Emekliler geçinemiyor

Emekliler geçinemiyor cukurovagazetesi.com

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), verilerine göre enflasyon rakamları aydan aya artması nedeniyle, emeklilerin aldıkları emekli maaşıyla geçinemediklerini dile getiren Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şubesi Başkanı Cemal Akbudak, “Ekmek şu anda 3 lira olmuş ve 5 kişilik bir ailede günde 15 lira sadece ekmek parası ve bu da ayda 450 lira ekmeğe harcanması demek. Ekmeğe gelen zamla birlikte emekli maaşının neredeyse yüzde 12’si sadece ekmeğe ödeniyor” dedi.


Özel Haber – Mehmet Çetin

Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şube Başkanı Cemal Akbudak, son zamanlarda yaşanan hayat pahalılığından dolayı emeklilerin geçinemediğini ve temmuz ayında en az asgari ücret kadar emekli maaşına zam yapılması gerektiğini belirtti. Alınan maaşların enflasyon karşısında eridiğini ve zamların yetersiz olduğunu belirten Akbudak, “Ocak ayında yüzde 25 gibi bir zam yapıldı. Ama geldiği günün sabah erken saatlerinde neredeyse o rakamın yüzde 10’u geri alındı yapılan zamlarla. Aralık ayı bitmeden yapılan zam bitti. Bu ülkede emeklinin yüzde 90’ı açlık sınırının altında maaş alıyor, geri kalan yüzde 10’u ise yoksulluk sınırının altında maaş almakta. Bugün ortalama bir olarak bir emeklinin maaşı 3 bin 300 ile 3 bin 600 arasındadır. Ama açlık sınırı 5 bin liranın üzerine çıkmış ve yoksulluk sınırı da 10-11 bin liralara çıkmış durumda. Yani ‘ülkenin anası babası’ dedikleri, bu ülkenin imarında her türlü emeği olan kişileri açlık durumuna getirilmeleri kadar kötü bir durum yok” ifadelerini kullandı.

 

“TÜİK, VERİLERİ OLDUĞU GİBİ VERMİYOR”

TÜİK verilerinin enflasyon rakamlarını doğru yansıtmadığını söyleyen Akbudak, “Bazen milletvekilleri dile getiriyor; ‘Benin annem, babam emekli ve ben onlara yardım etmezsem, onların durumu bile kötü’ diye ama herkesin evladı milletvekili değil ki, kendilerine yardım etsin. Bunun çözümünü de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözmek zorundalar. Yani nasıl gözlerini kapatıp da üç maymunu oynuyorlar benim aklım almıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre belirleniyor ve zaten TÜİK’in hiçbir gerçekliği de zaten yok. TÜİK sepetinde 415 kalem mal var ve bu 415 tane kalemden emeklileri ilgilendiren 15 tane kalem yok. Diğer kalemler de bu zamanda insanların kullanmadığı veya yıllar önce idare lambasının camından, Avrupa seyahatine, don lastiğine kadar ürünler alınıp da TÜİK’in hesaplamaları arasına alınmakta ve tabi böyle olursa da enflasyon rakamlarının yüzde 10-15’kerde çıkması normaldir. Bir ülkede enflasyon yüzde 100’ü geçip de TÜİK yüzde 30’lardan bahsediyorsa, o kurumun bir an evvel kapatılması lazım. Çünkü Türkiye’nin gerçeğini yansıtmamaktadır” şeklinde konuştu.

 

“BAYRAM İKRAMİYESİ EN AZ 2 BİN 500 LİRA OLMALI”

Emeklinin sadece kendisi için değil, işsiz olan çocukları için de eve katkı sunmak durumda kaldığını ekleyen Akbudak, “Önümüzde bayram var. Ne kadar bayram ikramiyesi verecekleri belli değil.  Bin lira ikramiye vardı daha önce bin 100’ya çıkarttılar. Yani eğer bugün bir bayram ikramiyesi verilecekse 2 bin 500 liradan az olmamalıdır. Bugünkü hesaplamaya göre ve kaldı ki bu da en az şekilde hesaplanmış durumda. Ama yine dağ fare doğuracak ve sanmıyorum ki bin 500 liradan fazla verilsin. Çünkü şimdiye kadar yapılanlar, verilen rakamlar incelendiğinde bu çıkıyor ortaya ama inşallah ki beni yanıltırlar” sözlerini kullandı.

 

“EMEKLİNİN DURUMU ÇOK PERİŞAN”

Emekli maaşının yetersiz olduğunu örneklerle ifade eden Akbudak, emekli maaşının çoğunun yol ve ekmek için harcandığını belirterek, “Şu anda emekli bırakın bir başka şehre gitmeyi, ilçeden ilçeye gidemiyor emekli maaşıyla. Ekmek şu anda 3 lira olmuş ve 5 kişilik bir ailede günde 15 lira sadece ekmek parası ve bu da ayda 450 lira ekmeğe harcanması demek. 3 bin 300 lira gibi bir maaş alan emekli maaşının neredeyse yüzde 12-13’ü sadece ekmeğe verilmekte. Bunun kirasını, etini, sütünü, meyvesini, bir yana bırakın. Yani bu insanlar bunu nasıl görmezden gelebilir onu hesaplamak mümkün değil. Memleketin güllük gülistanlık olduğunu savunanlar nerede yaşıyorlar acaba. İnsanlar nasıl geçinecek veya geçiyor mu bunların hesabını hiç mi yapmıyorsunuz. Onun için emeklinin durumu çok perişan” diye ekledi.

 

“SEYYANEN ZAM YAPILMASINI İSTİYORUZ”

Emeklilere yapılan zamların yetersiz olduğunu ve yapılan zamlarında da yüzdeli olarak değil de seyyanen yapılması gerektiğini, aksi taktirde emekliler arasındaki maaş farkının giderek artacağını kaydeden Akbudak, “Emekliye sürekli olarak yüzdeli rakamlarla zam yapılmakta. İntibak yasası, ‘emekliler arasındaki maaş farklılığı düşsün’ diye çıkarıldı ama yüzdeli rakamlar emeklinin arasındaki uçurumu açmaktan başka işe yaramıyor.  Yüzdelik olarak zam yapıldığı zaman 4 bin lira alan bir kişi yüzde 25 zamdan bin lira alacakken 2 bin lira alan bir kişi 500 lira zam alabilmekte yani aradaki uçurumu açmaktan başka işe yaramıyor yüzdelik zamlar. Onun için seyyanen zam yapılması lazım. Seyyanen zam; her emekli eşit şekilde zam yapıldığı zaman belki yıllar içersinde o aradaki fark öyle erir biraz. Yoksa biz yıllarca yüzdelik zamların emekliler arasındaki zamları açmaktan öte gitmediğini söyledik. Seyyanen zammın verilmesi gerekmekte” dedi.

 

“EMEKLİLERDEN ALINAN SAĞLIKTA KATKI PAYLARININ KALDIRILMASINI İSTİYORUZ”

Emeklilerin emekli olana kadar ki süre zarfında sürekli olarak prim ödediklerini ve emekli olduktan sonra da kendilerinden alınan sağlıkta katkı yapının kaldırılması isteyen Akbudak, “Bu toprağın her taşında, her toprağında emekleri olan bu emeklilerin gençlik döneminde çalıştıklarında sağlıkla ilgili hiçbir sıkıntıları yoktu ama bir insan emekli olmadan önce iki tane prim öder; yaşlılık aylığı dediği, bugün emeklinin almış olduğu emeklilik maaşı, bir de sağlıkla ilgili bir yatırır. Bu sağlıkla ilgili primi 20’li yaşlarda hiçbir sıkıntıları yokken yatırdılar emekliler ama emekli olduktan sonra 55 yaşlarında ister istemez sağlıkla ilgili sıkıntıları başlar ve zamanın da bedelini ödediği bu sağlık primlerine ilaveten bugün yine ‘Sağlıkta Katkı Payı’ adı altında tekrar alınmasının bir mantıklı açıklaması olamaz. Bu insanlar zaten önceden bedelini ödemişler ve tekrardan bedel ödetmekteler. Hem de emeklinin en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde. Sağlıktaki katkı paylarının hangi ad altında olursa olsun hepsinin kaldırılması lazım. Yani bu sıkıntıların bir an önce giderilmesi lazım. Zaten emeklinin almış olduğu maaş kendisine yetmiyorken, 3 bin 500 maaş alan bir emekliden ayda 200-300 liralık bir katkı payı kesilirse, emekli zaten geçinemiyorken bu sefer de aç kalmış oluyor. Maaş daha alınmadan uçmuş, bitmiş oluyor zaten” ifadelerini kullandı.

 

“EMEKLİLERİN ÇOĞUNUN KREDİ BORCU BULUNMAKTA”

Akbudak, emeklilerin maaşının yetmediği için emeklilerin çoğunun krediye başvurduklarını, kredi kartı kullanmak zorunda kaldıklarını belirterek, “Maaşını aldığı andan itibaren 3 bin 200 lira olan maaşın belki de 200 lira para kalıyor cebinde henüz ay başında ve bu durumdan da sadece bankalar karlı çıkmış oluyor. Kaldı ki; enflasyon rakamlarının hiçbiri doğru değil. Eğer gerçekten de enflasyon rakamları hesaplanmak isteniyorsa; bankaların yıllık verdiği faiz oranlarına bakıldığında zaten ortaya çıkacaktır. Sıkıntı çok. Evine bir kasa domates alıp da salça yapmayı düşünenler şu anda domatesi taneyle almaktalar çünkü güçleri yetmiyor. Asgari ücretli geçinemiyorken, emeklinin daha alt sınırdan maaşla geçinmelerini bekliyorlar bu nasıl bir hesaplamadır. Şu anda ocak, şubat, mart ayının enflasyonu; 22,81. Durum böyle olunca da açlık sınırın altında hiçbir emekli maaşının kalmasını istemiyoruz. En az asgari ücret kadar olmalı” sözlerini ekledi.