TBMM Genel Kurulu’nda sağlık personelinin özlük haklarına ilişkin düzenlemelerin geri çekilmesi üzerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) grev karar aldı. TTB’nin 15 Aralık Çarşamba günü grev yapacaklarını duyurması üzerine Mersin Tabip Odası, Ses Mersin Şubesi Genel Sağlık İş Mersin Temsilciliği, Birlik Dayanışma Sendikası Mersin Temsilciği, Mersin Aile Hekimleri Derneği ortak basın açıklaması düzenledi. Ortak basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, “Yapacağımız eylem ve etkinliklerde sağlık hakkımız için birlikte olalım. Mücadelemiz yalnız kendimiz için değil, sağl
Mersin Tabip Odası’nda Türk Tabipleri Birliği (TTB)’nin 15 Aralık Çarşamba günü grev yapacaklarını duyurması üzerine Mersin Tabip Odası, Ses Mersin Şubesi Genel Sağlık İş Mersin Temsilciliği, Birlik Dayanışma Sendikası Mersin Temsilciği, Mersin Aile Hekimleri Derneği ortak basın açıklaması düzenledi. Ortak basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, “Sağlıkta özelleştirmeci, hastanelerimizi satan politikalara karşı bu uyarı g(ö)revi; Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir. Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir. Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir. Covıd-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması içindir. Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilmesi; ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir. 15 Aralık 2021 günü yaşadığımız sorunları dile getirmek ve çözüm talep etmek adına iş bırakarak Sağlık Bakanlığı’nı ve iktidarı uyaracak; sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma süreçleri içinde yer alacağımız sağlık sistemi inşa edilinceye kadar birlikte mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu
“MEVCUT SAĞLIK SİSTEMİ, TOPLUMUN SAĞLIĞINI RİSKE ATMAKTA”
Koronavirüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak yerine daha da riske attığını iddia eden Antmen, “İktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini almış; bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaşmıştır. Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımamış; salgın döneminde dahi bu anlayışından vazgeçmemiştir. Yüzlerce insanımız, sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmektedirler. Sağlık emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Sağlık çalışanları ‘artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa ederken, emekli olurken; genç hekimlerimiz başta olmak üzere sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?” ifadelerine yer verdi.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI AÇLIK SINIRININ ALTINDA BİR ÜCRETLE ÇALIŞMAKTA”
“Artık yaşamımıza bile mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir” diyen Antmen, Sağlık Bakanlığı’nın salgın sürecini yönetemediğini iddia ederek, “Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan salgını değil algıyı yönetmeye çalışarak, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışarak, yok saymaktadır. Bunun en son örneği de hekimlerin, sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş; açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir. Mecliste milletvekillerine iktidarın resmî olarak veremediği sözel cevap, emekli hekim maaşlarının bu düzenlemeyle çok yüksek olacağı ve bunun kabul edilir olmadığıdır” dedi.
“SALGIN DÖNEMİNDE VERDİĞİMİZ EMEĞİN DEĞERSİZLEŞTİRİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Dayanışma içinde hep birlikte acil durumlar haricinde grevde olacaklarını kaydeden Antmen, “İktidara ve Sağlık Bakanlığı’na çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz; Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık g(ö)rev zamanıdır. Gün dayanışmanın, birbirimize, mesleklerimizin taşıdığı güce güvenmenin; yaşam ve sağlık haklarımızı savunmanın ve geliştirmenin günüdür. Emeğimiz üzerinden kendini var eden, sömürenlere dur demenin ‘Biz birlikte güçlüyüz’ü göstermenin günüdür. Bu mücadele sadece hekimler, sağlık emekçileri için değil; tüm toplum için, hepimiz için. Ne toplumu ne sağlık emekçilerini ne de diğer emekçileri dinleyen bir iktidar, emeğimize sahip çıktığımızı bir kez daha görecektir. Toplumun sağlık hakkına, bizlerin emeğine göz dikmiş iktidarı g(ö)rev ile uyarmaktan başka bizlere çare kalmamıştır. Her g(ö)rev etkinliğinde olduğu gibi acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak; covıd-19 veya covıd-19 şüphesi ile başvuranların poliklinik ve klinik tedavilerine devam edilecek; diğer hastalarımıza nöbet düzeninde sağlık hizmeti verilecektir” diye ekledi.
“EMEK BİZİM İSE SÖZ DE BİZİMDİR”
Yapacakları greve destek vermeleri adına halka destek çağrısında bulunan Antmen, “Yapacağımız eylem ve etkinliklerde sağlık hakkımız için birlikte olalım. Mücadelemiz yalnız kendimiz için değil, sağlığa erişim hakkı ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmemiz içindir. Sesimizi duyun ve acil durumlar dışında sağlık kurumlarına gelmeyerek eylemlerimize destek verin. Bu g(ö)rev emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplumun, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir. İktidar bilmelidir ki hekimlerin, sağlık çalışanlarının, emekçilerin söyleyecek sözü, sağlık sistemini değiştirecek gücü vardır. Kısacası Emek Bizim ise Söz de Bizimdir! İktidar bilmelidir ki; taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir. Bir kez daha uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz” ifadelerini kullandı.