KIZILTAN, HABERTÜRK’E KONUŞTU

KIZILTAN, HABERTÜRK’E KONUŞTU cukurovagazetesi.com

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Habertürk ekranlarında Ebru Baki’nin sunduğu Para Gündem Programı’na konuk oldu. Kızıltan, deprem felaketinin vurduğu illerdeki ekonomik kalkınmanın nasıl yapılacağını ve deprem nedeni ile yoğun bir göç alan Mersin’i değerlendirerek, Ebru Baki’nin sorularını cevapladı.


Haber- Fırat Tatlı

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden sonra yıkıma uğrayan 10 ilde yaralar sarılmaya devam çalışıyor. Deprem felaketi sonrasında afet bölgesinde hayatın normale dönmesi için çalışmalarda sürüyor. On binler vatandaş depremde hayatını kaybederken milyonlarca insan ise yerinden yurdundan oldu. Deprem bölgesinden yoğun bir göç başlarken bu illerin başında ise Mersin yer alıyor. Deprem sonrasında Mersin’e 400 binin üzerinde depremzedenin geldiği düşünülüyor. Mersin’de yaşanan ani nüfus artışının ise kent için olumsuz etikleri yaşatmaması için Mersinliler bir an önce Mersin’in afet bölgesine alınmasını talep ediyor.

KIZILTAN, “DEPREM BÖLGESİNDE EKONOMİYİ YENİDEN CANLANDIRMAK LAZIM”

Mersin’in çatı kuruluşlarından olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Habertürk kanalında Ebru Baki’nin sunduğu Para Gündem Programı’na konuk oldu ve kenttin taleplerini ulusal medyadan yeniden duyurdu. Programda, Ebru Baki’nin sorularını yanıtlayan Kızıltan, Hatay’a doğru yolda olduklarını ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin’i ziyaret ederek oradaki sanayinin harekete geçirilmesi için nasıl destek verebileceklerini değerlendireceklerini belirten Kızıltan, “Orada faaliyete geçebilecek durumdaki küçük ve orta ölçekli sanayicilerin envanterini çıkarıp neye ihtiyaçları olduğunu tespit edip hangi noktalarda yardımcı olabileceğimizi görüşeceğiz.  Oradaki ekonomiyi yeniden canlandırmamız lazım. Antakya bir tarih ve o tarihi yeniden ayaklandırıp yaşatmamız gerekiyor “ifadelerini kullandı.

“FOTOĞRAF ÇOK KARMAŞIK”

Ebru Baki’nin, yıkım olan illerden yoğun bir şekilde yaşanan göçün, o illerin toparlanma sürecinde etkisini sorması üzerine Kızıltan,“Fotoğraf çok karmaşık. Uzun vadeli bir süreç ama kısa vadede alınacak küçük tedbirlerle, desteklerle uzun vadeli planlara destek verecek şekilde hareket edebiliriz.  Önce size Mersin’i anlatayım. Mersin deprem bölgesinin 10 ilinde yaşayan insanların çoğunun akrabalarının olduğu bir kent. Dolayısıyla hem yakın hem güvenli bölge olarak görüldü ve depremden kaçanların birçoğu, yaklaşık 400 binler telaffuz ediliyor, Mersin’e geldi. Kent nüfusu yüzde 40 arttı. Ondan önce de 400 bin Suriyeli vardı. Yani şehrin nüfusuna bir şehir nüfusu daha eklenmiş oldu” açıklamasını yaptı.

“MERSİN BUKADAR YOĞUN GÖÇÜ KALDIRAMAZ”

Baki’nin gelen depremzedelerin Mersin’de kalıcı olup, olmadığı yönündeki sorusu üzerine ise, “Bence kalıcı değil, olmaması da lazım” diyen Kızıltan şöyle devam etti, “Mersin kenti bu kadar yoğun göçü kaldıracak durumda değil. İstiap haddini aştı. Mersin konuk edebileceği kadar insanı konuk edebilecekken çok daha fazlası geldiğinde rahatlıkla konuk edebileceği sayıdaki insanımıza verdiği hizmet kalitesi de düşer. Mersin 100 kişiye bakabilecekken 300 kişiye bakmaya çalışıyor. Buradaki insanların çoğu endişeli. Kendileri de biz ne olacağız diyor. Otellerimizde konaklayan çok sayıda depremzedemiz var. Otellerimiz ücretsiz barındırıyor, yemek veriyor ama misafirler diyor ki bu kişiler bize 10-15 gün bakar sonra biz ne olacağız endişesi taşıyorlar. İnsanlarımıza artık hükümetin, devletin gelecekleriyle ilgili mesaj vermesi gerekiyor. Yurttaşlarımız sürekli bunu sorguluyor. Deprem bölgesi Türkiye’nin önemli ekonomi, sanayi, tarım bölgeleriydi. Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor” şeklinde konuştu.

“SANAYİ BÖLGELERİNİN CİVARINA GEÇİCİ KONUTLAR KURULABİLİR”

Deprem bölgesinde kalıcı konutların yapılmasının kolay olmayacağını belirten Kızıltan, “Yeniden bir imar planı yapılacak. Yeni konutlar nerelere yapılacak, jeolojik etüt sonrası belirlenen yerlere yapılacak. Bu da uzun zaman alacak. O nedenle geçici, içinde yaşanabilir konutlar konteynır mi olur prefabrik mi olur yapılmalı. Sanayi bölgelerinin civarına da bu geçici konutlar kurulabilir. Bir de tabi çalışanlara devletin prim vermesi lazım. Örneğin 8 bin 500 TL asgari ücretle çalışana 4 – 5 bin lira prim vermeli ki burada çalışmayı cazip kılabilelim. Yoksa sanayi bölgelerinden özellikle İstanbul, Kocaeli firmalarına yönlenmeye çalışıyorlar. Çok acil, sistemli bir destekleme kurmalıyız ki o bölgeyi cazip hale getirelim. Ailesi Mersin’de kalabilir ama çalışan kimse gidip bölgede fabrikalarda çalışabilir. Böyle bir sistem kurmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“MERSİN, ÖZEL STATÜ VERİLMELİ”

Deprem bölgesinde faaliyete geçebilecek işletmelerin bir an önce çözülmesi gerektiğini belirten Kızıltan, “İşte bunları süratle çözmeliyiz. Biz TOBB ile birlikte oraya da önereceğiz bir envanter çalışması yapacağız. Faaliyete geçirilebilecek olan tesisler, küçük ve orta ölçekli işletmeler belirlenecek. MTSO olarak şunu da belirtmeliyim. Mersin’in de afet bölgesine sağlanan destekler hatta daha da ötesi özel bir statü verilmesi lazım. Mersin STK’ları olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu konuyu ilettik çünkü Mersin’de barınan depremzedeler gücümüzü aşacak” şeklinde konuştu.

“GEMİLER MERSİN LİMANINA YÖNELDİ”

Kızıltan ayrıca bir liman sorunun olduğunu belirterek, “ İskenderun Limanı hasar görünce varış noktası İskenderun olan gemilerin tamamı Mersin’e yöneldi. Mersin Limanı’nda iğne atsanız yere düşmez. Her taraf konteynır dolu, çok büyük sıkışıklık var. Bu, Mersin’in Türkiye ve bölge için önemini gösteriyor. Mersin’deki hizmet çeşidi ve kalitesini artırmamız gerektiğini gösteriyor. Ana Konteynır Limanı sürekli sürüncemede bırakılıyor. Bu deprem ikinci ana konteynır limanının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini gösteriyor” açıklamasını yaptı.

“MERSİN’DE GIDA TÜKETİMİ ARTTI”

Sanayicilerin ekstra bir kapasite çalıştıklarını belirten Kızıltan,”Tarım sektörü ekstra bir çaba harcıyor ama Mersin’de özellikle gıda maddeleri tüketimi de o kadar arttı ki önlemleri bugünden düşünmezsek yarın belki de gıda sıkıntısıyla da karşılaşabiliriz. Mersin’de ikinci bir nüfus oluştu çünkü” dedi.

MERSİN’DE KİRA SORUNU

Mersin’de özellikle kira özelinde artan fiyatlar ile ilgili de Kızıltan, “Kiralarla ilgili çok aksiyon aldık. Maliye, Ticaret İl Müdürlüğü sürekli kontrol ediyor ama ne yazık ki tespit yapmak çok zor. Ancak kiralayanın ihbar etmesi durumunda devreye girilebiliyor çünkü ortada somut bir kanıt olmuyor. Banka hesapları kontrol edilebilecek, maliye ve ticaret il müdürlükleri aracılığıyla yapılacak. Bu yönde kiralar konusunda çok aksiyon aldık. Bizim Gayrimenkul Komitemiz var MTSO’nun. Onlar büyük bir çalışma içinde. Emlak komisyoncularını sürekli bilgilendiriyorlar. Geçtiğimiz gün 200 gayrimenkul şirketiyle birlikte bir çalışma yaptık ve bu şirketlerin tamamı kiraların bu kadar artmasına karşı. Bu artışlar bizden kaynaklanmıyor sıkıntı diyorlar. Ben de katılıyorum. Bu artış gayrimenkul şirketlerinden kaynaklanmıyor. Mülk sahiplerinin talepleri konusunda bir fiyat oluşuyor. Evden eve nakliyede ciddi fiyat artışları olmuş üyelerimize telkinde bulunuyoruz. Fırsat dönemi değil. Herkesin iyi niyetle çalışması lazım. Böyle durumda kazanılan paranın kimseye hayrı olmaz” dedi.

“İNSANLARIN GÜNLÜK İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI GEREKİYOR”

Kızıltan kısa sürede deprem bölgesinde geçici konutların inşa edilmesi gerektiğini belirterek, “En geç 2-3 ay içinde bölgede geçici konutların tamamlanıp insanlarımızın oraya yerleştirilip günlük ihtiyaçlarının sürekli karşılanması lazım. Yabancı yardım kuruluşları Mersin’e gelip incelediler ummadığımız bir sistemli çalışmayla karşılaştık dediler. Mersin bu işi o kadar ciddi benimsemiş ki ben hükümetin etkili bakanlarını Mersin’e gelip incelemeye davet ediyorum. Mersin’in imkanlarını artırsınlar ki biz misafirlerimizi daha iyi yaşatıp bölgeye daha iyi yardım edelim” dedi.

“ÖZEL STATÜ BEKLİYORUZ”

Son olarak sözlerine şunları ekleyen Kızıltan, “Mersin’e özel statü bekliyoruz ve diğer illerin depremzedeleri arasında ayrım yapılmamalı. Suriyeli ya da Türk vatandaşı olarak görülmemesi lazım. Suriyelileri de nasıl Mersin 400-500 bin Suriyeliyi kabul edip yuva vermişse, başka kentlerimiz de Suriyelileri alsın hep Mersin’e yüklenilmesin. Duyuyoruz bazı kentler biz istemeyiz diyor. Mersin’den 2 bin 500’e yakın bir ilimize gönderildi oradan geri çevrildiler bu konuda ben diğer illerin de hassasiyet göstermesini istiyoruz” diyerek tamamladı.