Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri Helga Maria Schmid, “Türkiye’nin yürütmüş olduğu diplomasi tahıl anlaşması gerçekten takdire şayan. Çünkü gıda malzemeleri ve gübrenin Ukrayna’dan çıkıp dünyaya götürülebilmesi çok önemli” dedi.
AGİT Genel Sekreteri Schmid, Ankara'da düzenlenen 13'üncü Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu. Türk diplomasisinin her zaman için çok önemli bir güçlü ulusal kimliği beraberinde getirdiğini söyleyen Schmid, “Coğrafyayı da bir avantaja çevirmiştir. Aslında Türkiye, bir batı ve doğu ülkesi olarak Avrasya'nın tam ortasında Avrupa ile Asya arasında bir köprü vazifesi görmekte. Bu sayede bu bağlantılılık ve dünyanın bugün içinde bulunduğu çoğulcu anlayışa en uygun ülkelerden bir tanesidir” açıklamasında bulundu.
Diyalog ve arabuluculuğun diplomasinin en önemli unsurları olduğunun altını çizen Schmid, “AGİT, bu değerlere gönülden bağlıdır. Tabii ki katılımcı ülkelerden bir tanesinin diğerine saldırdığı (Rusya-Ukrayna) bir durumla karşı karşıyayız. Çok açık bir şekilde şunu söylemek istiyorum. Bu organizasyonun kabahati değil. Diyaloğun da işe yaramadığı doğru değildir. Çünkü diyaloğa şans verilmemiştir. Biz diyalog olsun diye istedik, şubat ayının başında dışişleri bakanları ile Viyana'da bir araya geldik. Avrupa güvenlik diyaloğunu yenileme noktasında çalışmaktaydık. Çok dürüst ve çok samimi bir şekilde farklılıkları bir kenara bırakmak ve herkesin güvenliğine odaklanmak konusunu önerdik. Bütün ülkeler oradaydı ama Rusya diyaloğu kabul etmedi, şans verilmedi. En başından itibaren genel sekreter olarak ben bunu ortaya koydum. Savaşın durması lazım, bu saldırganlıktır. Savaş kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin yürütmüş olduğu diplomasi tahıl anlaşması gerçekten takdire şayan” diyen Genel Sekreter Schmid, “Çünkü gıda malzemeleri ve gübrenin Ukrayna'dan çıkıp dünyaya götürülebilmesi çok önemli. Bu durum Ukrayna için de çok önemli. Çünkü Ukrayna'nın ekonomisi ve insanların geçimi buna bağlı. Bunun yanı sıra dünya için de önemli. İnsanların temel gıda maddeleri bunlar. İnsanlar önümüzdeki aylarda aç kalma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. En son Kiev'e gittiğimde de bunu gördüm. Ben sizin bu yaptığınız konuları bir örnek olarak ortaya koyuyorum” dedi.
Özellikle arabuluculuk konusunu dile getirmek istediğini ifade eden AGİT Genel Sekreteri Schmid şöyle devam etti:
“Türkiye ve AGİT'in rutin bir iş birliği var bu konuda. Sizler de Birleşmiş Milletler içerisinde yine bu alanda eş başkanlık da yaptınız. İslam İşbirliği Teşkilatı içerisinde de, AGİT içerisinde de bunu gördük. Arabuluculuk dediğimiz kavram aslında çatışmaların önlenmesi ve çözümlenmesi konusunda en önemli unsurlarımızdan bir tanesidir.”
Ukrayna'nın reform gündemini desteklemek ve sivillerin savaş nedeni ile karşı karşıya kaldıkları risklerin azaltılması olarak iki önemli başlıklarının olduğunu vurgulayan Shcmid, “Buna örnek verecek olursak kara mayınları ile ilgili koruma sağlama bunlardan biri. Çünkü savaş bunu da beraberinde getiriyor. Aynı zamanda savaşın kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkileri, insan kaçakçılığı ve seks işçisi olarak çalışmaya zorlanmaları, yine patlayıcıların, mühimmatların ve silahların da yasadışı olarak ticaretinin yapılması konuları bizler için önemli. Bu konuda Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var. Bakan ile (Mevlüt Çavuşoğlu) bunu zaten görüştük” şeklinde konuştu.
"Yönetim reformlarıma da devam edeceğimizi söylemek istiyorum''
Birleşmiş Milletler'in (BM) şu anda yapmaya çalıştığı şeylerin bir azınlık tarafından engellenmeye çalışıldığını öne süren Schmid şunları söyledi:
“BM içinde de, AGİT içinde de mekanizmalar çalışıyor. NATO da bunun içerisinde. Bu organizasyonlar, bu çalışmalar için en iyi yerler olmaya devam edecek. Dolayısıyla bu organizasyonlara önemli yatırımlar yapıldı. Üye ülkelerin, bilinçli olarak altını oymaya çalışanların bunların sonuçları ile karşılaşacağına emin olması lazım. AGİT olarak bizim bu yaptığımız çalışmalar geri dönüştürülemeyecek şekilde zarar görebilme riskine sahip. Sadece birkaç ülkenin katkıları ile giden bir teşkilat, maalesef yüzde 25'lik bir bütçe kısıdı ile karşı karşıya. Bu daha az proje demek, daha az erişim demek, daha az destek demek ve daha az reform demek. Genel sekreter olarak yönetim reformlarıma da devam edeceğimizi söylemek istiyorum.”