştu.

 

GÜRBEY İLERİ: CEMİL ROLÜ BANA ÇOK FARKLI DUYGULAR YAŞATTI, VİZYONA GİRMESİNİ HEYECAN İLE BEKLİYORUZ

 

Polis Cemil karakterinin milli ve manevi duygularının çok yüksek olduğunu belirten Gürbey İleri, “1919’da Cemil, yeni bir polisken tecavüz girişimine engel oluyor. Bundan kaynaklı olarak da Fransa hükümeti Cemil’i 10 sene hapse mahkum ediyor. Cemil psikolojik ve fiziksel büyük şiddetlere maruz kalıyor. Cemil, Atatürk’ün olaya el atmasıyla İstanbul’a getiriliyor. Cemil’in o dönemde diplomasi diline çok hakim olması ve milli manevi değerlerinin yüksek olması benim için çok önemli. Cemil Şeytan Adası’nda o kadar büyük psikolojik ve fiziksel şiddete uğruyor ki döndükten sonra aklını kaybediyor ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk ediliyor. Ondan kısa bir süre sonra da vefat ediyor. Normalde daha uzun süre hapis cezası varken, Atatürk’ün bire bir olaya müdahale etmesiyle Polis Cemil’in mahkumiyeti erken bitiyor. Atamızı bu yüzden tekrar saygı ve minnetle anıyoruz. Cemil rolü bana çok farklı duyguları yaşatıyor. Vizyona girmesini heyecan ile bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

MELİSA BERBEROĞLU: CEMİL’İN İLK AFFOLDUĞU HABERİNİN CEMİLE’YE GELMESİ BENİ ÇOK DUYGLANDIRDI

 

Cemile karakterinin kardeşi Cemil için büyük fedakarlıklar yaparak savaştığını belirten Melisa Berberoğlu, “Cemile, Cemir esir olduktan sonra, kardeşini geri getirmek için elinden geleni yapıyor. Ümidini hiçbir zaman kaybetmiyor, pes etmiyor. Kardeşinin haksız yere sürgüne gittiğinin farkında ve Cemile gerçekte çok savaşçı bir karakter. Hiç yılmadan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya kadar gidiyor. Kardeşiyle çok diplomatik bir mektup yazıyorlar. Cemil’in ilk affolduğu haberini de kardeşi Cemile’ye veriliyor ve buna çok duygulanmıştım. Cemile bu habere çok seviniyor ve belgesele Abdulkadir karakteri hep Cemile’nin yanında. Tüm devlet dairelerine beraber gidiyorlar ve sonucunu da alıyorlar” dedi.

 

DENİZ BAYRAMOĞLU VATANA MİLLETE HAYIRLI OLAN BU PROJEDE YER ALMAKTAN DOLAYI ONUR DUYUYORUM

 

Kamera önünde olmak ile oyunculuğun çok farklı olduğunu dile getiren Gazeteci Deniz Bayramoğlu, şunları söyledi:

 

“25 senedir kamera önündeyim. Haber sunuyor ve muhabirlik yapıyorum ama oyunculuk bambaşka bir alan ve yetenek gerektiriyor. Polis Cemil projesinde yer almaktan onur duyuyorum. Çünkü bu proje öncelikle çok sevdiğim gazeteci büyüklerimizden Ömer Erbil’in projesi. Yaptığı her projede yer almak benim için onur olur ama daha da önemlisi Türk tarihinin özellikle Kurtuluş Savaşı döneminin ve birçok dönemin bir kahramanı olduğunu görüyoruz. Biz bu kahramanlardan birkaç tanesinin ismini biliyoruz. Mesela Sütçü İmam, Hasan Tahsin’i biliyoruz. Bu topraklar kahraman saçan topraklar ve bu topraklardaki unutulmuş kahramanlardan bir tanesi de Polis Cemil. Dolayısıyla onun hatırlanması ve bugünün Türkiye’sinde de bilinmesine yönelik böyle bir projede yer almaktan mutluluk ve onur duydum. Vatana millete hayırlı bir iş ve ben de bu işin içinde olduğum için çok mutluyum.”

 

POLİS CEMİL’İN GERÇEK HAYAT HİKAYESİNİN ANLATILDIĞI BELGESELİN KONUSU

 

31 Mayıs 1919 günü görev yerine giderken 5 Fransız askerinin taciz ve tecavüz girişimine müdahale eden 19 yaşındaki Polis Memuru Cemil Efendi, kendisine silahla mukavemet eden Fransız askerlerinden ikisini olay yerinde öldürür. Vazifesini yaptığını düşünen, nefsi müdafa hakkı olduğuna kanaat getiren Cemil, firar etmeyi düşünmez ve adalete olan inancını korur. Ancak İşgal güçleri bu eylemin başlarına daha büyük bir bela getireceğini düşünerek Cemil’e ders vermek niyetindedirler. Daha sonra İşgal güçleri tarafından tutuklanarak 5 ay işkence dolu hapis hayatından sonra gayri adil bir askeri mahkemede 3 general tarafından yargılanarak 10 yıl kürek cezasına çarptırılır. Önce Fransa’ya daha sonra ise Fransız Guyanası’na gönderilen Polis Cemil çalışma kamplarında insanlık dışı muamelelere maruz bırakılarak tam 9 sene geçirir. Ablası Cemile hanımın girişimleri ile önce dönemin gazetelerinde yaşadıklarını yayınlatır ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Guyan’dan durumunu anlatan bir mektup yazmayı başarır. Atatürk haksızlığa uğrayan bu genç polis memurunun yazdıklarına kayıtsız kalmayarak dönemin Hariciye Bakanını devreye sokar. Yıllar süren diplomatik girişimlerde Fransız tarafı her defasında bir bahane uydurur. Diplomatik mücadele ve Atatürk’ün ısrarları neticesinde Fransız Cumhurbaşkanı tarafından 1928 yılında affedilerek ülkesine kavuşmayı başarır. Fransız edebiyatının ünlü romanı daha sonra aynı adla Holywood’da filme de aktarılan Kelebek karakteri ile Polis Cemil aynı cezaevini ve benzer işkenceleri yaşamıştır. Bir farkla; Kelebek’ten 10 yıl önce Şeytan Adası’na düşmüştür. Polis Cemil yaptığı kahramanlık ile milli mücadele ruhuna hizmet etmiş, bedelini hayatı ile ödemiştir. Ülkesine döndükten sonra polis memuriyeti görevine devam etmiş olsa da yaşadığı travmalardan çıkmayı başaramamış ömrünün son yıllarını Bakırköy ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde geçirmiştir. 1944 yılında, henüz 44 yaşında hayata gözlerini yummuştur.