TMO silolarındaki patlamayla ilgili dava başladı

TMO silolarındaki patlamayla ilgili dava başladı cukurovagazetesi.com
İHA

Kocaeli’de Toprak Mahsulleri Ofisi silolarında 2 kişinin hayatını kaybettiği, 10 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin ilk dava görüldü.


Kocaeli'nin Derince ilçesinde 7 Ağustos 2023'de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamada 2 kişi hayatını kaybetmiş, 10 kişi ise yaralanmıştı.

Olayda TMO'nun 60 silosundan 13'ü zarar görmüştü. Patlamaya ilişkin hazırlanan iddianame Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Soruşturmada ismi geçen 6 sanık hakkında "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ayrı ayrı 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması iddianamede yer verilmişti.

İlk duruşma görüldü

Olaya ilişkin duruşma Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Duruşmaya tutuksuz sanıklardan Osman T., Kemal Ö., Bahri B., ile müştekiler Arif Dayıoğlu, Cumhur Çavuş katıldı. Ayrıca sanık avukatları Zekeriya Yelok, Erhan Türkan, Emre Çiloğlu, Oğuzhan Ünal, Murat Sizcan ile müşteki avukatları Yaprak Gülen Şahin Karakuş, Sare Nur Gürol, Nesrin Demir Samatlı duruşma salonunda bulundu. 9 tanık da salon dışında ifadeleri alınmak üzere bekletildi. Diğer 3 sanık TMO başmüdürü Kenan D., mühendis Ahmet S., taşeron firma alan yetkilisi müşteki sanık İsmail Ç. ise başka şehirde olması sebebiyle duruşmaya katılmadı, ifadelerinin diğer aylarda alınacağı bildirildi.

"TMO'da sistemin sağlıksızdı"

Mersin Hidrolik firmasının sahibi olduğunu söyleyen sanık Osman T. (73), "Mersin Hidrolik firmasının sahibiyim. TMO ile taşeronluk sözleşmesini ben yaptım. Biz iş güvenliği konusunda gerekli tedbirleri aldık. TMO'da sistemin sağlıksız olduğunu ifade etmek isterim. Sağlıksız ortamda çalışmaya zorlandık. Yangın söndürme dedektörler noktasında eksiklikler olduğunu biliyorum. Şifahen kurumu defalarca uyardım. Filtre sistemlerinin çalışmadığını biliyorum. Bilirkişi raporundaki atfedilen kusuru kabul etmiyorum. Herhangi bir kusurumuz yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum. 20 yıldır TMO'nun değişik kurumları ile iş yapıyoruz. Burası en sağlıksız şubelerden birisidir. Filtre işinin çok sağlıksız olduğunu biliyorum. Havalandırma çalışmıyor. Bizim sistemleri kopyaladılar ancak randıman alamadılar. Burada ihale alındı, bitirmek zorundaydık. 1,5-2 yıldır bu tesisteyiz. Taahhüt altında olduğumuz için işi sonlandıramadık. İhmaller nedeniyle sadece şifahen sair kez uyarıda bulunduk. Yazılı uyarımız olmadı. Çalışanlarımızın ustalık belgelerini dosyaya sunduk. Belgeler yeterli değilse kurum bizi işyerine sokmamalıydı. Bizim elemanlarımız iş yerinde çalışırken başlarında kurumdan herhangi bir nezaretçi bulunmazdı. Biz imalleri standartta uygun yaptık, sistem 3 senedir çalışmaktadır, aşınmaya bağlı hasar olabilir, bu borularda hardoks diye sert bir malzeme kullanılır ancak ihale aşamasında bunu projeye koymadılar. Biz hatta bunun konulması için teklifte verdik ancak kabul edilmedi. İhale şartnamesinden ne yazıyorsa yaptık, zaten yapılmasa sonrasında kabul yapılmazdı. Garanti normalde 1 yıldır ancak şartnameye 2 yıl diye koydular. Bize tesisi tamamen teslim etmedikleri için iş uzadı. Olaydan 2-3 gün önce yangın olduğunu bende duymuştum ancak konunun bizimle ilgisi yoktur, kurum kendisi müdahale etmiştir. 20 senedir TMO ile çalışıyorum, 1-2 kez kaza meydana gelmişti. Bir keresinde bant kopmuştu, bir kez de tozdan kaynaklı yangın meydana gelmişti, ancak gerekli tedbirler alınmıştı" diye konuştu.

"Genel müdürlük tarafından ödenek gönderilmemiş ve gerekli tamirat işleri eksik kalmıştır"

Elektrik mühendisi olan sanık Bahri B., (40), "Olayın meydana geldiği tarihte geçici olarak şef vekili olarak görev yapıyordum. Yaklaşık 17 aydır geçici şef vekiliydim. Asaleten atanmamı istedim ancak kabul edilmedi, zorunlu olarak bu şekilde görevlendirilmiştim. Hatta Kemal Ö'nün bulunduğu bir ortamda başmüdürümüz Kenan D'ye bu işi yapmak istemediğimi, bırakmak istediğimi söyledim. Zira geçici vekillik ve mühendislik işlerini aynı anda yapmak zor oluyordu. Bana asaleten şef vekilliği verilmesini, mühendislik görevimin başka birine devredilmesini istiyordum. Ancak geçici vekil olarak görevlendirmeme devam edildi. Mühendislik işlerini de aynı zamanda yürütmek zorunda kaldım. İşim evrakları işlemek, mühendislik işleri ve arıza bakım işleri idi. Bilirkişi raporunda atfedilen kusuru kabul etmiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kusurum yoktur. Ayrıca tesisteki toz temizliği alım muhafaza servisinin görevi dahilindedir, benim herhangi görevim yoktur. Benim görevim tamirat işidir. Tesiste ihtiyaçları kurum müdürü aracılığıyla genel müdürlüğe bildiririz. Nitekim bu kapsamda da ihtiyaçlar genel müdürlüğe bildirilmiştir. Ödenek gelmesi halinde ancak çözüm bulunup, tamirat işleri yapılıyor. Nitekim genel müdürlük tarafından da ödenek gönderilmemiştir ve gerekli tamirat işleri eksik kalmıştır. İddianamede elektrik tesisatının kontrolünün yapılmadığı ifade edilmiştir. Ancak değerlendirme, görevlendirmeyi 2023 yılı ocak ayında yaptım, ilgili personeller başka işlerde geçici olarak görevliydiler ve çok yoğundular, bu sebeple patlama olana kadarki süreçte gerekli tadilatlar yapılamadı. Ben olay tarihinde Mersin Hidrolik firması çalışanlarını sahada gördüm ancak ne çalışması yaptıklarından bilgim yoktur. Ben odamda evrak işleri yaparken patlama meydana geldi. Yavuz D., Ferdi T.T., Ahmet S. isimli şahıslar bizim kurumumuzda çalışan şahıslardır. Yavuz teknisyen, Ferdi tekniker ve Ahmet makina mühendisidir. Mersin Hidrolik firmasının işlerini sahada bunlar denetliyor ve tarif ediyorlardı. Kontrollerini yapıyorlardı. Yani ben Mersin Hidrolik firmasının çalışmasına müsaade etmiş değilim, benim sorumluluğumda değildi" diye konuştu.

"Mersin Hidrolik firması ile ihale başlangıcından bu yana teknik sorunlar yaşanmıştır"

Bilirkişi raporunda geçen patlamadan koruma dokümanından da bahseden Bahri B., "Patlamadan korunma dokümanı eksik ve yetersizdir. Biz o dönem iş sağlığı güvenliği uzmanının da dahil olması gerektiğini TMO genel müdürlüğüne ilettik. Ancak bu kapsamda hizmet alınması için yetki vermediler. Ayrıca bu tarihler tesisin Nace sınıfı değiştirildi. Tehlikeliden az tehlikeli hale getirildi. Tesiste sigara içilmemesi için uyarı levhalarımız ve güvenlik talimatlarımız vardır, tesise girenlere biz bunları imzalatıp tebliğ ediyoruz. Saha içerisinde sigara içen gördüğümüz her zaman gerekli uyarıları yaptık. Ben elektrik mühendisiyim, aynı zaman teknik öğretmenlik yapıyorum. Kendi bilgime güvenirim. Ancak iş sağlığı ve güvenliği noktasında bilgim yetersiz olabilir. Ayrıca tesis körlüğü diye bir durum mümkün olabilir, yani biz her gün gördüğümüz için normal gelen durum başka gözde anormal olarak görülebilir düşüncesiyle iş sağlığı ve güvenliği uzmanı talebimiz olmuştur ancak karşılık görmemiştir. Mersin Hidrolik firması ile ihale başlangıcından bu yana teknik sorunlar yaşanmıştır. Biz genel müdürlüğe sorunları bildirdik, bildirmemize rağmen ihale olduğu için Mersin Hidrolik firması ile çalışma noktasında ırar ettiler. Bizde çalışmaya devam etmek zorunda kaldık" şeklinde konuştu.

"Olay tarihinde aktif bir yangın söndürme sistemi yoktu"

Patlama olduğu tarihte sahada ya da kurumda iş sağlığı güvenliği uzmanı olmadığını söyleyen Bahri B., "Zaten kurumda böyle bir kadro da yoktur. Ben olay günü Mersin Hidrolik firması çalışanlarının kaynak işi yaptığını görmedim. Ocak ayında hidrofor sistemlerinde sorun vardı, yani yangın söndürme noktasında problem vardı, biz bu konuda tespitlerimizi yaptık, ihaleye çıkılacak ve yangın söndürme sistemi tamamen yenilenecekti. Olay tarihinde aktif bir yangın söndürme sistemi yoktu, sadece hidroforlar vardı, yani otomatik yangın söndürme sistemi yoktu, ihbar olması halinde hidroforlar aracılığıyla yangın çıkan yere çalışanlar vasıtasıyla su basılarak söndürülmesi gibi bir sistem vardı. Elevatorlerde patlama sonucu basınç oluşursa bu basıncı algılayan sensörler vasıtasıyla silonun tüm elektriği kesilir. Yine motorlarda aşırı ısı olursa yine algılayan sensörler vasıtasıyla silonun tüm elektriği kesilir. Asaleten vekil olmak noktasında şubat ayında yazılı olarak başvurmuştum, olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap verilmedi. ‘Gemi sonrası bırakırsan bırak' şeklinde şifahen cevap verilmişti. Mayıs ayında bakım onarım noktasında planlama yapıldı. 60 gün içerisinde bitirilebileceğini hesapladık ancak gelen gemi vardı, patlamaya kadar yetişmedi. Olay günü tesiste kaynak yapıldığından benim haberim yoktur. Bu olaydan öncesinde 1 - 2 defa yangın olayı oldu ancak kaynaktan kaynaklı mı bilmiyorum. Otomatik sistem arıza üzerine elektriği kestiğinde manuel olarak sahaya inip elektrik bağlantısı sağlanarak çalışmaya devam edilebilir ancak kurumda böyle bir çalışma olmaz, zira arıza veren şeyi tespit ederiz daha büyük arızalara ve maliyete neden olmaması için arıza tespit edilir ve otomatik sistem tekrar aktif edilir" şeklinde konuştu.

"Silonun içerisinde yangın ya da duman algılama sistemi yoktur"

Tutuksuz sanık başmüdür yardımcısı Kemal Ö. (42), “ Bilirkişi raporunda patlamanın nedeni tam olarak ortaya konulmamıştır. Bilirkişi raporu net değildir. Bilirkişi raporu mevzuat incelenmeden hazırlanmıştır, bu sebeple eksik bir rapordur. İhtimallere dayalı olarak düzenlenmiş rapordur. Tarafıma atfedilen temizlik kusuru sorumluluğumda olan konu değildir. Toz emme sisteminin bakımları periyodik olarak yapılmıştır. Çalışmadığı yönündeki tespiti yanlıştır. Zira çalışmadığı takdirde sistem uyarı yapar ve arızası giderildikten sonra çalışması sağlanır. Silonun içerisinde yangın ya da duman algılama sistemi yoktur. Ancak bu konudaki çalışmalar yapıyorduk, proje aşaması tamamlanmış, ihale aşamasına geçilmek üzereydi. 2022 yılından bu yana işyerinde toz toplama noktasında olmadığı kadar faaliyet yürütülmüştür. 17 aylık süreçte biz Mersin Hidrolik firmasının eksikleri noktasında başmüdürlüğe bildirimlerimizi yapmıştık bakımların yetersizliği noktasında personel tarafından bize gelen herhangi bir bildirim olmadığını biliyorum. Şeflik tarafından İSG uzmanı istenmiş bizde öncelikle tüm teşkilattan ISG uzmanı olup olmadığını sorduk, olmadığını öğrenmemiz üzerine genel müdürlükten İSG uzmanı temini noktasında yetki istedik ancak reddedildi" ifadelerini kullandı.

“Oğlum eşimin yanmasını gördü”

Sorumlulardan şikayetçi olan müşteki Arif Dayıoğlu, “Ölen Elif Dayoğlu eşim olur. Ben 24 yıldır Kastamonu Entegre'de müdür olarak görev yapmaktayım. Benzer ekipmanlar bizde de vardır. Olaya dair benim herhangi görgüm yoktur. Bu olay neticesinde 2 kişi vefat etmiş, milyonlarca zarar oluşmuştur. Ancak herkes sorumlu olmadığını ifade etmektedir. 4-5 kişi ile 12 saati aşan zamanlarda birçok iş alarak, bakımları yaptırmayarak, daha fazla tonaj ve iş için çalışılmıştır. Daha fazla iş yapmak için ihmaller ortaya konulmuştur. Ben eşimin yanına gittiğimde ellerinde sigara olan birçok insan gördüm. Bunun önlemi tabela koymak ile olmaz. Kaç kişiye işlem yapılmıştır bunu bilmek lazım. Çalışan kişilerin yanına refakatçi verilmemiştir. Geçmişte de benzer yangınlar olduğu görülmektedir. Herhangi bir tedbir alınmamış ihmaller silsilesi ortaya konulmuştur. Ben genç yaşta eşimi kaybettim. Oğlum eşimin yanmasını gördü. Sonuna kadar şikayetçiyim, yeter ki başkasının başına böyle bir şey gelmesin, yaptıkları yanlarına kar kalmasın" dedi.

TMO'da güvenlik görevlisi olan müşteki Cumhur Çavuş ise "Olay tarihinde patlama sonucunda bana parça çarptı ve yaralandım. Olay nedeniyle şikayetçiyim" diye konuştu.

"Temizlik personeli sayısı kimi zaman yetersiz kalıyordu ve çok toz olduğu zamanlar iş ertesi güne kalıyordu"

Temizlik görevlisi olarak TMO'da çalıştığını söyleyen tanık Ali İ., "Çevre temizliği ve hububat temizliği yapıyorduk. Temizlik dışında teknik personele de yardımcı olduğumuz oluyordu. İşin yoğun olduğu zamanlar 12 kişiye kadar temizlik işçisi çalışmaktadır. Her gün düzenli temizlik yapardık. Bu olaydan öncesinde de ufak tefek yangınlar sürekli olurdu biz kendi imkanlarımız ile müdahale eder söndürürdük. Bizim temizlik işlerimizi Mehmet S. takip ederdi. Herhangi iş sağlığı eğitimi almadım. Temizlediğimiz malzemeleri temizleyip muhafaza ederdik. Kuyu altları, silolar ve çevre temizliği noktasında her sabah bize iş bölümü yapılırdı, biz de temizliği yapardık. Temizlik personeli sayısı kimi zaman yetersiz kalıyordu ve çok toz olduğu zamanlar iş ertesi güne kalıyordu" şeklinde konuştu.

"Toz sistemi ekranda aktif gözükse de görevini yapmıyordu"

TMO'da makine teknisyeni olarak çalışan tanık Mustafa T., "Olayın olduğu gün limandaydım. Sabah arıza olmuştu, elevatördeki arızayı giderdik, öğleden sonra tekrar arızaya bakmaya gittim. 250-300 metre mesafede patlama olayı oldu. 5 veya 6 kattan alev çıktığını gördüm, koşarak yardıma gittim. Ben daha önce başka yerde geçici yetkideydim. Son bir haftadır tesise dönmüştüm. Mersin Hidrolik'in 3 haftadır çalışma yaptığını öğrendim. Mersin Hidrolik'ten gelen şahısların esas işi kaynaktı ancak ben kaynak yaptıklarını birebir görmedim sadece duydum. 2022 yılında revizyon yapılmadı. 2023 yılında biz eksikleri bildirdik, revizyon programı yapıldı, tam revizyon yapılacağı zaman bizim teknik personelin yarısına yakını başka şehirlerde geçici görevlendirildi. Hatta bende görevlendirilenler arasındaydım. İşimiz dışı başka işlerde görevlendirme yapıldı. Ben 8 gündür hafta sonu izni olmaksızın her gün 12 saat çalıştırıldım, aynı zamanda herkes bu şekilde çalıştırılıyordu. Zira gelen gemi vardı ancak süresi olduğu için ara verilebilirdi, buna rağmen ara verilmeksizin herkes fazla çalıştırıldı. Bir şey söylediğimizde geçici görevle başka yere görevlendiriliyorduk, bazı arkadaşlarda bu sebeple susuyordu. Mersin Hidroliğin o zamanki çalışanları olaydan 3-5 ay öncesinde kaynak çalışmaları sırasında küçük çaplıda olsa bir iki kez yangına sebebiyet vermişlerdi, tutanak tutulmuştu. Ancak bu tutanakları başmüdür Kenan D. işleme koymadı diye biliyorum. Tesiste bir arıza halinde sistem otomatik olarak durmaktadır ancak elektrik panosundan köprü diye tabir edilen bir şey yapılarak bu hata ortadan kaldırılarak çalışmaya devam edildiğini duymuştum. Toz sistemi ekranda aktif gözükse de görevini yapmıyordu. Toz emme sisteminin boruları deforme olduğu için toz kaçırıyordu. Mahsum İnşaat isimli bir şirket bu toz sistemi ile ilgileniyordu ancak yeterlilikleri yoktu. Toz sisteminin bakımı yapılmamış oluyor, sadece temizlik yapılmış gibi oluyordu. Görevlendirmeler şahıs bazlı yapılıyordu. Bazı şeyleri önerdiğimiz zaman baskı yapılıyordu, geçici görevlendirme çıkartılıyordu" şeklinde konuştu.

"Tesiste arıza olduğu zaman sistem durduğu halde manuel olarak çalışması sağlanırdı"

Daha öncede yangınların çıktığını söyleyen tanık Gazi Y., “TMO'da depo teknisyeni kumanda operatörü olarak çalışmaktayım. Olayın olduğu gün burada değildim. Olaya ilişkin görgüm yoktur. Çalıştığım zaman zarfında birçok defa yangın meydana geldi. Bu yangınlar kaynak, izmaritten veya makinelerden kaynaklı olmaktaydı. Tesiste herhangi bir arıza olduğunda sistem otomatik arıza verir ancak manuel olarak gidip sahada ilgili makinenin anahtarı çevrilerek çalışmasına devam ettirildiği zamanlara ben şahit oldum. Ortam çoğu zaman tozdan geçilmezdi, tozlu alanlara giden personeller, ‘Sistemi kapat ben öyle gitmek istiyorum' diyenler olurdu. Ben kumanda da olduğum için kaynak ve benzeri çalışma yapılacağı zaman bana haber verdiklerinde sistemi ilgili şefin talimatı ile kapatırdım. Ancak bana talimat ya da haber verilmeden de kaynak işleri yapıldığını duydum. Son zamanlarda yoğunluk çoktu, sistem arıza verse de o iş bitsin diye manuel olarak çalışmalara devam ediliyordu. Biz bu durumdan kumanda operatörü olarak rahatsızlık duyuyorduk ve ilgili yerlere iletiyorduk. ‘Bu işi yapmayacaksan bırakıp gidebilirsin' deniyordu, bunu bana Bahri B., söylüyordu, Kemal Özkaya'nın talimatı olduğunu dile getiriyordu" ifadelerini kullandı.

"Döküş şutları olarak ifade ettiğimiz borularda aşınma vardı, bu sebeple hububat dışarıya dökülüyordu"

Duruşmada konuşan tanık Ferdi T.T. ise "Ben TMO'da makine teknikeri olarak çalışmaktayım. Olay günü iş yerindeydim. Gemi boşaltım makinesinde görevliydim. Patlama esnasında ben idari binaya gelmiştim. Patlama sesini duydum ve olay yerine gittim. Patlama anını görmedim. Döküş şutları olarak ifade ettiğimiz borularda aşınma vardı, bu sebeple hububat dışarıya dökülüyordu, güçlendirme gerekiyordu. Mersin Hidrolik'in çalışanları bu borularda kaynak işlemi yapmışlardı, bu kaynak işi 1 ay kadar önce olmuştu, sonrasında başkaca kaynak işleri yaptılar mı bilmiyorum. Kaynak işi yapıldığında ilgili yerdeki iş durdurulur. Mersin Hidrolik'in geçici kabulü yapılmıştı, kesin kabulü yapılacaktı bu sebeple işleri yetiştirmeye çalışıyorlardı" dedi.

Mahkeme heyeti, 7 saat görülen davanın ertelenerek gelecek celse dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

"2 masum insan ölmüş ancak asli kusurlu olan kişiler elini kolunu sallayarak geziyor"

Duruşma sonrası İHA mikrofonlarına konuşan ölen Elif Dayıoğlu'nun eşi Arif Dayıoğlu, "Asli kusurlu olan kişilerin tutuklanmasını istiyorduk ancak olmadı. Milyonlarca dolarlık zarar var ve 2 masum insan ölmüş ancak asli kusurlu olan kişiler elini kolunu sallayarak geziyor. Adaletten kuşkumuz yok eninde sonunda adalet yerini bulacak. Eşim depo memuruydu ancak birçok personelleri geçici göreve gönderdikleri için açık alan yerlere eşimi görevlendirdiler. Kabul etmediği takdirde geçici görevle tehdit edildi. TMO'da ihmaller silsilesi vardı. Eşimin yanına gittiğimde herkes elinde sigara ile dolaştığına şahit oldum. Etraf çok tozlu ve makine çok bakımsızdı. Ne yangın algılama ne de söndürme sistemleri vardı" diye konuştu.

"Ne yazık ki bu iş cinayetidir"

Dayıoğlu'nun avukatı Yaprak Gülen Şahin Karakuş ise "Bu kaza olarak yer alsa da esasen kaza değildir. Ne yazık ki bu iş cinayetidir. Sorumluların her ne kadar suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunsalar da taksirle olası kastla, yani göz göre göre bu olaya sebebiyet vermeleri nedeniyle hak ettikleri cezayı alması için davanın takipçisi olacağız. Bu olayda 2 kişi yanarak hayatını kaybetti. Sorumluların en yüksek cezayı almasını için davanın takipçisi olacağız" şeklinde konuştu.

Bilirkişi raporunda patlamanın oluş şekli anlatılmıştı

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, patlamanın meydana geldiği sırada silonun 6. katında kaynak işleminin yapıldığı, kaynak işlemi sırasında kıvılcımın 5. kata düşerek yanmanın başladığın ve tozlu ortamın alevlenmesiyle de primer patlama oluştuğu belirtildi. Alevin elevatörler içindeki yoğun tozu tutuşturduğu, elevatörlerin baca görevi görerek alevi her bölgeye taşıdığı, patlama sonrasında oluşan titreşimin bölgede tozu havalandırdığının kaydedildiği raporda; havalanan tozun patladığı, yatay taşıyıcıların (konveyörler) patlamayı beton kule içine taşıdığı, beton kule içindeki tozun patlamasıyla oluşan yanma ve basıncın, beton kuleden beton silo (kuyu) altına sirayet ettiği, bu aşamada silo altındaki (yatay taşıyıcılar) konveyorler içindeki tozların ve beton silo (kuyu) altındaki tozların da patlayarak çok büyük bir basınç oluşturduğu aktarıldı.