Karabucak Ormanları, ülke ekonomisine can vermeye başladı

Karabucak Ormanları, ülke ekonomisine can vermeye başladı cukurovagazetesi.com
İHA

1939 yılından önce bataklık olan ve sivrisineklerden dolayı sıtmadan yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Mersin’in Tarsus ilçesindeki Karabucak Ormanları, yeni yapılan AR-GE çalışmasıyla ülke ekonomisine can vermeye başladı. Yıllar önce dikilen okaliptus ağaçlarıyla bataklık kurutulup, bölge tarım bölgesi haline dönüşürken, şimdi de endüstriyel ormanla Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden olan mobilya ve kağıt sektörünün ham madde ihtiyacının bir bölümü karşılanmaya başlandı.


Ağaçlandırma çalışmalarıyla 908 hektara ulaşan Karabucak Endüstriyel Ormanı'nda Orman Genel Müdürlüğünce 2013'te başlatılan "Endüstriyel Ağaçlandırma Çalışmaları Eylem Planı" çerçevesinde akademik araştırmalar da yapıldı. Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsünce yürütülen 'hızlı gelişen tür ağaçlandırmaları' çalışmasında 191 okaliptus türü incelendi, başarılı olan 2 türün ıslahı üzerine yoğunlaşıldı. Her yıl bir kısmında endüstriyel kesim yapılan ormandan 2023'te 27 bin metreküp ham madde sağlandı. Mobilya, pelet, kağıt, selüloz, lif ve yonga levha üretim için ince çaplı odun ham maddesi ihtiyacının karşılandığı bölgede, AR-GE çalışmaları sonucu dikilen yeni türlerin yetişmesiyle endüstriyel üretimin 10 yıllık süreçte 800 bin metreküpe, gelirin de 800 milyon liraya ulaşması hedefleniyor. 
 
  "Sıtma hastalığı yüzünden çok sayıda insan hayatını kaybetmiş" 
  Yapılan çalışmayla ilgili açıklamalarda bulunan Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Abdulkadir Yıldızbakan, Karabucak Ormanlarının 2 öneminin olduğunu söyledi. Geçmişte bu bölgenin tamamen bataklık olduğunu vurgulayan Yıldızbakan, "Türk ormancıları tarafından ıslah edilerek, bugün mevcut olan okaliptus türü ile ülke ekonomisine kazandırılan ve endüstriyel olarak işletilen bir alandır. Burası geçmişte bir gölmüş. Ancak zamanla gölün kuruması sonucunda bölge tamamen bataklık haline gelmiştir. Bundan dolayı da sivrisinekler çoğalmış. 19. yüzyılın başlarında da bölgede büyük sıtma hastalıkları olmuş ve çok sayıda insan hayatını kaybetmiş. 1937 yılında Türk ormancılarının madenlerdeki direkleri karşılama noktasında yapmış olduğu çalışmalarda bu alanın okaliptus ile ıslah edilerek ülkemizin hem maden direği karşılanacağını hem de buranın da bataklıktan kurutulacağına karar vermişler. 1939 yılında da bu bölgeye ilk fidan dikilmiş. Bu dikilen fidanlar gelişmede başarı gösterince 1967 yılında Okaliptus Araştırma Enstitüsü kurulmuş ve bu enstitünün de bugün yapmış olduğu çalışmalar sonucunda ülkemizde adaptasyonu sağlanmış olan 2 türün öne çıktığını görüyoruz. Bunlar Eucalyptus camaldulensis ve Eucalyptus grandisdir" diye konuştu. 
 
  "2 türü bölgede yaygınlaştırıyoruz" 
  Türler belirlendikten sonra ıslah çalışması başladığını kaydeden Yıldızbakan, "Ege kıyılarından başlayarak Doğu Akdeniz'e kadar bu bölgede 300 rakıma kadar okaliptusun potansiyel alanlar olduğunu görülmüş ve bunlara adaptasyon denemeleri yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda belirlenen 2 türü bölgede yaygınlaştırarak, özellikle son yıllarda orman ürünleri sanayisinin endüstriyel odun talebini hızlı gelişen türlerle ülkemizin ithalat açığının kapatılacağı ve burada da bir model işletmecilik uygulayarak ülkemizin ekonomisine katkı sağlamayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu. 
 
  "Bu tür ülkemizde olduğu gibi dünyada da endüstriyel odun talebinin büyük kaynağını oluşturmaktadır" 
  Çalışmalara 191 türle başladıklarını dile getiren Yıldızbakan, "Belirlenen 2 tür ülkemize daha önce adaptasyonu sağlanmış ve başarılı olan türlerdir. Bu türler ülkemizde olduğu gibi dünyada da endüstriyel odun talebinin de büyük kaynağını oluşturmaktadır. Bugün dünyada Brezilya'dan Çin'e, Avrupa'dan Amerika'ya kadar en hızlı gelişen türlerden okaliptusun yeri önemsenecek düzeydedir. Hatta dünyada üretilen kağıt sektörünün 3'de birinin okaliptusten elde edildiği görülmektedir. Endüstriyel ormanları geliştiren ülkeler son yıllarda bu türlere büyük yatırımlar yaptılar. Bizde dünya ile paralel olarak ülkemizde çalışmalarımızı yaptık ve yapıyoruz. Yani bu konuda ülkelerden geride değiliz hatta daha ilerde olduğumuz söylenebilir" ifadelerini kullandı. 
  Bu türlerin ortalama olarak yılda 5-6 metre olduğunun altını çizen Yıldızbakan, "Yani 5-6 yaşlarına gelen bir ağaç 30 metreleri bulduğunu görüyoruz. Hatta bu işletme sınıfının idare süresi olan 8 yıllık zaman zarfında 40 metrelere ulaştığını, 35 santimetre çapa geldiğini görebiliyoruz. Orman ürünleri sanayisinde ülke ihracatının en önemli 10 şehrinden 5'i Doğu Akdeniz'de yer almaktadır. Belki de bu 2 türün en önemli konusu da şu olmuştur. Eskiden tohumdan gelen bireylerde yıllık 18-20 metreküp elde edilirken, ıslah çalışmaları sonucunda bu miktar 75-80 metreküplere çıkmıştır" dedi.