Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz: ’Güçlü bir donanma olsaydı Atatürk bu emri verir miydi’

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz: ’Güçlü bir donanma olsaydı Atatürk bu emri verir miydi’ cukurovagazetesi.com

’Mavi Vatan’ın doktrini ve isim babası Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Mersin’de katıldığı bir programda Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün deniz donanmasına verdiği önemi anlattı.


Haber-Vecdi Yenigül

 

Mersin'de yayın yapan bir televizyon kanalında Gazeteci Fatih Alkar'ın konuğu olan Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve Atatürkçü Düşünce Derneği Serdar Erkan, Cumhuriyet'in 99'uncu dönümünde önemli bilgiler paylaştı. 'Mavi Vatan'ın doktrin ve isim babası olan ve yayımlanmış 10 kitapta imzası bulunan Emekli Tümamiral Gürdeniz'in son olarak 'Jeopolitik Fırtına' adını taşıyan 11'inci kitabı yayımlandı. Gürdeniz, katıldığı programda Atatürk'ün deniz donanmasına verdiği öneme ilişkin önemli bilgiler aktardı.

 

"ATATÜRK 57'İNCİ ALAY'A NEDEN ÖLMEYİ EMRETTİ"

Mersinliler'in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak sözlerine başlayan Tümamiral Gürdeniz, "99'uncu yılı geride bıraktık. İnşallah 100'üncü yılı en büyük coşku ve görkemle kutlayacağız. Türkiye bir deniz devleti, yarım ada devleti. Bir yarım ada devleti, denizleri ihmal ederek, denizlerden uzak durarak, siyasi ve ekonomik varlığını sürdüremez. Atatürk bu gerçeği çok iyi gören bir liderdi. Çanakkale Savaşları sırasında büyük bir armadanın ufkun ötesinden çıktığını görüp, 57'inci Alay'a ölmeyi emreden bir komutansan bahsediyoruz. Ne için Atatürk 57'inci Alay'a ölmeyi emretti? Eğer güçlü bir donanma olsaydı bu emri verir miydi? Eğer güçlü bir donanma olsaydı, yaklaşık 50 bin kişilik istila gücü Gelibolu Yarımadası'nın sahillerine çıkabilir miydi? Çıkamazdı" dedi.

 

"ABDÜLHAMİD DÖNEMİ O KADAR ZOR GEÇMİŞ Kİ, PERVANESİ DÖNEN GEMİSİ YOK"

Atatürk'ün deniz savunmasındaki önemi Birinci Dünya Savaşı yıllarında yakından gördüğünü vurgulayan Gürdeniz, "Atatürk bir kere denizin önemini en çarpıcı bir şekilde, anavatan savunmasında Çanakkale'de gördü. Libya Savaşı'nda 1911'de Salih Bozok'a yazdığı mektup var. Biliyorsunuz Libya Savaşı'na Enver Paşa'yla birlikte gidiyorlar. O zaman genç subayların en büyük emeli kahraman olmak. Ama şovalyece, ülkenin çıkarları için savaşmak ve ölmesini bilmek. O zamanki ruh böyle. Askerin ruhu bu. Çünkü yıkılan bir imparatorluk var ve 'ne yapabiliriz' telaşındalar. Libya'da savaşırlarken, Salih Bozok'a şöyle bir mektup yazıyor; 'Salih ne zaman ki Bingazi'nin Tobruk'un ve Trablusgarp'ın önünde Türk bayraklı savaş gemilerimiz olur, işte o gün biz savaşı kazanırız' diyor. Kazanamıyorlar. Niye? Çünkü Libya'ya deniz gücümüz gidemiyor. Bırakın onu, Atatürk Rauf Orbay'a 'Libya'ya gitmek istiyoruz, bir savaş gemisi mümkün mü? Bulabilir miyiz?' diyor. Rauf Orbay, hatıratında yazıyor. 'Atatürk'e neredeyse ağlayarak cevap verdim' diyor. 'Pervanesi dönen gemimiz yok' diyor. Yani Abdülhamid Dönemi o kadar zor geçmiş ki, pervanesi dönen gemisi yok" diye konuştu.

 

"ATATÜRK BU GERÇEKLERİ BİLEN BİRİ"

Gürdeniz, Atatürk'ün Hamidiye Seferi'ne ilişkin de bilgiler paylaşarak, "Atatürk bu gerçekleri bilen biri. Bir yarım ada coğrafyasında denizde güçlü olmadan, savunmayı denizde başlatmadan hayatta kalınamayacağını biliyor. O yüzden Hamidiye'de 11-22 Eylül 1924'te eşi Latife Hanım'la o seyri yaparken, 'donanmadan yana güçlü olmalıyız' diyor. Sürekli vurguladığı. 'Donanmasız Anadolu olmaz' diyor" dedi.