Sağlık Örgütleri’nin 17-18 Şubat etkinlikleri kapsamında 2 günlük görev bırakma eylemleri kapsamında basın açıklaması düzenlendi. Sağlık örgütleri adına basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, “Biz sağlık örgütleri olarak yıllardır sorunlarımızı anlatmaya ve çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz, ancak bugüne değin taleplerimiz dikkate alınmadı. Sağlık Bakanı’ndan 473 gün önce istediğimiz randevuya ne yazık ki hala yanıt verilmiş değil. Bu nedenle sesimizin duyulması için bugün alanlardayız ve sesimiz yine duyulmazsa Mart ayında daha uzun süreli grev’lere hazırız” dedi
Tüm Türkiye’de sağlıkçıların haklarının verilmediği gerekçesiyle, sağlıkçılar 17-18 Şubat günlerinde ülke genelinde etkinlikler düzenleyerek basın açıklamaları yaptılar. Mersin’de Toros Devlet Hastanesi’nde yapılan basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Yaptıkları grevlerle Sağlık Bakanlığı’ndan haklarını talep ettiklerini belirten Antmen, “Son bir yıldır hemen her ay örgütlediğimiz eylemlilik sürecimizin sonucunda bugün ülkenin dört bir yanında yine alanlardayız, yine grevdeyiz. Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşmak, sesimizin duyulmasını sağlamak için buradayız. Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak tüm sağlık örgütleri ile ortak bir grev etkinliği yapacağız. Biz sağlık örgütleri olarak yıllardır sorunlarımızı anlatmaya ve çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz, ancak bugüne değin taleplerimiz dikkate alınmadı. Sağlık Bakanı’ndan 473 gün önce istediğimiz randevuya ne yazık ki hâlâ yanıt verilmiş değil. Bu nedenle sesimizin duyulması için bugün alanlardayız ve sesimiz yine duyulmazsa Mart ayında daha uzun süreli grev’lere hazırız. Sağlığı alınıp satılan bir meta, hastaneleri işletme, hastaları müşteri, doktorları tüccar ve sağlık çalışanlarını köle olarak gören anlayışın yürürlüğe koyduğu sağlıkta dönüşüm programı ile hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının emeği ucuzlatılmış, çalışma koşulları kötüleşmiş, halkın sağlık hakkı elinden alınmış: gelinen aşamada sağlık sistemi işlemez hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
“UYGULANAN POLİTİKALARLA EKİP RUHU ORTADAN KALKMAKTADIR”
Sağlıkta dönüşüm sonucu kurulan SABİM, CİMER gibi şikayet hatları hekimlere bir mobbing aracı olarak kullanıldığını, hekimlerin savunma vermekten işlerini yapamaz hale geldiklerini belirten Antmen, “ Performans sisteminin yerleştirilmesi sonucunda iş yükümüz artmış, kışkırtılmış bir sağlık talebi ortaya çıkmış ve bu da Malpraktis vakalarını arttırmıştır. Malpraktisin artmasıyla da hekimlere milyonlarca lira tazminat cezaları verilmeye başlanmıştır. Sağlık alanında şiddet her geçen gün artmaktadır. Güvenli işyerleri ve etkili bir şiddet yasası ise Sağlık Bakanlığı’nın gündeminde dahi değildir. Bir diğer olumsuzluk ise kışkırtılmış sağlık talebi ile artan iş yüküdür. Hekimler ve sağlık çalışanları yetersiz istihdamın ve kışkırtılmış sağlık talebinin karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücret yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedirler. Performans ve puan hesapları ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, ekip ruhu ortadan kalkmaktadır” şeklinde konuştu.
“TIP EĞİTİMİ NİTELİKSİZ HALE GELMİŞ”
Ülkede sağlıkçılara yönelik hakların yetersiz olarak tanınmasından dolayı, sağlıkçıların yurt dışında yaşama alternatifleri aradıklarını kaydeden Antmen, “ Tıp eğitiminin niteliksiz hale gelmiş, yetersiz öğretim kadrosu ile açılan 150’ye yakın tıp fakültesinde hem tıp öğrencileri hem de uzmanlık eğitimi alan asistan hekimler yetersiz ve güç koşullarda iyi hekim olma kaygısı içerisinde bırakılmışlardır. Asistan hekimler ve tıp öğrencileri bu koşullarda hızla ülke dışında çalışma ve yaşama olanaklarını aramaya başlamışlardır. Grev etkinliğimizin taleplerini sizlerle paylaşmak istiyoruz. İlk olarak hekimlerin ve diş hekimlerin gelirlerinde düzenleme içeren, ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan seyyanen zamla ilgili tasarının geri çekilmesine, ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen unutturulmaya çalışılmasına itiraz ediyoruz. Tasarı kapsayıcılığı arttırılarak derhal Meclis’e getirilmelidir. Çalışmakta olan pratisyen ve asistan hekimlerin temel ücretleri yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimlerin ise üç katı olmalıdır. Emekliliğimize de yansıyacak insanca yaşayabileceğimiz temel bir ücreti sağlayacak şekilde ekonomik ve özlük haklarımız için yeni bir düzenleme bir an önce yapılmalıdır” sözlerine yer verdi.
“CAYDIRICI YENİ BİR SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI ÇIKARILMALIDIR”
Sağlıkçılar olarak talep ettikleri hakları sıralayan Antmen, “Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için etkili ve caydırıcı yeni bir ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ çıkarılmalıdır. Covıd-19 illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı kabul edilmelidir. Covıd-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır. 2021 yılında yürürlüğe giren Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği iptal edilerek, ilgili meslek örgütleri ile birlikte, ASM’lerde çalışmayı kolaylaştıracak demokratik bir yönetmelik yayınlanmalıdır. Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için tüm sağlık çalışanlarına 120 gün fiili hizmet süresi zammı verilmeli, hekimlerin ek göstergesi 7200, diğer sağlık çalışanlarının 3.600 olacak şekilde düzenlenmelidir. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde, tüm sağlık örgütleri olarak haklarımızı alana kadar daha güçlü eylem ve etkinliklere hazır olduğumuzu, hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz” diye ekledi.