Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, son zamanlarda artan yem fiyatları, hayvan üreticilerine verilen desteği ve hayvan üreticilerinin içinde olduğu durum hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, üreticiye ucuz mal temin için destek sağlandığını belirterek, “Yem fiyatları gerçekten de pahalı. Piyasa gerçekten de yüksek ve üreticimizi de etkiliyor. Örneğin 50 kiloluk bir çuvalı 230-250 bandında değişmekte. Ama toprak mahsulleri ofisinin verdiği ise çok daha uygun. Yani buradan alan üreticilerimiz daha uyguna almış oluyorlar. Kaldı ki Mersin’de küçükbaş hayvanlarının
Özel Haber – Mehmet Çetin
Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, gazetemize verdiği röportajda, 2021 yılını değerlendirerek, 2022 yılında hayvancılık bağlamındaki beklentilerini dile getirdi. 2021 yılının küçükbaş hayvancılık için ve tarım sektörü için sıkıntılı geçtiğini ancak 2022 yılının daha umut verici olduğunu söyleyen Akdoğan, “Bilindiği üzere geçen yıl kuraklık etkisini çok fazla hissettirdi ülkemizde. Kuraklığın etkisiyle beraber ürünler, özellikle yem bitkisinin yetişememesi, meraların elverişsiz olması ve dolayısıyla kısa denilebilir ki; 2021 yılı bizim için çok da olumlu bir yıl olmadı. Ancak 2022 yılı çok şükür olumlu sinyaller veriyor, iyi geldi. Gerek iklimsel koşullar olsun gerek yağmurdan dolayı yem bitkilerinin yeşermesi. 2022 yılı inşallah daha iyi geçecek diye umuyoruz. Bilindiği üzere ülkemizde küçükbaş hayvancılık daha çok meraya dayalı yapılmaktadır ve geçen yıl yağışların da çok az olması meraları etkiledi. O yüzden üreticilerimiz sıkıntılar yaşadı. Özellikle yemleme de büyük sıkıntı oldu. Arpa, buğday rekolteleri çok düşüktü ve biz hayvancıların da en çok kullandıkları yem bulmakta bu sefer çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Buna istinaden biz birlik olarak geleceğe görebildik ve geçen yıl nisan-mayıs aylarında Tarım ve Hazine Bakanlığımızın da destekleriyle bir proje başlattık ve Toprak Mahsulleri Ofisi’yle birlikte dışarıdan yemin ana maddesi olan arpayı ithal ettirdik. Üreticilerimize ithal edilen bu arpayı süspansiye edildi hayvanlar için” ifadelerini kullandı.
“PİYASANIN YARI FİYATINA 27 BİN TON YEM DAĞITIMI YAPTIK ÜRETİCİMİZE”
Birlik olarak, bugüne kadar üreticilere hep destek sağladıklarını belirten Akdoğan, “Toprak mahsulleri ofisiyle birlikte piyasa değeri 450-500 lira olan ürünü üreticilerimize yarı yarıya 200-250 liraya sunduk. Bunu da ağustos ayından bu yana yapmaktayız. Toplamda 27 bin tok arpanın dağıtımını gerçekleştirdik üreticimize Mersin genelinde ve 13 ilçede eşit bir şekilde de dağıtımını yaptık. başvuran her üyemizin aylık yem ihtiyaçlarını bu şekilde karşıladık. Bu desteğe başvuruda bulunmak isteyen üreticilerimizi de 2021 yılında İlçe Tarım Müdürlüğünün gidip tespit ettiği ve destek aldığı üreticilerimize biz de bu destekleri sağlamaktayız. Bizim daha önce kontrol ettiğimiz, işletme belgesi ve hayvan kayıt sistemine kayıtlı olan hayvan miktarı kadar destek sağlamaktayız. Bu şartları yerine getiren her üreticimize biz de ihtiyaçları doğrultusunda yem veriyoruz. 6 aylık süreçte 27 bin ton ucuz ve uygun yem temin ettik, üreticimize sunduk. Üreticimize biz burada ciddi anlamda kalkan olduk. Bu arpa tabi ithal ediliyor ve bir de dağıtımın yapılması gerekiyor. Önce bakanlık, toprak mahsulleri ofisi yem fabrikaları üzerinden birkaç ay dağıtımını gerçekleştirdi ama biz özellikle Mersin Birliği olarak bu işin öncüsü olduk. Tüm Türkiye’deki birliklere örnek olacak şekilde çalışma yaptık. Şu anda ocak ayından itibaren tüm koyun-keçi birlikleri bu dağıtımı üstlendi. Ama ilk önce ağustos ayından itibaren biz bu işin hanisi olduk, Mersin Birlik olarak” şeklinde konuştu.
“DAMIZLIK SEKTÖRÜNDE KESİME GİDİLECEK KADAR HAYAT PAHALILIĞI YAŞANMADI”
Hayat pahalılığı karşısında üreticilerin hayvanlarını kesme yoluna gittiği iddiaları üzerine konuşan Akdoğan, “Bizim küçükbaştan ziyade büyükbaş hayvancılıkta kesimlerinin olduğu duyumunu aldım bende. Ama küçükbaş hayvan varlığı açısından damızlıkta kesimler yaşanmadı kesinlikle. Küçükbaş bilindiği üzere de daha çok meralarda, ormanlarda otlatıldığı için ve bir de biz de yem süspansiyelini gerçekleştirdiğimiz için damızlıkta o derece gelecek kadar büyük bir sıkıntı yaşanmadı. Bu kesimlerin daha çok süt inekçiliğinde yaşandığını düşünüyorum. Ama orada da bakanlığın aralık ayında süt fiyatlarını çok ciddi şekilde artırması üzerine, piyasa kendiliğinden bir dengesini sağladı. Bu yıl inşallah yağışları da iyiyken ve kuraklığın da etkisinin kırılmasıyla birlikte böyle bir şeyler yaşanmaz 2022 yılında. Kuraklık yaşandığı zaman bu yem stokçuluğu yapan firmalar hemen de ortaya çıkıyor. Piyasayı böylece alt üst ediyorlar. Şu anda çok şükür devletimiz, bakanlığımız üreticinin yanında. Ciddi anlamda süspanse edildi. Yani şu anda 4 bin 500 lira verilen bir ürünü biz 2 bin 100 liraya veriyoruz ve böylelikle yarsından fazla bir süspanse fiyatıyla üreticimize sunduk. Burada ciddi anlamda bir destek söz konusu” diye ekledi.
“ÜRETİCİMİZE UYGUN FİYATLAR SUNARAK DESTEKLEMEYE DEVAM EDİYORUZ”
Sosyal medyadan sürekli olarak kamuoyunu da üreticileri de yaptıkları çalışmalar hakkında bilgilendirdiklerini kaydeden Akdoğan, “Biz Mersin’de gerçekten inanıyoruz ki; küçükbaş hayvancılığa her türlü desteği verdik, verdiriyoruz. Bu süreçte de gerçekten de vatandaşlarımız zor süreçte geçmişti. Örneğin yapmış olduğumuz bu çalışmalar olmamış olsaydı, bakanlığımız, toprak mahsulleri ofisimizin yapmış olduğu bu çalışmalar olmamış olsaydı; üreticiye bu şekilde temin edilmemiş olsaydı yem fiyatları daha da artardı ve hatta katlanarak yükselirdi. İnsanlar hayvanını doyurmak zorunda. Örneğin pahalı diye gübreyi bir ay atmadın ve geciktirerek atabiliyorsunuz ama hayvanı mutlaka doyurmak gerekiyor. Bizim üreticimiz kendi yemiyor, hayvanına yediriyor bir şekilde ve bu anlamda da bu konuda ciddi şekilde destek olduk. Bu biraz daha iyiye doğru gitmekte. Küçükbaş hayvan fiyatı pandeminin etkisiyle beraber, lokanta ve restoranların da kapalı olmasıyla beraber, et tüketimi düşmüştü” diye ifade etti.
“SON 6 AYDA CİDDİ ŞEKİLDE KÜÇÜKBAŞ HAYVANI DIŞARIYA İHRAÇ EDİYORUZ”
2021 yılının ikinci yarısından itibaren ciddi anlamda hayvan ihracatı gerçekleşmekte olduğunu söyleyen Akdoğan, “Küçükbaş hayvan varlığımız son 4-5 yılda bakanlığımızın destekleriyle yapmakta olduğumuz çalışmalar neticesinde ciddi anlamda bir artış meydana geldi. Burada artık bir üretim fazlalığı söz konusu. Bunu da biz tekrar bakanlığımızla görüşerek buradaki yurt içindeki yerli ve yabancı firmalarına Ortadoğu ülkelerinden ciddi anlamda küçükbaşa talep var. Normal şartlarda bu hayvanları dışarıdan, değişik ülkelerden daha hesaplı alabilirler ama bizim ürettiğimiz kalitede bir ürünü bulma şansları yok. Özellikle Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai’ye şu anda karkas et ve canlı hayvan ihracatı gerçekleştiriliyor. Yani bizim içerde, üretici önünü görse, görebilse üretim yapacak. Çünkü bizim tercih edilme sebebi lezzeti. Çünkü istense dünya piyasasında daha uyguna ve ucuza et bulunabilir. Örneğin bizde Toroslar’ın zirvelerinde üretilen, bizim Anadolu coğrafyasında üretimi yapılan küçükbaş tamamen doğal bir şekilde üretildiği için eti lezzetlidir. O yüzden küçükbaşa Ortadoğu ülkelerinden yoğun bir talep var. Biz de bakanlığımızla bunu istişare ediyoruz ve ihtiyaç fazlası olan malları yurt dışına gönderiyoruz yani üreticiyi de çok fazla mağdur etmeden, dengeli bir şekilde küçükbaş ihracatı gerçekleştiriliyor. 2 yıldır yavaş yavaş ihracatı yapılıyordu ama özellikle son 6 ayda ciddi şekilde biz küçükbaş hayvanı dışarıya ihraç ediyoruz” dedi.
“DIŞARIDAN ET VEYA HAYVAN İTHAL ETMEYE İHTİYACIMIZ YOK”
Akdoğan, şu anda dışarıdan hayvan, et ithal etmeye ihtiyacının olmadığını belirterek, “Yeterince hayvanımız var zaten şu anda içerde. Zaten bizim ülkemizdeki hayvancılığı bitiren nokta da dışarıdan yapılan ithalattır. Şimdi bu küçükbaş hayvancılık gerçekten de zor. Şartları çok zor. O üreticinin bir şekilde kazanması gerekiyor. Bir yandan fiyatı daha uygun şekilde ve daha cazip hale getirelim derken içerdeki üretici de küstürülecektir. Üretici önünü göremediği zaman, yaptığı işten kar göremeyeceğini anlayınca bu sefer damızlık hayvanlarını kesime gönderiyor. O yüzden biz eskiden bir üretim fazlası hayvan yetiştiremiyorduk, dışarıya hayvan da veremiyorduk ve bir gelişme de sağlanamıyordu. Ama son 3-4 yılda işler tam tersine döndü; hem bankalığımız ciddi anlamda destek sağlıyor hem de ürettiği ürünün biraz değerini almaya başlayınca üreticiler işlerine de bağlanıp sarılıyorlar. Ama pandemi döneminde biraz sıkıntı yaşadık. Yoksa biz şu anki hayvan sayımızın daha çok üzerine çıkardık. Pandemi döneminde tüketimde biraz sıkıntı olunca iç piyasa da bir daraldı. Bunun üzerine bir de yem fiyatları da artınca biraz sıkıntı yaşandı ama her şeye rağmen ben sektörümüzün geleceğinin iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü bu hayvan ihracatı çok önemliydi. Bu yem süspansiyesiyle birlikte devlet de üreticilerin yanında olduğunu gösterdi. Ayrıca ihracat onayı da bakanlık tarafından verilince piyasa kendisini dengelemeye başladı ve son 1-2 aydır bizde bunu hissedebiliyoruz” diye belirtti.
“ŞU ANDA ÜRETİCİMİZİN MALİYETE DENK GELECEK ŞEKİLDE BİR SATIŞI VAR”
Üreticinin şimdilik üretimden bir kazanç sağlayamadığını ekleyen Akdoğan, “Şu anda üreticimizin maliyete denk gelecek şekilde bir satışı var hayvanların. Yani aşağı yukarı birbirini dengeleyen bir piyasa mevcut. Ama işte biz de bu ihracatla beraber gelecek olan yeni hayvanların, kuzuların daha da uygun ve üreticinin kar edeceği şekilde satışa çıkacağını düşünüyoruz. Şu anda karkasın kesim fiyatı 70 lira, canlı fiyatı 35 lira civarında ve muhtemelen 80 ile 40 arasında fiyatları değiştiği zaman üretici de kazanmaya başlayacaktır diye düşünüyorum. Geçen yıl tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de sıkıntılar vardı ve inşallah bu yıldan da umutluyuz. Biz de gerekli çalışmaları yaparak sürekli olarak vatandaşlarımıza ve üreticilerimize destek sağladığımızı ve sağlayacağımızı belirtmek isterim. Üreticimize sürekli moral ve motivasyon vermeye çalışıyoruz. Üreticilerin en büyük önceliği moral ve motivasyonun yüksek olması gerekiyor. Üreticinin moralini bozmayı kimse kaldıramaz. Zaten meşakkatli bir iş ve birazda işler ters saptığında direkt olarak sektörden uzaklaşabiliyor üretici. Feryatla figanla bir çözüm bulunamıyor. Ben idareci olarak bunu gördüm. Sektörün her sıkıntısını dile getirmek de olmuyor çünkü bu sefer de piyasadaki fırsatçılar bunu fırsata çevirebiliyor. Bizde yemi falan biliyoruz ama fırsatçılara fırsat tanımayalım ve moralimiz yüksek olmalı. Biz daha önce çok daha sıkıntılı süreçlerden de geçtik” sözlerini kullandı.